72 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Eb'û'l-Abbas Abdullah b. el-Hüseyin el-Kadî Merv'de ve Ebû Abdullah Muhammed b. Ali b. Mahled el-Cevherî Bağdat'ta, onlara el-Hâris b. Ebî Üsâme, ona Saîd b. Âmir ed-Dubbeî, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona da babası vasıtasıyla dedesi Alkame b. Vakkas şöyle rivâyet etti: "Cesur bir adam vardı, umeranın huzuruna gider, onları güldürürdü. Bir gün dedem ona dedi ki: "- Yazık sana be adam! Niçin o adamlarına huzuruna gidip kendilerini güldürüyorsun? Ben, Rasûlullah'ın (sav) sahabesi Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'nin (ra), Hz. Peygamber'den şöyle rivâyet ettiğini işittim: "Kul bazen Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de Allah’ın kızacağı öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar.”
Bize Ebû'l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer, onaYakub b. Süfyan, ona İbn Osman, ona Abdullah b. el-Mübarek, ona Musa b. Ukbe, ona Alkame b. Vakkas el-Leysî, ona da Bilal b. el-Hâris el-Müzenî şöyle demiş: "Ben senin şu Emîrlerin huzuruna girdiğini, onlarla haşir neşir olduğunu görüyorum. Onlarla ne yaptığına dikkat et! Çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "İnsan bazen öyle hayırlı bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de öyle kötü bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar.” Alkame şöyle diyordu: Bu hadisi Bilal'den duyduktan sonra nice söz var ki benimle onun arasına girmiştir.
Bize Ebû Tahir el-Fakîh, ona Ebû Bekir el-Fahhâm, ona Muhammed b. Yahya, ona Affân b. Müslim, ona Basralıların krâat imamı Sellâm b. Süleyman rivayet etmiştir. (T) Yine bize Ebû Tahir, ona Ebû Tahir el-Muhammedâbâzî, ona el-Abbas ed-Dûrî, ona Yezîd b. Ömer b. Cenze el-Medâinî, ona Sellâm Ebû’l-Münzir el-Mukriî el-Basrî, ona Muhammed b. Vâsi’, ona Abdullah b. es-Sâmit, ona da Ebû Zer el-Ğifârî (ra) şöyle demiştir: “Dostum Rasûlullah (sav) bana yedi şeyi emretti: Benden yukarıda olana bakmayıp benden aşağıda olana bakmayı, yoksulları sevmeyi ve onlara yakın olmayı, kimseden bir şey istememeyi, yakınlarım benden yüz çevirseler bile onlara sıla-i rahim yapmayı, acı da olsa daima hakkı söylemeyi Allah konusunda kınayanların kınamasına aldırmamayı ve bir de ‘Lâ hale ve lâ kuvvete illâ billâh’ sözünü çok söylemeyi emretti. Bu sözün, cennetin hazinesi olduğunu söyledi.” Ebû Zer hadisin lafzı, el-Muhammedâbâzî’den rivayet edilmiştir.
Açıklama: İsnadı kavîdir. الضَّحَّاكُ بْنُ عُثْمَانَ hariç diğer raviler sikadır.
Açıklama: Sahihtir. Ancak Leys b. Ebu Süleym sebebiyle zayıf bir isnaddır.