حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو يحيى مولى جعدة بن هبيرة قال سمعت أبا هريرة يقول : قيل للنبي صلى الله عليه وسلم يا رسول الله إن فلانة تقوم الليل وتصوم النهار وتفعل وتصدق وتؤذي جيرانها بلسانها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا خير فيها هي من أهل النار قالوا وفلانة تصلى المكتوبة وتصدق بأثوار ولا تؤذي أحدا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هي من أهل الجنة
Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona 'Ameş, ona Ebu Yahya Mevla Ca'de b. Hubeyre, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir “Ey Allah'ın Rasulü, falan kadın geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutar, çalışır sadaka verir, ama dili ile komşularına sürekli eziyet eder' denildi. Rasulullah (sav), bunun üzerine ‘O kadında hayır yoktur, cehennemliktir!’ dedi. Sahâbîler de, 'Falan kadın ise farz namazları kılar, fakirlere yağsız peynir sadaka verir, hiç kimseye de eziyet etmez.' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), ‘O kadın cennetliktir.’ buyurdu”.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163530, EM000119
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو يحيى مولى جعدة بن هبيرة قال سمعت أبا هريرة يقول : قيل للنبي صلى الله عليه وسلم يا رسول الله إن فلانة تقوم الليل وتصوم النهار وتفعل وتصدق وتؤذي جيرانها بلسانها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا خير فيها هي من أهل النار قالوا وفلانة تصلى المكتوبة وتصدق بأثوار ولا تؤذي أحدا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هي من أهل الجنة
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona 'Ameş, ona Ebu Yahya Mevla Ca'de b. Hubeyre, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir “Ey Allah'ın Rasulü, falan kadın geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutar, çalışır sadaka verir, ama dili ile komşularına sürekli eziyet eder' denildi. Rasulullah (sav), bunun üzerine ‘O kadında hayır yoktur, cehennemliktir!’ dedi. Sahâbîler de, 'Falan kadın ise farz namazları kılar, fakirlere yağsız peynir sadaka verir, hiç kimseye de eziyet etmez.' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), ‘O kadın cennetliktir.’ buyurdu”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 119, /140
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Yahya el-Mahzumi (Ebu Yahya)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Haklar, komşu hakları
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Namaz, Farziyeti
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40290, HM002789
Hadis:
حَدَّثَنَا سُرَيْجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ يَعْنِي ابْنَ سَلَمَةَ عَنْ عَطَاءٍ الْعَطَّارِ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ يَتَصَدَّقُ بِدِينَارٍ فَإِنْ لَمْ يَجِدْ دِينَارا فَنِصْفُ دِينَارٍ
Tercemesi:
Açıklama:
hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2789, 1/781
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ata b. Aclan el-Hanefi (Ata b. Aclan)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Hüseyin Süreyc b. Numan el-Cevherî (Süreyc b. Numan b. Mervan)
Konular:
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19667, B006023
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ خَيْثَمَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ ذَكَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم النَّارَ ، فَتَعَوَّذَ مِنْهَا وَأَشَاحَ بِوَجْهِهِ ، ثُمَّ ذَكَرَ النَّارَ ، فَتَعَوَّذَ مِنْهَا ، وَأَشَاحَ بِوَجْهِهِ - قَالَ شُعْبَةُ أَمَّا مَرَّتَيْنِ فَلاَ أَشُكُّ - ثُمَّ قَالَ « اتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ ، فَإِنْ لَمْ تَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Velid, ona Şube, ona Amr, ona Hayseme, ona da Adiy b. Hatim şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ateşi (cehennemi) zikretti de ondan Allah'a (ac) sığındı ve ateşten yüzünü çevirdi. Sonra yine ateşi (cehennemi) zikretti, ondan (Allah'a) sığındı ve yüzünü çevirdi." Şube dedi ki: "İki kere böyle yaptığına şüphe etmiyorum (ama üç kez yaptığından şüpheliyim)." Rasulullah (sav) şöyle devam etti: "Bir hurmanın yarısı ile, bunu da bulamazsanız güzel bir sözle de olsa ateşten korununuz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 34, 2/496
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Sadaka, fazileti
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Bize Muhammed b. Ebî Ömer el-Adenî, ona Abdullah b. Muâz, ona Ma’mer, ona Âsım b. Ebî'n-Necûd, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
““Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
“- Ey Allah’ın rasûlü; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!” dedim. Şöyle cevap verdi:
“- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Allah’a kulluk eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!”
Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti:
“- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları silip söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak.”
Sonra; “Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan da allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde, 32/16-17) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
“- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim, o cihâdır” buyurdu. Sonra da;
“- Sana, bütün bunların can damarını (bunlara sahip olacağın şeyi) haber vereyim mi?” dedi. Ben;
“- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
“- Buna sahip ol!” buyurdu. Ben;
“- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?” diye sordum.
“- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?” buyurdu.
Açıklama: Muâz’ın sözünü ettiği seyahat, Tebük seferidir. Bu sefer esnasında, sıcağın bastırdığı ve insanların etrafa dağıldığı bir sırada Muâz fırsatı değerlendirerek Hz. Peygamber’e yaklaştı ve aralarında yukarıda geçen konuşma cereyan etti.
“Oruç kalkandır” ifâdesi; cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır.
İbadetlerin zirvesi olarak cihadın zikredilmesi, cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermek içindir. Cihâd sayesinde insan dinini yüceltir, kuvvetlendirir.
“İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri” cümlesi; pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan, gıybet, nemîme vb. pek çok büyük günah “dilin hasâdıdır”, bütün bu günahlar dil ile işlenmektedir. İşlenen her günahın başlangıcında dil mutlaka vardır. Dili yüzünden başına gelebilecek belâlardan kurtulmak için de insan diline sahip olmalıdır. Çok sözün yalansız olmayacağı, çok yalanın da çok günah demek olduğu herkesin malûmudur.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
الصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30731, İM003973
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عُمَرَ الْعَدَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِى النَّجُودِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ كُنْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَأَصْبَحْتُ يَوْمًا قَرِيبًا مِنْهُ وَنَحْنُ نَسِيرُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِى بِعَمَلٍ يُدْخِلُنِى الْجَنَّةَ وَيُبَاعِدُنِى مِنَ النَّارِ . قَالَ « لَقَدْ سَأَلْتَ عَظِيمًا وَإِنَّهُ لَيَسِيرٌ عَلَى مَنْ يَسَّرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ تَعْبُدُ اللَّهَ لاَ تُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا وَتُقِيمُ الصَّلاَةَ وَتُؤْتِى الزَّكَاةَ وَتَصُومُ رَمَضَانَ وَتَحُجُّ الْبَيْتَ » . ثُمَّ قَالَ « أَلاَ أُدُلُّكَ عَلَى أَبْوَابِ الْخَيْرِ الصَّوْمُ جُنَّةٌ وَالصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ النَّارَ الْمَاءُ وَصَلاَةُ الرَّجُلِ فِى جَوْفِ اللَّيْلِ » . ثُمَّ قَرَأَ ( تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ ) حَتَّى بَلَغَ ( جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ) ثُمَّ قَالَ « أَلاَ أُخْبِرُكَ بِرَأْسِ الأَمْرِ وَعَمُودِهِ وَذُرْوَةِ سَنَامِهِ الْجِهَادُ » . ثُمَّ قَالَ « أَلاَ أُخْبِرُكَ بِمِلاَكِ ذَلِكَ كُلِّهِ » . قُلْتُ بَلَى . فَأَخَذَ بِلِسَانِهِ فَقَالَ « تَكُفُّ عَلَيْكَ هَذَا » . قُلْتُ يَا نَبِىَّ اللَّهِ وَإِنَّا لَمُؤَاخَذُونَ بِمَا نَتَكَلَّمُ بِهِ قَالَ « ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ يَا مُعَاذُ هَلْ يَكُبُّ النَّاسَ عَلَى وُجُوهِهِمْ فِى النَّارِ إِلاَّ حَصَائِدُ أَلْسِنَتِهِمْ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebî Ömer el-Adenî, ona Abdullah b. Muâz, ona Ma’mer, ona Âsım b. Ebî'n-Necûd, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
““Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
“- Ey Allah’ın rasûlü; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!” dedim. Şöyle cevap verdi:
“- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Allah’a kulluk eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!”
Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti:
“- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları silip söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak.”
Sonra; “Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan da allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde, 32/16-17) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
“- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim, o cihâdır” buyurdu. Sonra da;
“- Sana, bütün bunların can damarını (bunlara sahip olacağın şeyi) haber vereyim mi?” dedi. Ben;
“- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
“- Buna sahip ol!” buyurdu. Ben;
“- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?” diye sordum.
“- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?” buyurdu.
Açıklama:
Muâz’ın sözünü ettiği seyahat, Tebük seferidir. Bu sefer esnasında, sıcağın bastırdığı ve insanların etrafa dağıldığı bir sırada Muâz fırsatı değerlendirerek Hz. Peygamber’e yaklaştı ve aralarında yukarıda geçen konuşma cereyan etti.
“Oruç kalkandır” ifâdesi; cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır.
İbadetlerin zirvesi olarak cihadın zikredilmesi, cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermek içindir. Cihâd sayesinde insan dinini yüceltir, kuvvetlendirir.
“İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri” cümlesi; pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan, gıybet, nemîme vb. pek çok büyük günah “dilin hasâdıdır”, bütün bu günahlar dil ile işlenmektedir. İşlenen her günahın başlangıcında dil mutlaka vardır. Dili yüzünden başına gelebilecek belâlardan kurtulmak için de insan diline sahip olmalıdır. Çok sözün yalansız olmayacağı, çok yalanın da çok günah demek olduğu herkesin malûmudur.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
الصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 12, /640
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Abdullah b. Muaz es-San'ânî (Abdullah b. Muaz)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
İbadet, Namaz
İbadet, Zekat
Konuşma, konuşma adabı
KTB, NAMAZ,
KTB, TEVHİD
Kulluk, ümitle korku arasındaki denge
Oruç Olgusu
Sadaka, fazileti
Şirk, Şirk- Müşrik
Takva, eline ve diline sahip olmak
Tevhid, Cennete götüren ameller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7646, B001417
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَعْقِلٍ قَالَ سَمِعْتُ عَدِىَّ بْنَ حَاتِمٍ - رضى الله عنه - قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb (el-Vaşihî), ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Ebu İshak (es-Sebiî), ona Abdullah b. Mak'ıl (el-Müzenî), ona da Adiy b. Hatim (et-Taî) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Bir hurmanın yarısı ile de olsa kendinizi ateşten koruyunuz.”
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
فَاتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 10, 1/469
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Ebu Velid Abdullah b. Ma'kıl el-Müzenî (Abdullah b. Ma'kıl b. Mukarrin)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
KTB, SADAKA
Sadaka, fazileti
Sadaka, sadakayı helal maldan vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7639, B001413
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ النَّبِيلُ أَخْبَرَنَا سَعْدَانُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُجَاهِدٍ حَدَّثَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ الطَّائِىُّ قَالَ سَمِعْتُ عَدِىَّ بْنَ حَاتِمٍ - رضى الله عنه - يَقُولُ كُنْتُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَاءَهُ رَجُلاَنِ أَحَدُهُمَا يَشْكُو الْعَيْلَةَ ، وَالآخَرُ يَشْكُو قَطْعَ السَّبِيلِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا قَطْعُ السَّبِيلِ فَإِنَّهُ لاَ يَأْتِى عَلَيْكَ إِلاَّ قَلِيلٌ حَتَّى تَخْرُجَ الْعِيرُ إِلَى مَكَّةَ بِغَيْرِ خَفِيرٍ ، وَأَمَّا الْعَيْلَةُ فَإِنَّ السَّاعَةَ لاَ تَقُومُ حَتَّى يَطُوفَ أَحَدُكُمْ بِصَدَقَتِهِ لاَ يَجِدُ مَنْ يَقْبَلُهَا مِنْهُ ، ثُمَّ لَيَقِفَنَّ أَحَدُكُمْ بَيْنَ يَدَىِ اللَّهِ لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ حِجَابٌ وَلاَ تُرْجُمَانٌ يُتَرْجِمُ لَهُ ، ثُمَّ لَيَقُولَنَّ لَهُ أَلَمْ أُوتِكَ مَالاً فَلَيَقُولَنَّ بَلَى . ثُمَّ لَيَقُولَنَّ أَلَمْ أُرْسِلْ إِلَيْكَ رَسُولاً فَلَيَقُولَنَّ بَلَى . فَيَنْظُرُ عَنْ يَمِينِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ النَّارَ ، ثُمَّ يَنْظُرُ عَنْ شِمَالِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ النَّارَ ، فَلْيَتَّقِيَنَّ أَحَدُكُمُ النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ ، فَإِنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım en-Nebil, ona Sa’dan b. Bişr, ona Ebu Mücahid, ona da Muhil b. Halife et-Taî, Adiy b. Hatim ’in şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah'ın (sav) yanında bulunduğum bir sırada Efendimize (sav) iki kişi geldi. Onlardan biri fakirlikten, diğeri de yol kesilmesinden (emniyet ve asayişsizlikten) şikayet ediyordu. Rasulullah (sav) (bunlara cevaben) şöyle dedi: "Yol kesilmesi meselesine gelince, çok sürmez (öyle bir zaman gelir ki) ticaret kervanı kimsenin himaye ve kefaletine muhtaç olmadan tâ Mekke'ye kadar çıkar (gider). Fakirlik sıkıntısına gelince, sizlerden biri sadakasıyla dolaşıp da bu sadakayı kabul edecek bir kimse bulamayacak hale (müreffeh duruma) gelmedikçe kıyamet kopmaz. Sonra (ahirette) her biriniz muhakkak Allah'ın huzurunda, Allah ile kendi arasında hiçbir perde olmayarak ve Allah'ın kelamını tercüme edecek bir tercüman da bulunmayarak duracaktır. Sonra Allah o kula “Ben sana mal vermedim mi?” diye muhakkak soracaktır. O kul da “Evet (verdin Allah'ım)” diye kesinlikle cevap verecektir. Sonra Allah “Ben sana bir Rasûl ( elçi) göndermedim mi?” diye elbette soracaktır. O kul da “Evet (gönderdin Rabb'im)” diye şübhesiz cevap verecektir. Bu halde o kimse sağına bakar; cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Sonra soluna bakar; cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Dolayısıyla şimdi sizin her biriniz, tek bir hurmanın yarısı ile bunu da bulamazsa güzel bir sözle olsun kendisini cehennem ateşinden korusun.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 9, 1/468
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Muhil b. Halife et-Tai (Muhil b. Halife)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Sa'dan Said b. Beşir el-Cühenî (Said b. Beşir)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, fazileti
Terör, yol kesmek
Yargı, mallara ait zararlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
42420, HM003153
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ وَبَهْزٌ قَالَا حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ قَالَ بَهْزٌ أَخْبَرَنِي عَدِيُّ بْنُ ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ يَوْمَ أَضْحَى أَوْ يَوْمَ فِطْرٍ قَالَ وَأَكْبَرُ ظَنِّي أَنَّهُ قَالَ يَوْمَ فِطْرٍ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ لَمْ يُصَلِّ قَبْلَهُمَا وَلَا بَعْدَهُمَا ثُمَّ أَتَى النِّسَاءَ وَمَعَهُ بِلَالٌ فَأَمَرَهُنَّ بِالصَّدَقَةِ فَجَعَلَتْ الْمَرْأَةُ تُلْقِي خُرْصَهَا وَسِخَابَهَا وَلَمْ يَشُكَّ بَهْزٌ قَالَ يَوْمَ فِطْرٍ وَقَالَ صِخَابَهَا
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3154, 1/854
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Bayram namazı, kadınların bayram namazı kılmaları
Bayram, bayram namazı
Bayram, bayramın kutlanması
Bayram, kurban bayramı
Bayram, ramazan bayramı
Hz. Peygamber, kadınlara vaazı
Kadın, bayram namazına katılması
Kadın, cemaate gelmesi
Kadın, değeri ve konumu
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
KTB, NAMAZ,
Sadaka, fazileti
Sadaka, Fıtır sadakası
Sahabe, Peygamber sevgisi