114 Kayıt Bulundu.
Bize Süfyân b. Vekî, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Yaîş b. el-Velîd, ona Zübeyr'in azatlısı, Zübeyr b. Avvâm'dan (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizde geçmiş toplumların hastalığı olan haset ve kin besleme illeti gizlice içinize girdi. Bu (buğzetmek) tıraşlayıp kazıyan bir illettir. Saçı tıraş edip kazır demiyorum, dini tıraşlayıp yok eder. Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden de hakiki manada iman etmiş sayılmazsınız. Size birbirinizi sevmenizi daim kılacak şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu Yahya b. Ebû Kesîr'den rivayetinde ihtilaf ettikleri bir hadistir. Bazıları Yahya b. Ebû Kesîr - Yaîş b. Velîd - Zübeyr'in azatlısı ve Hz. Peygamber tarikiyle rivayet etmişler ve Zübeyr'i zikretmemişlerdir.
Açıklama: Zübeyr Ailesinin mevlasının kimliği belli değildir. Tirmizî'nin de belirttiği gibi hadisin mürsel olup olmamasında ihtilaf edilmiştir.
Bana (Yahya), ona Mâlik, ona da Hâzim b. Dînar, Ebu İdris el-Havlânî’den rivayet etmiştir: "Dimaşk mescidine girdiğimde, insanların saygı gösterdiği parlak bir genç gördüm. Etrafındaki insanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona soruyor; o ne derse onu yapıyorlardı. Onun kim olduğunu sordum. Muâz b. Cebel’dir, dediler. Ertesi günü erken gittim, ancak onun benden erken geldiğini ve namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim, sonra ön tarafından ona doğru yürüdüm ve selam verdim; sonra da: 'Vallahi, ben seni Allah için seviyorum', dedim. O, 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bir daha 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bunun üzerine ridamın düğüm yerini yakalayarak beni kendisine doğru çekti ve dedi ki: Sana müjde! Çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: "Şanı mübarek ve yüce olan Allah buyurdu ki: "Benim rızamı esas alarak birbirini sevenlere, benim rızamla oturup kalkanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim muhabbetim vacip olmuştur."
Bize Veki', ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız" Rasûlullah, sözüne devamla şöyle buyurdu: "Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Amr b. Ali ve Yahya b. Davud, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhâb es-Sekafî, ona Eyyub, ona Ebu Kılâbe, ona da Enes (ra) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kimde şu üç özellik bulunursa o kişi imanın tadını almıştır: Allah ve Rasulünün kendisine başka her şeyden daha sevgili olması, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmesi, tekrar küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Zandan sakınınız. Zira zan, sözün en yalan olanıdır. Birbiriniz hakkında konuşulanlara kulak kabartmayın, birbirinizin kusurlarını araştırmayın, almayacağınız bir malın fiyatını artırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz."
Bize Abdullah b. Haris, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Musa, ona Nafi', ona da İbn Ömer (r.a.), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Selamı yayınız, yemek yediriniz ve Allah azze ve celle'nin emrettiği gibi kardeş olunuz.".
Bize İsmail b. Ebu Uveys, ona kardeşi, ona Süleyman b. Bilal, ona İbrahim b. Ebu Useyd, ona dedesi, ona da Ebu Hüreyre, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki Müslüman olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) Müslüman olamazsınız. Selamı yayınız ki birbirinizi sevesiniz. Kindarlıktan kaçınınız. Kindarlık (kökünden) kazıyandır. Size saçı (kökünden) kazıyandır demiyorum bilakis o dini (kökünden) kazıyandır." [Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Enes b. Iyad, ona da İbrahim b. Ebu Useyd benzerini rivayet etti.]