حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164700, EM000499
Hadis:
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Tercemesi:
— Sa'd'ın kızı Âişe, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir:
— Mekke'de şiddetli bir hastalığa tutuldum. Peygamber (SallallahÜ Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Ben geriye mal bırakıyorum; bir kızdan başka da geriye (varis) bırakmıyorum. Malımın üçte ikisini (bir hayır yoluna) vasıyyet edeyim de üçte birini (varise) bırakayım mı?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu.
— Yarısını vasiyyet edeyim ve yansını kızıma bırakayım?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu. Ben :
— Üçte bir vasiyyet edeyim ve ona üçte ikiyi bırakayım, dedim. Hazreti Peygamber:
«— Üçte biri vasiyyet et; üçte bir çoktur.» buyurdu. Sonra elini alnıma koydu; sonra yüzümü ve karnımı sıvadı, sonra şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla, (hicret sevabını noksan etme).»
Ben, Peygamberin elinin soğukluğunu, bu ana kadar ciğerimde duyuyorum zannındayım.[972]
Bu hadîs-i şerif hasta ziyareti ile ilgili olmakla beraber, İslâm hukukunda vasiyyet miktarını da tayin etmektedir. Bir kimse, malının üçte birinden fazlasını hayır yollarına vasiyyet edemez, üçte bir veya daha az yapılan vasiyyetler muteberdir, varisler bu miktar üzerinde hiç bir hak iddia edemezler. Vasiyyet üçte birden fazla olduğu zaman, üçte birden fazlası varislerin müsaadesine bağlıdır. Muvafakat ederlerse, üçte birden fazla vasiyyet yerine getirilir; muvafakat etmezlerse, üçte birini öderler ve geri kalan mal varisler arasında bölünür. Vasiyyetlerde malın tamamı şöyle hesap edilir: ölünün teçhiz ve tekfin masrafları İle varsa ölünün borçlan çıktıktan sonra geri kalan malın bütünü vasiyyet İçin esastır. Cenaze masrafları İle ölünün borçlan çıktıktan sonra geriye kalan mafın tümünden üçte bire kadar olan vasiyyetler yerine getirilir. Bir de hisse sahibi olan varislere mal verilmesine dair yapılacak vasiyyetler geçerli olmazlar. Varisler ancak kendi meşru haklarını alabilirler.
Hastalığı ölüm derecesine varan Sa'd ibni Ebi Vakkas, daha önce hicret etmiş olduğu Mekke'de vefat etmeyi sevmemiş ve Hz. Peygamberin arkadaşları ile Medine'ye dönmelerine katılamayandan müteessir olmuştu. Bu teessürlerini gidermek için Hz. Peygamber ona dua etmişler ve İslâm'a daha çok yararlı hizmetlerde bulunacağını ve müşriklerin kendinden zarar göreceğini müjdelemişlerdi.
Sa'd İbni Ebi Vakkas'in hal tercemesi hakkında bilgi edinmek için 24 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin.[973]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 499, /398
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, mucizeleri
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50805, DM003233
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو زَيْدٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى رَجُلٍ أَوْصَى وَالْوَرَثَةُ شُهُودٌ مُقِرُّونَ فَقَالَ : لاَ يَجُوزُ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَعْنِى إِذَا أَنْكَرُوا بَعْدُ.
Tercemesi:
Bize Ebû Zeyd rivayet edip (dedi ki), bize Şu'be, Man-sur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivayet etti ki, O'na; mirasçıları hazır ve (yapılan vasiyeti) kabul eder halde iken (malının üçte birinden çok) vasiyet eden adamın (bu vasiyetinin hükmü) hakkında soruldu da O; "caiz olmaz" karşılığını verdi. Ebû Muhammed (ed-Dârimî); "yani (adam öldükten) sonra mirasçıları vasiyeti kabul etmediklerinde (caiz, geçerli, makbul olmaz)" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 6, 4/2035
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
Konular:
Vasiyet, malı
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50806, DM003234
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ : سَأَلْتُ الْحَكَمَ وَحَمَّاداً عَنِ الأَوْلِيَاءِ يُجِيزُونَ الْوَصِيَّةَ فَإِذَا مَاتَ لَمْ يُجِيزُوا ، قَالاَ : لاَ يَجُوزُ.
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize Şu'be rivayet edip şöyle dedi: Ben el-Hakem ile Hammâd'a, murislerinin, yaptığı vasiyete o hayatta iken icazet veren, (yani onu kabul edip geçerli sayan), ölünce de icazet vermeyen yakınların durumunu sordum da, onlar; "(o zaman bu vasiyet) caiz olmaz" karşılığını verdiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 6, 4/2035
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
1. Ebu İsmail Hammad b. Ebu Süleyman el-Eş'arî (Hammad b. Müslim)
Konular:
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50807, DM003235
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنْ عَامِرٍ عَنْ شُرَيْحٍ فِى الرَّجُلِ يُوصِى بِأَكْثَرَ مِنْ ثُلُثِهِ قَالَ : إِنْ أَجَازَتْهُ الْوَرَثَةُ أَجَزْنَاهُ ، وَإِنْ قَالَتِ الْوَرَثَةُ أَجَزْنَاهُ فَهُمْ بِالْخِيَارِ إِذَا نَفَضُوا أَيْدِيَهُمْ مِنَ الْقَبْرِ.
Tercemesi:
Bize Yezid b. Hârûn, Davud b. Ebi Hind'den, (O) Amir'den, (O da) Şureyh'ten (naklen) haber verdi ki; O, (malının) üçte birinden çoğunu vasiyet eden adam hakkında şöyle dedi: "Mirasçıları (bu vasiyete) icazet verirlerse biz de icazet veririz. Varisler, "icazet verdik" deseler de, (murislerini) defnetme işini bitirdiklerinde (bu vasiyeti geçerli sayıp saymama hususunda) muhayyerdirler. "- İbn Ebİ Şeybe, 11/151; Sünenu Saîd, 1/118; Musannaf, 9/86-87
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 6, 4/2035
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Ümeyye Şurayh b. Haris el-Kadî (Şurayh b. Haris b. Kays b. Cehm)
Konular:
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50808, DM003236
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِىُّ عَنْ أَبِى عَوْنٍ عَنِ الْقَاسِمِ : أَنَّ رَجُلاً اسْتَأْذَنَ وَرَثَتَهُ أَنْ يُوصِىَ بِأَكْثَرَ مِنَ الثُّلُثِ فَأَذِنُوا لَهُ ، ثُمَّ رَجَعُوا فِيهِ بَعْدَ مَا مَاتَ ، فَسُئِلَ عَبْدُ اللَّهِ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ : هَذَا التَّكَرُّهُ لاَ يَجُوزُ.
Tercemesi:
Bize Ebû Nuaym rivayet edip (dedi ki), bize İbn Avn, el-Kasım'dan (naklen) rivayet etti ki; bir adam, (malının) üçte birinden çoğunu vasiyet etmek için mirasçılarından izin istemiş, onlar da ona izin vermişler, sonra (adam) ölünce bundan vazgeçmişler. Bu durum Abdullah'a sorulmuş da O, şöyle cevap vermiş: "Bu zorakilik (yani istemeyerek izin verme) caiz olmaz!" - İbn Ebi Şeybe, 11/152-153; Sünenu Saîd, 1/118-119; Mecmâu'z-Zevâid, 4/211.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 6, 4/2036
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman el-Hüzelî (Kasım b. Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
Konular:
Vasiyet, malı
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50809, DM003237
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ هِشَامٍ عَنِ الْحَسَنِ فِى الرَّجُلِ يُوصِى بِأَكْثَرَ مِنَ الثُّلُثِ فَيَرْضَى الْوَرَثَةُ قَالَ : هُوَ جَائِزٌ.قَالَ أَبُو مُحَمَّد: أَجَزْنَاهُ يَعْنِي فِي الْحَيَاةِ
Tercemesi:
Bize Ebu'n-Nu'man rivayet edip (dedi ki), bize Hanımâd b. Zeyd, Hişam'dan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivayet etti ki; O, üçte birden çok vasiyet edip de mirasçılarının (buna) razı olduğu adam hakkında; "bu (vasiyet) caizdir" dedi.495 İbn Ebi Şeybe, 11/151; Sünenu Saîd, 1/119; Musannaf, 9/87 Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: ("Bu caizdir" sözünün manası), "biz onu caiz kılarız, yani hayatta iken (caiz kılarız)" demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 6, 4/2036
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
Konular:
Vasiyet, malı
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50810, DM003238
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- دَخَلَ عَلَيْهِ وَهُوَ بِمَكَّةَ وَلَيْسَ لَهُ إِلاَّ ابْنَةٌ فَقُلْتُ لَهُ : إِنَّهُ لَيْسَ لِى إِلاَّ ابْنَةٌ وَاحِدَةٌ فَأُوصِى بِمَالِى كُلِّهِ؟ فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ ». قُلْتُ : فَأُوصِى بِالنِّصْفِ؟ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« لاَ ». قَالَ : فَأُوصِى بِالثُّلُثِ؟ فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- : « الثُّلُثُ ، وَالثُّلُثُ كَثِيرٌ ».
Tercemesi:
Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî rivayet edip (dedi ki), bize Hemmâm rivayet edip (dedi ki), bize Katâde, Yunus b. Cü-beyr'den, (O) Muhammed b. Sa'd'dan, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Saltallahu Aleyhi ve Sellem) (bir-gün) Mekke'de iken O'nun yanına girmişti. O'nun (yani Muhammed'in babası Sa'd b. Ebi Vakkas'ın) da sadece bir kızı varmış. (Sa'd demiş ki), o zaman ben kendisine; "gerçek şu ki, benim sadece tek bir kızım var. Bu sebeple bütün malımı vasiyet edeyim mi?" demiştim de, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Hayır!" bu-yurmutu. Ben; "öyleyse yansım vasiyet edeyim mi?" demiştim. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) O'na (yani Sa'd'a yine); "Hayır!" buyurmuştu. (Sa'd); "o halde üçte birini vasiyet edeyim mi?" demiş ve sözüne şöyle devam etmişti: "Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "Üçte bir (yeter). Üçte bir de çoktur!" Nesai, Vesâyâ, 3(6/204); Müsned, 1/173.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 7, 4/2037
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
Konular:
Vasiyet, malı
Vasiyet, malın ne kadarı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50812, DM003240
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ سُوَيْدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ زِيَادٍ : أَنَّ أَبَاهُ زِيَادَ بْنَ مَطَرٍ أَوْصَى فَقَالَ : وَصِيَّتِى مَا اتَّفَقَ عَلَيْهِ فُقَهَاءُ أَهْلِ الْبَصْرَةِ ، فَسَأَلْتُ فَاتَّفَقُوا عَلَى الْخُمُسِ.
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, İshak b. Suveyd'den, (O da) el-AIâ b. Ziyad'dan (naklen) rivayet etti ki, babası Ziyad b. Matar vasiyet etmiş ve "vasiyetim, (daha faziletli oluşundan,) Basralıların fa-kihlerinin ittifak ettiği (miktardır!)" demişti. (El-Alâ demiş ki), ben de (bunu onlara) sormuştum da onlar, beşte bir üzerinde ittifak etmişlerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Vesâyâ 8, 4/2038
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Alâ' b. Ziyad el-Adevî (Ebu Nasr Alâ' b. Ziyad b. Matar el-Adevî)
Konular:
Vasiyet, malın ne kadarı?