Öneri Formu
Hadis Id, No:
43323, DM001957
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو حَاتِمٍ : أَشْهَلُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : لَمَّا كَانَ ذَلِكَ الْيَوْمُ قَعَدَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- عَلَى بَعِيرٍ لاَ أَدْرِى جَمَلٌ أَوْ نَاقَةٌ قَالَ : وَأَخَذَ إِنْسَانٌ بِخِطَامِهِ أَوْ قَالَ بِزِمَامِهِ فَقَالَ :« أَىُّ يَوْمٍ هَذَا؟ ». قَالَ : فَسَكَتْنَا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ ، فَقَالَ :« أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ؟ ». قُلْنَا : بَلَى. قَالَ :« فَأَىُّ شَهْرٍ هَذَا؟ ». قَالَ : فَسَكَتْنَا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ ، فَقَالَ :« أَلَيْسَ ذُو الْحِجَّةِ؟ ». قُلْنَا : بَلَى قَالَ :« فَأَىُّ بَلَدٍ هَذَا؟ ». قَالَ : فَسَكَتْنَا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ فَقَالَ :« أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ؟ ». قُلْنَا : بَلَى. قَالَ :« فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ بَيْنَكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا ، أَلاَ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ، فَإِنَّ الشَّاهِدَ عَسَى أَنْ يُبَلِّغَ مَنْ هُوَ أَوْعَى مِنْهُ ».
Tercemesi:
Bize Ebu Hatim Eşhel b. Hatim haber verip (dedi ki), bize İbn Avn, Muhammed'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Bekre'den, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: O gün (yani kurban bayramının birinci günü) olduğunda Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), erkek deve mi, dişi deve mi olduğunu bilemediğim bir devenin üzerine oturdu. Bir insan da (devenin) hıtâmını=yularını -veya O, "zimâmmisyularun" demişti-, tutmuştu. Derken (Hz. Peygamber); "(Bu gün), hangi gün?" buyurdu. (Ebu Bekre) dedi ki, "o zaman biz, O'nun, bu (güne) isminden başka bir isim vereceğini zannettiğimiz için sustuk." Bunun üzerine; "(Bu gün) yevm-i nahr, (yani kurban bayramının birinci günü) değil mi?" buyurdu. Biz; "evet" dedik. Sonra; "Bu (ay), hangi aydır?" buyurdu. (Ebu Bekre) dedi ki; "biz (yine) O'nun, bu (aya) isminden başka bir isim vereceğini zannetiğimizden sustuk." O da; "(Bu ay) Zilhicce değil mi?" buyurdu. Biz; "evet" dedik. (Hz. Peygamber, sonra); "Bu (şehir), hangi şehirdir?" buyurdu. (Ebu Bekre) dedi ki; "biz (yine) O'nun, bu (şehre) isminden başka bir isim vereceğini zannederek sustuk." O da; "(Bu şehir), Belde-i (Tayyibe-i Mekke) değil mi?" buyurdu. Biz; "evet" dedik. (Hz. Peygamber de) sözüne şöyle devam etti: "İşte, muhakkak ki aranızda kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız; bu ayınızda, bu şehrinizde, bu gününüze hürmet edildiği gibi hürmete lâyıktırlar, (haramdırlar). Dikkat edin! Burada hazır bulunan, (duyduklarını, gördüklerini) hazır bulunmayana ulaştırsın! Çünkü burada kazır bulunan kimse, belki, (duyduklarını, gördüklerini) kendisinden daha anlayışlı, daha iyi koruyucu olan kimseye ulaştırır!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 62, 2/1220
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Eşhel b. Hatim el-Cümehi (Eşhel b. Hatim)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Zaman, haram aylar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18560, T003087
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ الْجُعْفِىُّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ عَمْرِو بْنِ الأَحْوَصِ حَدَّثَنَا أَبِى أَنَّهُ شَهِدَ حَجَّةَ الْوَدَاعِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَذَكَّرَ وَوَعَظَ ثُمَّ قَالَ « أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ ؟» . قَالَ فَقَالَ النَّاسُ يَوْمُ الْحَجِّ الأَكْبَرِ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ هَذَا أَلاَ لاَ يَجْنِى جَانٍ إِلاَّ عَلَى نَفْسِهِ وَلاَ يَجْنِى وَالِدٌ عَلَى وَلَدِهِ وَلاَ وَلَدٌ عَلَى وَالِدِهِ أَلاَ إِنَّ الْمُسْلِمَ أَخُو الْمُسْلِمِ فَلَيْسَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ مِنْ أَخِيهِ شَىْءٌ إِلاَّ مَا أَحَلَّ مِنْ نَفْسِهِ أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ رِبًا فِى الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ لَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لاَ تَظْلِمُونَ وَلاَ تُظْلَمُونَ غَيْرَ رِبَا الْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَإِنَّهُ مَوْضُوعٌ كُلُّهُ أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ دَمٍ كَانَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ وَأَوَّلُ دَمٍ أَضَعُ مِنْ دِمَاءِ الْجَاهِلِيَّةِ دَمُ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ كَانَ مُسْتَرْضِعًا فِى بَنِى لَيْثٍ فَقَتَلَتْهُ هُذَيْلٌ أَلاَ وَاسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ خَيْرًا فَإِنَّمَا هُنَّ عَوَانٌ عِنْدَكُمْ لَيْسَ تَمْلِكُونَ مِنْهُنَّ شَيْئًا غَيْرَ ذَلِكَ إِلاَّ أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ فَإِنْ فَعَلْنَ فَاهْجُرُوهُنَّ فِى الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ضَرْبًا غَيْرَ مُبَرِّحٍ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً أَلاَ إِنَّ لَكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ حَقًّا وَلِنِسَائِكُمْ عَلَيْكُمْ حَقًّا فَأَمَّا حَقُّكُمْ عَلَى نِسَائِكُمْ فَلاَ يُوطِئْنَ فُرُشَكُمْ مَنْ تَكْرَهُونَ وَلاَ يَأْذَنَّ فِى بُيُوتِكُمْ مَنْ تَكْرَهُونَ أَلاَ وَإِنَّ حَقَّهُنَّ عَلَيْكُمْ أَنْ تُحْسِنُوا إِلَيْهِنَّ فِى كِسْوَتِهِنَّ وَطَعَامِهِنَّ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رَوَاهُ أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ .
Tercemesi:
Tirmizî'nin, el-Hasen b. Ali el-Hallâl-Huseyn b. Ali el-Cu'fî-Zâide-Şebîb b. Garkade-Süleymân b. Amr b. el-Ahvas-isnadıyla aktardığına göre, Süleyman anlatıyor:"Babam Amr bana anlattığına göre kendisi veda haccında Allah'ın Resulüyle beraber bulunmuş ve Allah'ın Resulü (veda hutbesinde) Allah’a hamt ve sena ettikten sonra vaaz ve nasihat ederek şöyle buyurmuştur: "Hangi gün daha mukaddestir? Hangi gün daha mukaddestir? Hangi gün daha mukaddestir?” Müslümanlar: "Haccı ekber günü olan, Kurban bayramının birinci günüdür, Ey Allah'ın Resulü!” dediler. Bunun üzerine Efendimiz buyurdular ki: Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız, şu gününüz, şu ayınız, şu beldeniz gibi kutsal olup, haramdır. Dikkat edin! her cinayet işleyen cezasını kendisi çekecektir. Hiçbir baba çocuğunun suçundan dolayı sorumlu tutulamayacağı gibi hiçbir çocukta babasının yaptığından dolayı ceza çekemez. Dikkat edin! Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Müslümana, gönül rızası olmadan kardeşinin malı helal olmaz. Dikkat edin! Cahiliye dönemindeki tüm faizler kaldırılmıştır. Ana paralarınız sizindir. Haksızlık etmeyecek ve haksızlık da görmeyeceksiniz. İlk kaldırılan faiz, Abbâs b. Abdülmuttalib’in faizi olup, hepsi kaldırılmıştır. Dikkat edin cahiliye dönemindeki tüm kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırılan ilk kan davası Hâris b. Abdülmuttalib’in kan davasıdır. Hâris, Leys oğullarından süt anne ararken, Hüzeyl tarafından öldürülmüştü.Dikkat edin! Kadınlara karşı iyi davranın, onlar sizin yanınızda esirler (gibi kırılgandır.) Eşleriniz, (evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek, kocanın haklarını ihlal etmek, onun şahsiyet ve vakarını zedeleyici tavırlar sergilemek veya iffet ve namusunu tehlikeye sürükleyebilecek durumlara meyletmek gibi) göz yumulamayacak kadar çirkin bir yanlış yapmadıkça, onlara karşı, iyi davranmaktan başka yapabileceğiniz hiç bir şey yoktur. Eğer böylesi bir yanlış yapmışlarsa yataklarınızı ayırın, onları hafifçe dövün. Yola gelirlerse, Onlara karşı başka bir davranış içine girmeyin. Sizin, hanımlarınızın üzerinde haklarınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin hanımlarınız üzerindeki hakkınız, hanımlarınızın, sizin hoşlanmadığınız hiç kimseyi evlerinize alıp konuşmamaları ve hoşlanmadığınız hiç kimsenin evlerinize girmesine izin vermemeleridir. Dikkat edin! Hanımlarınızın sizin üzerindeki hakkı onların giyim ve gıda ihtiyaçlarını güzelce karşılamanızdır" Tirmizî, bu hadisin hasen sahih olduğunu anlatıyor. Ebü'l-Ahvas bu hadisi Şebîb b. Garkade'den rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 9, 5/273
Senetler:
()
Konular:
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Vasiyet, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148430, BS011606
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ بْنِ نَظِيفٍ الْمِصْرِىُّ بِمَكَّةَ حَدَّثَنَا أَبُو الْفَضْلِ : الْعَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ نَصْرِ بْنِ السَّرِىِّ الرَّافِقِىُّ إِمْلاَءً حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ : هِلاَلُ بْنُ الْعَلاَءِ بْنِ هِلاَلٍ الْقُتَبِىُّ حَدَّثَنَا هَوْذَةُ بْنُ خَلِيفَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَوْنٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ : لَمَّا كَانَ ذَلِكَ الْيَوْمَ رَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- نَاقَتَهُ ثُمَّ وَقَفَ فَقَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ يَوْمٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ فَقَالَ :« أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ ». قُلْنَا : بَلَى ثُمَّ قَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ شَهْرٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ قَالَ :« أَلَيْسَ ذَا الْحِجَّةِ ». قَالُوا : بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ بَلَدٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ قَالَ :« أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ ». فَقُلْنَا : بَلَى قَالَ :« فَإِنَّ أَمْوَالَكُمْ وَأَعَرَاضَكُمْ وَدِمَاءَكُمْ حَرَامٌ بَيْنَكُمْ مِثْلُ يَوْمِكُمْ فِى مِثْلِ شَهْرِكُمْ فِى مِثْلِ بَلَدِكُمْ أَلاَ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ مَرَّتَيْنِ فَرُبَّ مُبَلَّغٍ هُوَ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ ». ثُمَّ مَالَ عَلَى نَاقَتِهِ إِلَى غُنَيْمَاتٍ فَجَعَلَ يَقْسِمُهَا بَيْنَ الرِّجْلَيْنِ الشَّاةَ وَالثَّلاَثَةِ الشَّاةَ. أَخْرَجَهُ الْبُخَارِىُّ وَمُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عَوْنٍ وَغَيْرِهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11606, 12/34
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu Eşheb Hevze b. Halife es-Sekafî (Hevze b. Halife b. Abdullah)
6. Ebu Amr Hilal b. Ala el-Bahili (Hilal b. Ala b. Hilal b. Ömer b. Hilal b. Ebu Atiyye)
7. Ebu Fadl Abbas b. Muhammed er-Rafiki (Abbas b. Muhammed b. Fadl b. Nasr)
8. Ebu Abdullah Muhammed b. Fadl el-Cürcani (Muhammed b. Fadl b. Nazif)
Konular:
Bayram, kurban bayramı
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, veda haccı
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Müslüman, müslümana mal, ırz ve kanının haram olması
Savaş, müslüman ile savaşmak veya ona küfretmek
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
حدثنا عمر بن أحمد بن علي القطان ثنا محمد بن عثمان بن كرامة ثنا عبد الله بن نمير عن هشام عن عروة عن أبيه عن عبيد الله بن عدي بن الخيار أخبرني رجلان : أنهما أتيا النبي صلى الله عليه و سلم في حجة الوداع يسألانه مما بيديه من الصدقة فرفع فيهما البصر وخفضه فرآهما جلدين فقال إن شئتما أعطيتكما منها ولا حظ فيها لغني ولا لقوي مكتسب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
185234, DK001994
Hadis:
حدثنا عمر بن أحمد بن علي القطان ثنا محمد بن عثمان بن كرامة ثنا عبد الله بن نمير عن هشام عن عروة عن أبيه عن عبيد الله بن عدي بن الخيار أخبرني رجلان : أنهما أتيا النبي صلى الله عليه و سلم في حجة الوداع يسألانه مما بيديه من الصدقة فرفع فيهما البصر وخفضه فرآهما جلدين فقال إن شئتما أعطيتكما منها ولا حظ فيها لغني ولا لقوي مكتسب
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Zekât 1994, 3/23
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları