Öneri Formu
Hadis Id, No:
21621, N000461
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُسْهِرٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ عَنْ أَبِى مُسْلِمٍ الْخَوْلاَنِىِّ قَالَ أَخْبَرَنَا الْحَبِيبُ الأَمِينُ عَوْفُ بْنُ مَالِكٍ الأَشْجَعِىُّ قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَلاَ تُبَايِعُونَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » . فَرَدَّدَهَا ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَقَدَّمْنَا أَيْدِيَنَا فَبَايَعْنَاهُ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ بَايَعْنَاكَ فَعَلاَمَ قَالَ « عَلَى أَنْ تَعْبُدُوا اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَالصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ وَأَسَرَّ كَلِمَةً خَفِيَّةً أَنْ لاَ تَسْأَلُوا النَّاسَ شَيْئًا » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Mansur, ona Ebu Mushir, ona Said b. Abdülaziz, ona Rabi‘a b. Yezid, ona Ebu İdris el-Havlânî, ona Ebu Müslim el-Havlânî, ona el-Habib el-Emin Avf b. Malik el-Eşcaî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah’ın (sav) yanında idik, bir ara: “Rasulullah’a (sav) bey’at etmez misiniz? buyurdu ve bunu üç defa tekrar etti. Biz de ellerimizi uzatıp ona bey’at ettik. Biz: Ey Allah’ın Rasulü, sana, ne üzerine beyat etmiş olduk? dedik. O: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak üzere ibadet etmek, beş vakit namazı dosdoğru kılmak –ve bir sözü, bir sır gibi gizlice söylercesine: İnsanlardan hiçbir şey istememek üzere” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Salât 5, /2116
Senetler:
1. Ebu Amr Avf b. Malik el-Eşcaî (Avf b. Malik)
2. Ebu Seleme Abdullah b. Esveb el-Havlanî (Abdullah b. Sevb b. Ya'kub b. Avf)
3. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
4. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
5. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
6. Ebu Müshir Abdula'la b. Müshir el-Ğassani (Abdula'la b. Müshir b. Abdula'la)
7. Ebu Said Amr b. Mansûr en-Nesâî (Amr b. Mansûr)
Konular:
Biat, biat alımı
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276469, İM002870-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ وَلاَ يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِالْفَلاَةِ يَمْنَعُهُ مِنِ ابْنِ السَّبِيلِ وَرَجُلٌ بَايَعَ رَجُلاً بِسِلْعَةٍ بَعْدَ الْعَصْرِ فَحَلَفَ بِاللَّهِ لأَخَذَهَا بِكَذَا وَكَذَا فَصَدَّقَهُ وَهُوَ عَلَى غَيْرِ ذَلِكَ وَرَجُلٌ بَايَعَ إِمَامًا لاَ يُبَايِعُهُ إِلاَّ لِدُنْيَا فَإِنْ أَعْطَاهُ مِنْهَا وَفَى لَهُ وَإِنْ لَمْ يُعْطِهِ مِنْهَا لَمْ يَفِ لَهُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed ve Ahmed b. Sinan, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr), ona (Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Ebu Salih es-Semmân ona da Ebu Hureyre'nin (ed-Devsî) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Üç tür insan vardır ki ahiret gününde Allah (cc) onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Ve onlar için elem verici bir azap vardır: (Bunların ilki) ihtiyacından fazla olan suyu, çölde muhtaç olan yolcudan esirgeyen kişidir. (İkincisi ise) ikindi vaktinde bir adama bir malı satarken, o malı "şu kadara" aldım diye yemin eden kişidir. Müşteri de ona inanır, halbuki o (satıcı) söylediği miktara almış değildir. (Üçüncüsü ise) bir yöneticiye ancak bir dünyalık uğruna biat eden kişidir. O dünyalıktan verirse ona biatında sadık kalır, vermezse biatında sebat etmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 42, /466
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Biat, biat alımı
Cimrilik, zemmedilişi
Yemin, Alış-verişte yalan yere
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276470, İM002870-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ وَلاَ يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ رَجُلٌ عَلَى فَضْلِ مَاءٍ بِالْفَلاَةِ يَمْنَعُهُ مِنِ ابْنِ السَّبِيلِ وَرَجُلٌ بَايَعَ رَجُلاً بِسِلْعَةٍ بَعْدَ الْعَصْرِ فَحَلَفَ بِاللَّهِ لأَخَذَهَا بِكَذَا وَكَذَا فَصَدَّقَهُ وَهُوَ عَلَى غَيْرِ ذَلِكَ وَرَجُلٌ بَايَعَ إِمَامًا لاَ يُبَايِعُهُ إِلاَّ لِدُنْيَا فَإِنْ أَعْطَاهُ مِنْهَا وَفَى لَهُ وَإِنْ لَمْ يُعْطِهِ مِنْهَا لَمْ يَفِ لَهُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed ve Ahmed b. Sinan, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr), ona (Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Ebu Salih es-Semmân ona da Ebu Hureyre'nin (ed-Devsî) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Üç tür insan vardır ki ahiret gününde Allah (cc) onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Ve onlar için elem verici bir azap vardır: (Bunların ilki) ihtiyacından fazla olan suyu, çölde muhtaç olan yolcudan esirgeyen kişidir. (İkincisi ise) ikindi vaktinde bir adama bir malı satarken, o malı "şu kadara" aldım diye yemin eden kişidir. Müşteri de ona inanır, halbuki o (satıcı) söylediği miktara almış değildir. (Üçüncüsü ise) bir yöneticiye ancak bir dünyalık uğruna biat eden kişidir. O dünyalıktan verirse ona biatında sadık kalır, vermezse biatında sebat etmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 42, /466
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Biat, biat alımı
Cimrilik, zemmedilişi
Yemin, Alış-verişte yalan yere
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mukriî, ona Ebû Muhammed el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir, ona Mülâzim b. Amr el-Hanefî, ona Abdullah b. Bedr, ona Kays b. Talk, ona babası Talk b. Ali’nin rivâyet ettiği hadis ise şöyledir:
“Hz. Peygamber’e (sav) gitmek üzere heyet halinde yola çıktık. Rasûlullah’ın (sav) yanına vardık, kendisine biat ettik ve O’nunla birlikte namaz kıldık. Sanki bedevî kılıklı bir adam gelip,
“- Ey Allah’ın Rasûlü, abdest aldıktan sonra cinsel organına dokunan bir adam hakknda ne dersin?” diye sordu. Hz. Peygamber,
“- Cinsel organın da senden bir parça –yahut senin bir et parçan- olmaktan başka bir şey midir ki?” buyurdu.
Bu, Mülazim b. Amr’ın bu şekilde rivayet ettiği bir hadistir. Ebû Bekir Ahmed b. İshak es-Sıbğî şöyle dedi: Mülazim fihi nazardır, yani hakkında düşünülmesi gereken bir ravidir.
Şeyh dedi ki: Bu hadisi Muhammed b. Cabir el-Yemâmî ile Eyyub b. Utbe de Kays b. Talk’tan rivayet etmişlerdir, ancak bunların ikisi de rivayette zayıftırlar.
İkrime b. Ammâr da Kays’tan, Talk Rasûlullah’a (sav) sordu diyerek rivayet etmiştir. Bu da mürseldir. İkrime b. Ammâr, Kays’tan rivayet edenlerin en uygunudur. Ancak İkrime b. Ammar’ın ta’dili konusunda muhaddisler ihtilaf etmişlerdir. Yahya b. Saîd el-Kattân ve Ahmed b. Hanbel ona dil uzatmış, Buharî de onu çok zayıf görmüştür. Kays b. Talk hakkında ise, ez-Za’ferânî, eş-Şafiî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kays hakkında bilgi sorduk, onu rivâyeti kabul edilen biri olarak tanıyan kimseyi bulamadık. Onu sika olmak, rivayeti Büsre’nin hadisine tercih edilmek ve sağlam olmak konusunda konuştuğumuz kişiler ondan yüz çevirdi.
Bize Ebû Bekir b. el-Hâris el-Fakîh’in, ona Ali b. Ömer el-Hafız’ın, ona Muhammed b. el-Hasan en-Nakkaş’ın, ona Abdullah b. Yahya el-Kadî es-Serahsî’nin, ona da Recâ b. Mureccâ el-Hafız’ın haber verdiği bir kıssada zikredildiğine göre Yahya b. Maîn şöyle demiş: İnsanlar Kays b. Talk hakkında çok soruyorlar, onun rivayeti delil olarak kullanılmaz.
Bize Ebû Bekir el-Fakîh, ona Ali b. Ömer el-Hafız’ın haber verdiğine göre, İbn Ebî Hâtim, babasına ve Ebû Zur’a’ya, Muhammed b. Cabir’in bu hadisini sormuş, onlar da, Kays b. Talk rivayeti delil olacak ravilerden değildir, demişler. Onu gevşek olduğunu, sağlam biri olmadığını söylemişler. Sonra, eğer sahih ise, hicretin hemen akabinde Rasûlullah’ın (sav) Mescid-i Nebî’yi inşa ettiği sırada o da vardı. Ebû Hureyre’nin ve bu konuda bize rivayet eden diğerlerinin semaı ise ondan sonradır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
137370, BS000652
Hadis:
وَأَمَّا الْحَدِيثُ الَّذِى أَخْبَرَنَاهُ أَبُو الْحَسَنِ : عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمُقْرِئُ أَخْبَرَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ أَخْبَرَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ الْقَاضِى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ حَدَّثَنَا مُلاَزِمُ بْنُ عَمْرٍو الْحَنَفِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَدْرٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ طَلْقٍ عَنْ أَبِيهِ طَلْقِ بْنِ عَلِىٍّ قَالَ : خَرَجْنَا إِلَى نَبِىِّ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَفْدًا حَتَّى قَدِمْنَا عَلَيْهِ فَبَايَعْنَاهُ وَصَلَّيْنَا مَعَهُ ، فَجَاءَ رَجُلٌ كَأَنَّهُ بَدَوِىٌّ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا تَرَى فِى مَسِّ الرَّجُلِ ذَكَرَهُ بَعْدَ مَا يَتَوَضَّأُ؟ فَقَالَ :« وَهَلْ هُوَ إِلاَّ بَضْعَةٌ أَوْ مُضْغَةٌ مِنْكَ ». فَهَذَا حَدِيثٌ رَوَاهُ مُلاَزِمُ بْنُ عَمْرٍو هَكَذَا. قَالَ أَبُو بَكْرٍ أَحْمَدُ بْنُ إِسْحَاقَ الصِّبْغِىُّ : مُلاَزِمٌ فِيهِ نَظَرٌ. قَالَ الشَّيْخُ : وَرَوَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ جَابِرٍ الْيَمَامِىُّ وَأَيُّوبُ بْنُ عُتْبَةَ عَنْ قَيْسِ بْنِ طَلْقٍ. وَكِلاَهُمَا ضَعِيفٌ. وَرَوَاهُ عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ عَنْ قَيْسٍ : أَنَّ طَلْقًا سَأَلَ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم-. فَأَرْسَلَهُ.وَعِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ أَمْثَلُ مَنْ رَوَاهُ عَنْ قَيْسٍ. وَعِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ قَدِ اخْتَلَفُوا فِى تَعْدِيلِهِ ، غَمَزَهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ وَأَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَضَعَّفَهُ الْبُخَارِىُّ جِدًّا ، وَأَمَّا قَيْسُ بْنُ طَلْقٍ فَقَدْ رَوَى الزَّعْفَرَانِىُّ عَنِ الشَّافِعِىِّ أَنَّهُ قَالَ : سَأَلْنَا عَنْ قَيْسٍ فَلَمْ نَجِدْ مَنْ يَعْرِفُهُ بِمَا يَكُونُ لَنَا قَبُولَ خَبَرِهِ. وَقَدْ عَارَضَهُ مَنْ وَصَفْنَا ثِقَتَهُ وَرَجَاحَتَهُ فِى الْحَدِيثِ وَثَبَتِهِ. وَفِيمَا أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ الْحَارِثِ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ عُمَرَ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ النَّقَّاشُ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَحْيَى الْقَاضِى السَّرَخْسِىُّ حَدَّثَنَا رَجَاءُ بْنُ مُرَجَّى الْحَافِظُ فِى قِصَّةٍ ذَكَرَهَا قَالَ فَقَالَ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ : قَدْ أَكْثَرَ النَّاسُ فِى قَيْسِ بْنِ طَلْقٍ وَلاَ يُحْتَجُّ بِحَدِيثِهِ. وَأَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ عُمَرَ الْحَافِظُ قَالَ قَالَ ابْنُ أَبِى حَاتِمٍ سَأَلْتُ أَبِى وَأَبَا زُرْعَةَ عَنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ جَابِرٍ هَذَا فَقَالاَ : قَيْسُ بْنُ طَلْقٍ لَيْسَ مِمَّنْ تَقُومُ بِهِ حَجَّةٌ. وَوَهَّنَاهُ وَلَمْ يُثَبِّتَاهُ.ثُمَّ إِنَّهُ كَانَ إِنْ صَحَّ فِى ابْتَدَاءِ الْهِجْرَةِ حِينَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَبْنِى مَسْجِدَهُ.
وَسَمَاعُ أَبِى هُرَيْرَةَ وَغَيْرِهِ مِمَّنْ رُوِّينَا عَنْهُ فِى ذَلِكَ كَانَ بَعْدَهُ وَهُو فِيمَا
Tercemesi:
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mukriî, ona Ebû Muhammed el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir, ona Mülâzim b. Amr el-Hanefî, ona Abdullah b. Bedr, ona Kays b. Talk, ona babası Talk b. Ali’nin rivâyet ettiği hadis ise şöyledir:
“Hz. Peygamber’e (sav) gitmek üzere heyet halinde yola çıktık. Rasûlullah’ın (sav) yanına vardık, kendisine biat ettik ve O’nunla birlikte namaz kıldık. Sanki bedevî kılıklı bir adam gelip,
“- Ey Allah’ın Rasûlü, abdest aldıktan sonra cinsel organına dokunan bir adam hakknda ne dersin?” diye sordu. Hz. Peygamber,
“- Cinsel organın da senden bir parça –yahut senin bir et parçan- olmaktan başka bir şey midir ki?” buyurdu.
Bu, Mülazim b. Amr’ın bu şekilde rivayet ettiği bir hadistir. Ebû Bekir Ahmed b. İshak es-Sıbğî şöyle dedi: Mülazim fihi nazardır, yani hakkında düşünülmesi gereken bir ravidir.
Şeyh dedi ki: Bu hadisi Muhammed b. Cabir el-Yemâmî ile Eyyub b. Utbe de Kays b. Talk’tan rivayet etmişlerdir, ancak bunların ikisi de rivayette zayıftırlar.
İkrime b. Ammâr da Kays’tan, Talk Rasûlullah’a (sav) sordu diyerek rivayet etmiştir. Bu da mürseldir. İkrime b. Ammâr, Kays’tan rivayet edenlerin en uygunudur. Ancak İkrime b. Ammar’ın ta’dili konusunda muhaddisler ihtilaf etmişlerdir. Yahya b. Saîd el-Kattân ve Ahmed b. Hanbel ona dil uzatmış, Buharî de onu çok zayıf görmüştür. Kays b. Talk hakkında ise, ez-Za’ferânî, eş-Şafiî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kays hakkında bilgi sorduk, onu rivâyeti kabul edilen biri olarak tanıyan kimseyi bulamadık. Onu sika olmak, rivayeti Büsre’nin hadisine tercih edilmek ve sağlam olmak konusunda konuştuğumuz kişiler ondan yüz çevirdi.
Bize Ebû Bekir b. el-Hâris el-Fakîh’in, ona Ali b. Ömer el-Hafız’ın, ona Muhammed b. el-Hasan en-Nakkaş’ın, ona Abdullah b. Yahya el-Kadî es-Serahsî’nin, ona da Recâ b. Mureccâ el-Hafız’ın haber verdiği bir kıssada zikredildiğine göre Yahya b. Maîn şöyle demiş: İnsanlar Kays b. Talk hakkında çok soruyorlar, onun rivayeti delil olarak kullanılmaz.
Bize Ebû Bekir el-Fakîh, ona Ali b. Ömer el-Hafız’ın haber verdiğine göre, İbn Ebî Hâtim, babasına ve Ebû Zur’a’ya, Muhammed b. Cabir’in bu hadisini sormuş, onlar da, Kays b. Talk rivayeti delil olacak ravilerden değildir, demişler. Onu gevşek olduğunu, sağlam biri olmadığını söylemişler. Sonra, eğer sahih ise, hicretin hemen akabinde Rasûlullah’ın (sav) Mescid-i Nebî’yi inşa ettiği sırada o da vardı. Ebû Hureyre’nin ve bu konuda bize rivayet eden diğerlerinin semaı ise ondan sonradır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Tahâret 652, 1/395
Senetler:
1. Talk b. Ali el-Hanefi (Talk b. Ali b. Münzir b. Kays b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Abdüluzza)
2. Kays b. Talk el-Hanefi (Kays b. Talk b. Ali b. Münzir b. Kays)
3. Abdullah b. Bedr es-Semi'i (Abdullah b. Bedr b. Umeyra b. Haris)
4. Mülazim b. Amr el-Hanefi (Mülazim b. Amr b. Abdullah b. Bedr)
5. Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî (Muhammed b. Ebu Bekir b. Ali b. Ata b. Mukaddem)
6. Yusuf b. Yakub el-Kâdı (Yusuf b. Yakub b. İsmail b. Hammad b. Zeyd)
7. Hasan b. Muhammed el-Ezherî (Hasan b. Muhammed b. İshak b. İbrahim b. Ezher)
8. Ali b. Muhammed el-Mukrî (Ali b. Muhammed b. Ali b. Humeyd)
Konular:
Abdest, tenasul uzvuna dokunmak nedeniyle
Biat, biat alımı
Siyer, Hicret
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Ebû Bekir İsmail b. Muhammed ed-Darîr Rey şehrinde, ona Muhammed b. el-Ferec, ona Ubeydullah b. Musa, ona el-A'meş (T), Bize Ahmed b. Cafer, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası Ahmed b. Hanbel, ona Vekî, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdurrahman b. Abdirabbilka'be, rivayet ettiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Onunla birlikte Kabe'nin gölgesinde oturuyordum. İnsanlara hadisler naklediyor ve şöyle diyordu: Rasullullah (sav) ile birlikte bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Bazılarımız çadır kuruyor, bazılarımız hayvanları ile uğraşıyor, bazılarımız ok talimi yapıyordu. Bu arada Rasulullah'ın davetçisi insanları namaza çağırdı. Ben de hemen oraya vardım. Rasulullah (sav) insanlara hutbe veriyor ve şöyle diyordu: "Ey İnsanlar! Benden önceki her peygambere ümmetini hayır bildiğine yöneltmesi ve kötü bildiğinden de uyarması bir haktır. Bu ümmetin afiyet ve esenliği ilk kısmındadır. Sonunu ise büyük bir bela ve birbirini takip eden fitneler takip edecektir. Mümin "işte bunda helak olurum" diyecek o bela dağılacak bir başkası gelecektir. Bu böyle devam edip gidecektir. Her kim cehennemden kurtulmak ve cennete girmek isterse Allah'a ve âhiret gününe iman ettiği halde can versin. İnsanlara kendisine vermeleri istediği şeyi versin. Bir imama biat eden, ona elini ve kalbinin meyvesini veren kişi yapabilirse ona itaat etsin." Bir defasında da şöyle buyurdu: "Yapabildiği sürece ona itaat etsin." Şöyle söylediğini de zannetmekteyim: "Eğer biri gelir de imama karşı çıkarsa onun boynunu vursun".
Abdullah b. Amr'dan bunları duyduğum zaman başımı ayaklarımın arasına aldım ve şöyle dedim: "Amcanın oğlu Muaviye şimdi bize birbirimizi öldürmemizi, mallarımızı aramızda batıl ile yememizi emrediyor. Halbuki Allah (ac) "Kendinizi öldürmeyin", "Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin" buyuruyor. Elini alına koydu, başını eğdi ve ardından başını kaldırıp şöyle dedi: "Allah'a itaat ettiği konuda ona itaat et, Allah'a isyan konusunda ona isyan et." Ona şöyle dedim: "Bunu sen Allah Resulünden (sav) duydun mu?" "Evet, bu iki kulağım duydu ve kalbim onu iyice kavradı" diye cevap verdi. Vekî'in hadisinin lafzını Müslim Sahîh'inde, Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve başkaları da Vekî'den rivayet etmişlerdir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276700, BS16770-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ : إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُحَمَّدٍ الضَّرِيرُ بِالرَّىِّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَرَجِ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ ح قَالَ وَأَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ رَبِّ الْكَعْبَةِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : كُنْتُ جَالِسًا مَعَهُ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ وَهُوَ يُحَدِّثُ النَّاسَ يَقُولُ : كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى سَفَرٍ فَنَزَلْنَا مَنْزِلاً فَمِنَّا مِنْ يَضْرِبُ خِبَاءَهُ وَمِنَّا مَنْ هُوَ فِى جَشَرِهِ وَمِنَّا مَنْ يَنْتَضِلُ إِذْ نَادَى مُنَادِى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الصَّلاَةَ جَامِعَةً قَالَ فَانْتَهَيْتُ إِلَيْهِ وَهُوَ يَخْطُبُ النَّاسَ وَيَقُولُ :« أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ نَبِىٌّ قَبْلِى إِلاَّ كَانَ حَقًّا عَلَيْهِ أَنْ يَدُلَّ أُمَّتَهُ عَلَى مَا يَعْلَمُهُ خَيْرًا لَهُمْ وَيُنْذِرَهُمْ مَا يَعْلَمُهُ شَرًّا لَهُمْ أَلاَ وَإِنَّ عَافِيَةَ هَذِهِ الأُمَّةِ فِى أَوَّلِهَا وَسَيُصِيبُ آخِرَهَا بَلاَءٌ وَفِتَنٌ يُدَفِّقُ بَعْضُهَا بَعْضًا تَجِىءُ الْفِتَنُ فَيَقُولُ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ مُهْلِكَتِى ثُمَّ تَنْكَشِفُ ثُمَّ تَجِىءُ فَيَقُولُ هَذِهِ هَذِهِ ثُمَّ تَجِىءُ فَيَقُولُ هَذِهِ هَذِهِ ثُمَّ تَنْكَشِفُ فَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يُزَحْزَحَ عَنِ النَّارِ وَيَدْخُلَ الْجَنَّةَ فَلْتُدْرِكْهُ مَنِيَّتُهُ وَهُوَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَيَأْتِى إِلَى النَّاسِ مَا يُحِبُّ أَنْ يُؤْتَى إِلَيْهِ وَمَنْ بَايَعَ إِمَامًا فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ ». وَقَالَ مَرَّةً :« مَا اسْتَطَاعَ ». أَظُنُّهُ قَالَ: « فَإِنْ جَاءَ أَحَدٌ يُنَازِعُهُ فَاضْرِبُوا عُنُقَ الآخِرِ ». فَلَمَّا سَمِعْتُهَا أَدْخَلْتُ رَأْسِى بَيْنِ رَجُلَيْنِ فَقُلْتُ : إِنَّ ابْنَ عَمِّكَ مُعَاوِيَةَ يَأْمُرُنَا أَنْ نَقْتُلَ أَنْفُسَنَا وَأَنْ نَأْكُلَ أَمْوَالَنَا بَيْنَنَا بِالْبَاطِلِ وَاللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُ {وَلاَ تَقْتُلُوا أَنْفُسَكُمْ} {وَلاَ تَأْكُلُوا أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ} قَالَ : فَوَضَعَ جُمْعَهُ عَلَى جَبْهَتِهِ ثُمَّ نَكَسَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ أَطِعْهُ فِى طَاعَةِ اللَّهِ وَاعْصِهِ فِى مَعْصِيَةِ اللَّهِ قُلْتُ : أَنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ : نَعَمْ سَمِعَتْهُ أُذُنَاىَ وَوَعَاهُ قَلْبِى.
لَفْظُ حَدِيثِ وَكِيعٍ رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى شَيْبَةَ وَغَيْرِهِ عَنْ وَكِيعٍ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Ebû Bekir İsmail b. Muhammed ed-Darîr Rey şehrinde, ona Muhammed b. el-Ferec, ona Ubeydullah b. Musa, ona el-A'meş (T), Bize Ahmed b. Cafer, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası Ahmed b. Hanbel, ona Vekî, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdurrahman b. Abdirabbilka'be, rivayet ettiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Onunla birlikte Kabe'nin gölgesinde oturuyordum. İnsanlara hadisler naklediyor ve şöyle diyordu: Rasullullah (sav) ile birlikte bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Bazılarımız çadır kuruyor, bazılarımız hayvanları ile uğraşıyor, bazılarımız ok talimi yapıyordu. Bu arada Rasulullah'ın davetçisi insanları namaza çağırdı. Ben de hemen oraya vardım. Rasulullah (sav) insanlara hutbe veriyor ve şöyle diyordu: "Ey İnsanlar! Benden önceki her peygambere ümmetini hayır bildiğine yöneltmesi ve kötü bildiğinden de uyarması bir haktır. Bu ümmetin afiyet ve esenliği ilk kısmındadır. Sonunu ise büyük bir bela ve birbirini takip eden fitneler takip edecektir. Mümin "işte bunda helak olurum" diyecek o bela dağılacak bir başkası gelecektir. Bu böyle devam edip gidecektir. Her kim cehennemden kurtulmak ve cennete girmek isterse Allah'a ve âhiret gününe iman ettiği halde can versin. İnsanlara kendisine vermeleri istediği şeyi versin. Bir imama biat eden, ona elini ve kalbinin meyvesini veren kişi yapabilirse ona itaat etsin." Bir defasında da şöyle buyurdu: "Yapabildiği sürece ona itaat etsin." Şöyle söylediğini de zannetmekteyim: "Eğer biri gelir de imama karşı çıkarsa onun boynunu vursun".
Abdullah b. Amr'dan bunları duyduğum zaman başımı ayaklarımın arasına aldım ve şöyle dedim: "Amcanın oğlu Muaviye şimdi bize birbirimizi öldürmemizi, mallarımızı aramızda batıl ile yememizi emrediyor. Halbuki Allah (ac) "Kendinizi öldürmeyin", "Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin" buyuruyor. Elini alına koydu, başını eğdi ve ardından başını kaldırıp şöyle dedi: "Allah'a itaat ettiği konuda ona itaat et, Allah'a isyan konusunda ona isyan et." Ona şöyle dedim: "Bunu sen Allah Resulünden (sav) duydun mu?" "Evet, bu iki kulağım duydu ve kalbim onu iyice kavradı" diye cevap verdi. Vekî'in hadisinin lafzını Müslim Sahîh'inde, Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve başkaları da Vekî'den rivayet etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Kıtâl-u ehl-i bağy 16770, 17/6
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Abdurabbi Ka'be el-Âizî (Abdurrahman b. Abdurabbi Ka'be)
3. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
6. Ebu Bekir Muhammed b. Ferec el-Ezrak (Muhammed b. Ferec b. Mahmud)
7. Ebu Bekir İsmail b. Muhammed ez-Za'ferânî (İsmail b. Muhammed b. İsmail)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Biat, biat alımı
Biat, iki halifeye
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, uzaklaştıran bazı davranışlar
Fitne, Tefrika, fitneye karşı tedbir
Hadis Rivayeti, ihtiyat
Hadis, hadis tenkidine örnekler
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
KTB, İNTİHAR
Peygamberler, Görevi, İşlevi, Misyonu
Sosyalleşme, temel prensipler
Terör, Tefrika/bölücülükten uzak durmak
Toplumsal Düzen, Cemaatten ayrılmak
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
Yönetim, İtaat, emir sahiplerine
Öneri Formu
Hadis Id, No:
57980, KK48/18
Hadis:
لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا
Tercemesi:
Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Feth 48/18, /
Senetler:
()
Konular:
Biat, Akabe biatı
Biat, biat alımı
Siyer, Mekke'nin fethi