130 Kayıt Bulundu.
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları, kardeş olun! Bir müslümana, kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helâl olamaz."
Bize Züheyr b. Harb, İbn Ebu Ömer ve Amr en-Nakıd, onlara İbn Uyeyne, ona Zührî, bir önceki hadisin isnadıyla nakletmiştir. [İbn Uyeyne, 'Birbirinizle alakayı kesmeyin' ifadesini de eklemiştir.]
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere ve Ahmed b. Said es-Serhasî, onlara Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal, ona babası Hilal, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir müminin mümin kardeşine üç günden fazla dargın kalması helal değildir. Eğer üç gün geçerse onunla karşılaştığında selam versin. Eğer selamını alırsa ecri paylaşırlar. Eğer selamı almazsa günahıyla kalır." Ahmed şu ilavede bulunmuştur: "Selam veren dargınlık günahından kurtulmuş olur."
Bize Musa b. Davud, ona İbn Lehîa, ona Halid b. Ebu İmran, ona Nâfi, ona İbn Ömer'in söylediğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu zor zamanda terk etmez. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki iki kişi birbirini sevdi mi aralarının açılmasına ancak ikisinden birisinin işlediği günah sebep olur." Hz. Peygamber (sav) ayrıca şöyle buyurmuştur: "Bir Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde iyilik kabilinden altı hakkı vardır: Aksırdığında ona dua etmek, hastalandığında ziyaret etmek, yanında da gıyabında da olsa onun iyiliğini İstemek, karşılaştığında ona selam vermek, davet ettiğinde icabet etmek, ölünce cenazesine katılmak. Hz. Peygamber (sav), bir Müslümanın Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durmasını da yasakladı."
Bize Ebu Yemân ona Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Mâlik (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ey Müslümanlar! Birbirinize karşı buğz (düşmanlık) etmeyiniz, birbirinize hased etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah'ın kulları! kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın ve küs durması helal olmaz!"
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Birbirinize kin gütmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt dönmeyiniz. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz. Bir müslümanın, müslüman kardeşine üç günden fazla küs durması helal değildir."
Bize Abdulcebbar b. Alâi el-Attar ve Said b. Abdurrahman, onlara Süfyan b. Uyeyne , ona Zuhri, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Birbirinizle ilgiyi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, kıskançlık yapmayın, Allah’ın kulları! kardeş olunuz. Müslümanın, Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir." [ Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ebû Bekir es Sıddık, Zübeyr b. Avvam, İbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.]
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona da gözleri görmediği zaman Ka'b b. Malik'in mihmandarı olan Abdullah b. Ka'b b. Mâlik şöyle demiştir: Tebuk gazasında Rasulullah'tan (sav), geri kaldığı zamanı anlatırken Ka'b b. Mâlik'i işittim şöyle dedi: Rasulullah (sav) Müslümanlara bizimle konuşmalarını yasakladı. Bu şekilde elli gün bekledik, sonra Rasulullah (sav) Allah'ın tövbemizi kabul ettiğini bize bildirdi.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun! Müslümanın, (bir diğer müslüman) kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ömer'in kızı Hafsa, Bedire katılan sahabilerden biri olan ve Medine'de vefat eden eşi Huneys b. Huzâfe es-Sehmî'den dul kaldığı zaman Ömer b. Hattâb şöyle der: Ben Osman b. Affân'a varıp Hafsa'yı ona teklif ettim ve “istersen sana Ömer'in kızı Hafsa'yı nikahlayayım” dedim. Osman “ben bu işi bir düşüneyim” dedi. Birkaç gece bekledikten sonra Osman bana “şu an itibarıyla evlenmemek düşüncesindeyim” dedi. Ömer der ki: Sonra Ebu Bekir'e varıp ona da “istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım” dedim. Ebu Bekir sustu ve bana hiçbir cevap vermedi. Ben de ona, Osman'a öfkelendiğimden daha fazla öfkelendim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ben de Hafsa'yı Rasulullah'a nikâhladım. Bu arada Ebu Bekir bana geldi ve “Hafsa'yı bana teklif ettiğinde sana bir cevap vermediğim zaman belki sen bana darılmışsındır?” dedi. Ben de “evet” dedim. Bunun üzerine Bunun üzerine Ebu Bekir “senin teklifine olumlu cevap vermekten alıkoyan şey, ben Rasulullah'ın (sav) Hafsa'yı almak istediğini dillendirdiğini iyi bilmem ve Rasulullah'ın sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yı bıraksaydı, onu ben kabul ederdim” dedi.