Öneri Formu
Hadis Id, No:
20174, T001573
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « مَنْ فَارَقَ الرُّوحُ الْجَسَدَ وَهُوَ بَرِىءٌ مِنْ ثَلاَثٍ الْكَنْزِ وَالْغُلُولِ وَالدَّيْنِ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . هَكَذَا قَالَ سَعِيدٌ الْكَنْزَ وَقَالَ أَبُو عَوَانَةَ فِى حَدِيثِهِ الْكِبْرَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ مَعْدَانَ وَرِوَايَةُ سَعِيدٍ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona İbn Ebu Adiy, ona Said, ona Katade, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona Ma'dan b. Ebu Talha, ona da Sevbân şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kimin ruhu bedeninden şu üç şeyden uzak kalarak ayrılırsa cennete girer; 1-Zekatı verilmeyen mal, 2-Ganimet malına hainlik etmek, 3-Borçtan uzak durmak."
Said'in "zekatı verilmeyen mal" olarak rivayet ettiğini Ebu Avane "kibir" olarak rivayet etmiştir ve hadisin senedinde Ma'dan'a yer vermemiştir. Said'in rivayeti daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 21, 4/138
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ma'dan b. Ebu Talha el-Ya'merî (Ma'dan b. Ebu Talha)
3. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Borç, vermek/almak
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22099, N002526
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا تَصَدَّقَ أَحَدٌ بِصَدَقَةٍ مِنْ طَيِّبٍ وَلاَ يَقْبَلُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ إِلاَّ الطَّيِّبَ إِلاَّ أَخَذَهَا الرَّحْمَنُ عَزَّ وَجَلَّ بِيَمِينِهِ وَإِنْ كَانَتْ تَمْرَةً فَتَرْبُو فِى كَفِّ الرَّحْمَنِ حَتَّى تَكُونَ أَعْظَمَ مِنَ الْجَبَلِ كَمَا يُرَبِّى أَحَدُكُمْ فَلُوَّهُ أَوْ فَصِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Leys (b. Sa'd), ona Said b. Ebu Said, ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah, bir kimsenin helal olarak kazandığı maldan verdiği zekatı ki bu bir hurma kadar bile olsa sağından alıp mutlaka kabul eder. Rahman olan Allah'ın avucunda (himayesinde) sizin tayınızı ve deve yavrunuzu besleyip büyüttüğünüz gibi bir dağdan daha büyük oluncaya kadar artıp büyür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 48, /2251
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21789, N002444
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِى عَمْرٍو الْغُدَانِىِّ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ إِبِلٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا نَجْدَتُهَا وَرِسْلُهَا قَالَ « فِى عُسْرِهَا وَيُسْرِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا إِذَا جَاءَتْ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ بَقَرٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَغَذَّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ وَآشَرَهُ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا وَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ غَنَمٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَكْثَرِهِ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ ثُمَّ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا وَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا لَيْسَ فِيهَا عَقْصَاءُ وَلاَ عَضْبَاءُ إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arube, ona Katade (b. Diâme), ona Ebu Amr el-Ğudânî, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kimin develeri var da darlıkta ve bollukta (necdetihâ ve rislihâ) onların zekatını vermiyorsa..." Bunun üzerine sahabe: "Darlık ve bolluk ne demektir" dediler. Rasulullah (sav) da: "Kolaylık ve zorlukta" buyurdu. (Sonra şöyle devam etti) "Kıyamet günü o develer daha hareketli ve daha semiz bir halde gelirler ve geniş bir alana konulmuş olan sahiplerini çiğnerler, develerin sonuncusu gelince diğerleri tekrar başa dönerek çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene olan kıyamet gününde sürüp gider ve tüm insanların hesabı görülünceye kadar da devam eder. Daha sonra kişi gideceği yeri (Cennet veya Cehennem) mutlaka görür. Yine kimin sığırları olur da darlıkta ve bollukta onların zekatını vermezse o sığırlar kıyamet günü daha semiz daha hareketli ve daha haşin olarak getirilir ve sahiplerini ayaklarıyla çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve tırnaklarıyla onu çiğnerler sondakiler bitince baştakiler aynı şekilde yapmaya devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren kıyamet gününde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür. Yine kimin koyunları olur da bolluk ve darlıkta onların zekatını vermezse kıyamet günü o koyunlar daha hareketli daha semiz ve daha haşin olarak getirilir ve bu koyunlar sahiplerini toynağı ile çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve boynuzlarında da hiçbir eksiklik ve kırıklık yoktur. Son koyun çiğnemesini bitirince baştakiler tekrar başa dönüp çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren, kıyamet günlerinde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2245
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ömer el-Ğadânî (Ebu Ömer)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41562, DM001719
Hadis:
أَخْبَرَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« فِى كُلِّ إِبِلٍ سَائِمَةٍ ، فِى كُلِّ أَرْبَعِينَ ابْنَةُ لَبُونٍ ، لاَ تُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا ، مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِراً بِهَا فَلَهُ أَجْرُهَا ، وَمَنْ مَنَعَهَا فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ إِبِلِهِ عَزْمَةٌ مِنْ عَزَمَاتِ اللَّهِ ، لاَ يَحِلُّ لآلِ مُحَمَّدٍ مِنْهَا شَىْءٌ ».
Tercemesi:
Bize en-Nadr b. Şumeyl, ona Behz b. Hakîm, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Otlaklarda yayılan bütün develerin her kırk devesine bir bintu lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Tâbi olmaları gereken hesaptan düşürülmek maksadıyla toplu olan develer ayrılmaz. Zekâtı karşılığında ecrini bekleyerek veren kimseye onun ecri de verilecektir. Bununla birlikte onu (zekâtı) vermeyen olursa biz hem onu hem de develerinin yarısını Allah’ın kesin emirlerinden bir emir olarak alırız. Muhammed hanedanına da ondan hiçbir şey helal olmaz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 36, 2/1043
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'ine haram olması
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13962, T000659
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ مَدُّويَهْ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شَرِيكٍ عَنْ أَبِى حَمْزَةَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ قَالَتْ سَأَلْتُ أَوْ سُئِلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنِ الزَّكَاةِ فَقَالَ « إِنَّ فِى الْمَالِ لَحَقًّا سِوَى الزَّكَاةِ » . ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ الَّتِى فِى الْبَقَرَةِ ( لَيْسَ الْبِرَّ أَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ahmed b. Meddûye, ona Esved b. Âmir, ona Şerik, ona Ebu Hamza, ona eş-Şa'bî, ona da Fatıma bt. Kays şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) zekat hakkında sordum veya soruldu. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Her türlü malda zekattan dışında ödenmesi gereken haklar vardır." Sonra da: "Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır (Bakara, 2/177)" ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 27, 3/48
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Meymun el-A'ver (Meymun)
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Şâzân Esved b. Âmir eş-Şâmî (Esved b. Âmir)
6. Muhammed b. Ahmed el-Kuraşi (Muhammed b. Ahmed b. Hüseyin b. Medduyeh)
Konular:
Yetim, yetimlik / yetimler
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13969, T000660
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الطُّفَيْلِ عَنْ شَرِيكٍ عَنْ أَبِى حَمْزَةَ عَنْ عَامِرٍ الشَّعْبِىِّ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ فِى الْمَالِ حَقًّا سِوَى الزَّكَاةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ إِسْنَادُهُ لَيْسَ بِذَاكَ . وَأَبُو حَمْزَةَ مَيْمُونٌ الأَعْوَرُ يُضَعَّفُ . وَرَوَى بَيَانٌ وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ سَالِمٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ هَذَا الْحَدِيثَ قَوْلَهُ وَهَذَا أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Muhammed b. Tufeyl, ona Şerîk, on Ebu Hamza, ona Âmir eş-Şa'bî, ona da Fatıma bt. Kays şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Mallarda zekattan dışında ödenmesi gereken haklar vardır."
Tirmizî dedi ki: Bu hadisin senedi sağlam değildir. Ebu Hamza, Meymun el-A'ver'in hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. Beyan ve İsmail b. Sâlim, Şa'bi'den bu hadisi aynı sözlerle rivayet etmiştir ki bu daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 27, 3/48
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Meymun el-A'ver (Meymun)
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Muhammed b. Tufeyl en-Nehai (Muhammed b. Tufeyl b. Malik)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (Abdullah b. Abdurrahman b. Fadl b. Behrâm b. Abdussamed)
Konular:
Zekat, farziyeti
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19909, T003316
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا أَبُو جَنَابٍ الْكَلْبِىُّ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ مُزَاحِمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رضى الله عنهما قَالَ: مَنْ كَانَ لَهُ مَالٌ يُبَلِّغُهُ حَجَّ بَيْتِ رَبِّهِ أَوْ تَجِبُ عَلَيْهِ فِيهِ الزَّكَاةُ فَلَمْ يَفْعَلْ سَأَلَ الرَّجْعَةَ عِنْدَ الْمَوْتِ . فَقَالَ رَجُلٌ: يَا ابْنَ عَبَّاسٍ اتَّقِ اللَّهَ إِنَّمَا سَأَلَ الرَّجْعَةَ الْكُفَّارُ ؟ قَالَ سَأَتْلُو عَلَيْكَ بِذَلِكَ قُرْآنًا ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلاَ أَوْلاَدُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ ) ( وَأَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِىَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ ) إِلَى قَوْلِهِ ( وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ) قَالَ فَمَا يُوجِبُ الزَّكَاةَ ؟ قَالَ إِذَا بَلَغَ الْمَالُ مِائَتَىْ دِرْهَمٍ فَصَاعِدًا . قَالَ فَمَا يُوجِبُ الْحَجَّ ؟ قَالَ الزَّادُ وَالْبَعِيرُ . حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنِ الثَّوْرِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى حَيَّةَ عَنِ الضَّحَّاكِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِهِ . وَقَالَ هَكَذَا رَوَى سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَغَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ أَبِى جَنَابٍ عَنِ الضَّحَّاكِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَوْلُهُ وَلَمْ يَرْفَعوهُ . وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ رِوَايَةِ عَبْدِ الرَّزَّاقِ . وَأَبُو جَنَابٍ
- الْقَصَّابُ- اسْمُهُ يَحْيَى بْنُ أَبِى حَيَّةَ وَلَيْسَ هُوَ بِالْقَوِىِّ فِى الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Cafer b. Avn, ona Ebu Cenâb el-Kelbî, ona Dahhâk b. Müzahim, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: "Kabe'yi haccetmeye gücü yeten veya zekat verebilecek kadar malı olup ta bu vazifelerini yerine getirmeyen kimse ölüm zamanında tekrar dünya hayatına dönmeyi dilesin. Bunun üzerine bir adam: 'Ey İbn Abbas! Allah'a karşı gelmekten sakın. Yanlızca kafirler dünya hayatına dönmeyi isteyeceklerdir.' Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki: 'Bu konuda sana Kuran ayetleri okuyacağım: 'Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır (Münafikun, 63/9,10,11).' Sonra İbn Abbas: 'Zekatı farz kılan nedir?' diye sordu. O adam da: 'Mal iki yüz dirhemden fazla olduğunda' dedi. İbn Abbas: 'Hac kime farzdır' dedi. O adam da: 'Azık ve binek (sahibine)' dedi.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona es-Sevrî, ona Yahya b. Ebu Hayye, ona Dahhâk, ona da İbn Abbas Rasulullah'dan (sav) bu hadisin bir benzerini bize nakletmiştir. Aynı şekilde Süfyan b. Uyeyne ve pek çok ravi bu hadisi Ebu Cenab'tan, o Dahhâk'tan, o da İbn Abbas'tan merfu olmaksızın (Rasulullah'a isnad etmeden) İbn Abbas'ın kendi sözü olarak rivayet etmişlerdir. Bu rivayet Abdurrezzak'ın rivayetinden daha sağlamdır. Ebu Cenab el-Kassâb'ın ismi Yahya b. Ebu Hayye olup hadis konusunda pek kuvvetli biri değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 63, 5/418
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Dahhak b. Müzahim el-Hilalî (Dahhak b. Müzahim)
3. Ebu Cenâb Yahya b. Ebu Hayye el-Kelbi (Yahya b. Ebu Hayye)
4. Ebu Avn Cafer b. Avn el-Kuraşî (Cafer b. Avn b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzûm)
5. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
Zekat, farziyeti
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22439, N002582
Hadis:
أَخْبَرَنِى زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ قَالَ أَخْبَرَنِى هِشَامٌ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى هِلاَلٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ جَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا أَخَافُ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ لَكُمْ مِنْ زَهْرَةٍ » . وَذَكَرَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَقَالَ رَجُلٌ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ . قَالَ وَرَأَيْنَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ فَأَفَاقَ يَمْسَحُ الرُّحَضَاءَ وَقَالَ « أُشَاهِدُ السَّائِلَ إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةُ الْخَضِرِ فَإِنَّهَا أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ فَثَلَطَتْ ثُمَّ بَالَتْ ثُمَّ رَتَعَتْ وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ هُوَ إِنْ أَعْطَى مِنْهُ الْيَتِيمَ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَإِنَّ الَّذِى يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ وَيَكُونُ عَلَيْهِ شَهِيدًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ziyad b. Eyyub, ona İsmail b. Uleyye, ona Hişam, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Hilal, ona Atâ b. Yesâr rivayet ettiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) minbere biz de etrafına oturmuştuk. Dünya ve süslerinden bahsetti ve "Sizin hakkında sadece şundan endişeleniyorum: Benden sonra dünyanın nimetlerini göremeyebiliriz!" Bir adam "Hayır, şer getirir mi?" diye sordu. Rasulullah ona cevap vermedi. O adama "Rasulullah sana bir şey demediği halde sen onunla neden konuşuyorsun?" diye çıkıştılar. Adam sıkıntıdan dolayı kendinden geçti, kendine gelince terini sildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Biraz önce soru soran kişi! Hayır şer getirmez elbette. Ancak baharda yağmurla biten atlardan bazıları hayvanları öldürür, bazıları ise besler. Ancak ot yiyerek hayatını sürdürenler bunun dışındadır. Onlar semirinceye kadar yerler, güneşe dönüp güneşlenir, oynar, zıplar, işer ve tekrar otlarlar. İşte dünya malı böle yeşil ve tatlıdır. Müslüman zengin kendisine verilen servetten yetime, fakire, yolda kalmışlara infak ederse ne güzeldir! Hakkı olmadığı halde bir şeyi alan kişi ise yeyip yeyip doymayan gibidir. O aldıkları şeyler kıyamet günü onların aleyhinde şahitlik yapacaklardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 81, /2255
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Ahirete İman, kıyamete hazırlanmak
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
Kıyamet, ahvali
KTB, ADAB
Mal, mal - mülk hırsı
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, fazileti
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, farziyeti
Zekat, fazileti
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28177, N004169
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ قَالَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ اللَّيْثِىِّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ أَعْرَابِيًّا سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْهِجْرَةِ فَقَالَ « وَيْحَكَ إِنَّ شَأْنَ الْهِجْرَةِ شَدِيدٌ فَهَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ « فَهَلْ تُؤَدِّى صَدَقَتَهَا » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ « فَاعْمَلْ مِنْ وَرَاءِ الْبِحَارِ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَنْ يَتِرَكَ مِنْ عَمَلِكَ شَيْئًا » .
Tercemesi:
Bize Hüseyin b. Hureys, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Said (Sa'd b. Malik el-Hudrî) şöyle demiştir: Bir bedevi Rasulullah'a (sav) gelerek, hicret etmek istediğini söyledi. Rasulullah da (sav): "Sen ne zannediyorsun! Hicret zor bir iştir. Senin develerin var mıdır?" buyurdu. Adam: "Evet" dedi. Rasulullah (sav): "Onların zekatlarını veriyor musun?" buyurdu. Adam: "Evet" deyince, Rasulullah (sav): "Yapacağın hayırlı işleri deniz ötesi yerlere de yapsan Allah senin yaptığın kulluktan sevap olarak hiçbir şeyi eksiltmez" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Bey'at 11, /2360
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
Konular:
Siyer, Hicret
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158096, BS21349
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْفَضْلِ الأَزْرَقُ حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ سِنَانٍ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ : كُنْتُ مَعَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ :« أَلاَ إِنَّ أَوْلِيَاءَ اللَّهِ الْمُصَلُّونَ أَلاَ وَإِنَّهُ مَنْ يُتِمُّ الصَّلاَةَ الْمَكْتُوبَةَ يَرَاهَا لِلَّهِ عَلَيْهِ حَقًّا وَيُؤَدِّى الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ وَيَصُومُ رَمَضَانَ وَيَجْتَنِبُ الْكَبَائِرَ ». فَقَالَ لَهُ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْكَبَائِرُ؟ قَالَ :« الْكَبَائِرُ تِسْعٌ أَعْظَمُهُنَّ إِشْرَاكٌ بِاللَّهِ وَقَتْلُ نَفْسِ مُؤْمِنٍ وَأَكْلُ الرِّبَا وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَةِ وَالْفِرَارُ مِنَ الزَّحْفِ وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ وَالسِّحْرُ وَاسْتِحْلاَلُ الْبَيْتِ الْحَرَامِ مَنْ لَقِىَ اللَّهَ وَهُوَ بَرِىءٌ مِنْهُنَّ كَانَ مَعِىَ فِى جَنَّةٍ مَصَارِيعُهَا مِنْ ذَهَبٍ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Umeyr b. Katade el-Cündei (Umeyr b. Katade b. Sa'd b. Âmir)
2. Ubeyd b. Umeyr el-Cündeî (Ubeyd b. Umeyr b. Katade)
3. Abdulhamid b. Sinan el-Hicazî (Abdulhamid b. Sinan)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Hattab Harb b. Şeddâd el-Yeşkürî (Harb b. Şeddâd)
6. Abbas b. Fadl el-Ezrak (Abbas b. Fadl b. Abbas b. Yakub)
7. Abbas b. Muhammed ed-Duri (Abbas b. Muhammed b. Hatim b. Vakıd)
8. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Büyük Günah, büyük günahlar
Cihad, meydanından kaçmak
Faiz, Riba
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, veda haccı
İftira, iffetli kimseye
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Kan dökmek, Mekke'de
Namaz, kul üzerinde Allah'ın hakkı
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Sihir, sihir/büyü
Şirk, şirk koşmak
Tecessüs, gizli halin araştırılması
Yargı, adam öldürmek
Yetim, Yetim malı
Zekat, fazileti