84 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Atâ el-Horasanî, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ammar b. Yasir şöyle demiştir: Bir gece ellerim yarılmış bir halde ailemin yanına geldim. Ellerime safran sürdüler. Sonra Hz. Peygamber'in (sav) yanına gittim ve kendisine selam verdim ama selamımı almadı, bana hoş geldin demedi ve g"it şunu yıka" buyurdu. Gidip safranı elimden yıkadım sonra tekrar yanına geldim. Elimde safrandan leke kalmıştı. Hz. Peygamber'e (sav) yine selam verdim ama selamımı almadı ve hoş geldin demedi. "Git şunu yıka" buyurdu. Sonra gittim ve elimi iyice yıkadım. Sonra tekrar geldim ve selam verdim. Hz. Peygamber (sav) bu sefer selamımı aldı, bana "hoş geldin" dedi ve şöyle buyurdu: "Melekler kafirin cenazesinde, safran sürünen kimsenin ve cünübün yanında bulunmazlar." [Ravi şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav) cünüp için uyumak, yemek içmek istediği zaman abdest almasına izin vermiştir.]
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysera, ona Hammad b. Zeyd, ona Selm el-Alevi, ona da Enes b. Malik'in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir adam üzerinde safran sarısı (bir elbiseyle) Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdi. Rasulullah (sav) üzerinde hoşlanmadığı bir şey bulunan bir kişi ile nadiren yüz yüze gelirdi. Adam yanından çıkınca şöyle buyurdu: "Ona şu boyayı yıkamasını söyleseniz."
Açıklama: Zaferan karışık kokular, sarıya çalmakta ve dokunulduğunda sarı renk, dokunana geçebilmekteydi. Bu şekilde koku sürünmek de o dönem için kadınlara ait bir alışkanlıktı. Hz. Peygamber (sav), söz konusu rengin kendisine geçmesinden kaçınmış olmalıdır. Zira aksi halde kadınlara benzeme durumu söz konusu olabilecektir.