Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Selam arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282279, B005424-2
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ قَالَ كُنَّا نَتَزَوَّدُ لُحُومَ الْهَدْىِ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَدِينَةِ . تَابَعَهُ مُحَمَّدٌ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ . وَقَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ قُلْتُ لِعَطَاءٍ أَقَالَ حَتَّى جِئْنَا الْمَدِينَةَ قَالَ لاَ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed (el-Cu'fî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona Amr (b. Dinar el-Cümahî), ona Ata (b. Ebu Rabah el-Kuraşî), ona da Cabir (b. Abdullah) (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) döneminde Medine'ye dönerken hedy kurbanlarının etlerini azık yapardık."
Muhammed (b. Selâm el-Bikendî), (mutabaât yoluyla) (Süfyan) b. Uyeyne'den bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur.
İbn Cüreyc (el-Mekkî) şöyle demiştir: "Ata'ya (b. Ebu Rabah el-Kuraşî), Cabir (b. Abdullah); 'Tâ ki (bu azıkla] Medine'ye geldik.' ifadesini kullandı mı? diye sordum, 'Hayır.' diye cevap verdi."
Açıklama:
Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Selam arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Et'ime 27, 2/396
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282280, B005424-3
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ قَالَ كُنَّا نَتَزَوَّدُ لُحُومَ الْهَدْىِ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَدِينَةِ . تَابَعَهُ مُحَمَّدٌ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ . وَقَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ قُلْتُ لِعَطَاءٍ أَقَالَ حَتَّى جِئْنَا الْمَدِينَةَ قَالَ لاَ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed (el-Cu'fî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona Amr (b. Dinar el-Cümahî), ona Ata (b. Ebu Rabah el-Kuraşî), ona da Cabir (b. Abdullah) (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) döneminde Medine'ye dönerken hedy kurbanlarının etlerini azık yapardık."
Muhammed (b. Selâm el-Bikendî), (mutabaât yoluyla) (Süfyan) b. Uyeyne'den bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur.
İbn Cüreyc (el-Mekkî) şöyle demiştir: "Ata'ya (b. Ebu Rabah el-Kuraşî), Cabir (b. Abdullah); 'Tâ ki (bu azıkla] Medine'ye geldik.' ifadesini kullandı mı? diye sordum, 'Hayır.' diye cevap verdi."
Açıklama:
Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Et'ime 27, 2/396
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36090, MU000874
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَقُولُ الْمَرْأَةُ الْمُحْرِمَةُ إِذَا حَلَّتْ لَمْ تَمْتَشِطْ حَتَّى تَأْخُذَ مِنْ قُرُونِ رَأْسِهَا وَإِنْ كَانَ لَهَا هَدْىٌ لَمْ تَأْخُذْ مِنْ شَعْرِهَا شَيْئًا حَتَّى تَنْحَرَ هَدْيَهَا . وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَمِعَ بَعْضَ أَهْلِ الْعِلْمِ يَقُولُ لاَ يَشْتَرِكُ الرَّجُلُ وَامْرَأَتُهُ فِى بَدَنَةٍ وَاحِدَةٍ لِيُهْدِ كُلُّ وَاحِدٍ بَدَنَةً بَدَنَةً . وَسُئِلَ مَالِكٌ عَمَّنْ بُعِثَ مَعَهُ بِهَدْىٍ يَنْحَرُهُ فِى حَجٍّ وَهُوَ مُهِلٌّ بِعُمْرَةٍ هَلْ يَنْحَرُهُ إِذَا حَلَّ أَمْ يُؤَخِّرُهُ حَتَّى يَنْحَرَهُ فِى الْحَجِّ وَيُحِلُّ هُوَ مِنْ عُمْرَتِهِ فَقَالَ بَلْ يُؤَخِّرُهُ حَتَّى يَنْحَرَهُ فِى الْحَجِّ وَيُحِلُّ هُوَ مِنْ عُمْرَتِهِ . قَالَ مَالِكٌ وَالَّذِى يُحْكَمُ عَلَيْهِ بِالْهَدْىِ فِى قَتْلِ الصَّيْدِ أَوْ يَجِبُ عَلَيْهِ هَدْىٌ فِى غَيْرِ ذَلِكَ فَإِنَّ هَدْيَهُ لاَ يَكُونُ إِلاَّ بِمَكَّةَ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ وَأَمَّا مَا عُدِلَ بِهِ الْهَدْىُ مِنَ الصِّيَامِ أَوِ الصَّدَقَةِ فَإِنَّ ذَلِكَ يَكُونُ بِغَيْرِ مَكَّةَ حَيْثُ أَحَبَّ صَاحِبُهُ أَنْ يَفْعَلَهُ فَعَلَهُ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Nâfi'in (mevla Abdullah b. Ömer) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle derdi:
"İhramlı olan kadın, ihramdan çıktığı zaman başındaki saçları kesip kısaltmadıkça taranamaz. Beraberinde getirdiği hedy kurbanı olduğunda ise kurbanı kesilmedikçe saçlarını kesip kısaltamaz."
Bana Yahya b. Yahya, ona da Malik (b. Enes), bazı ilim ehlinin şöyle dediğini duyduğunu rivayet etmiştir:
"Koca, karısı ile aynı hedy devesine ortak olamaz. Her biri ayrı ayrı bir hedy devesi kurban etmelidir."
Malik'e (b. Enes), beraberinde hacda kurban olarak kesmesi için hedy kurbanı gönderilen ve umre ihramına giren kişinin, bu hedy kurbanını umre ihramından çıkınca mı keseceği yoksa kesimi erteleyerek hacda kesip umre ihramından öyle mi çıkacağı soruldu. Şöyle cevap verdi: "Bilakis, kesimi erteler; hacda hedy kurbanını keser ve öylece umre ihramından çıkar."
Malik (b. Enes) şöyle demiştir: "Av hayvanını öldürmesi sebebiyle hedy kurbanı kesmesine hüküm verilen ya da başka bir sebeple hedy kurbanı kesmesi gereken kişinin hedy kurbanı sadece Mekke'de kesilmelidir. Nitekim Allah tebâreke ve teâlâ; 'Kabe'ye ulaşacak bir kurban' (Maide 5/95) buyurmaktadır. Fakat hedy kurbanına denk sayılan oruç ya da sadaka, Mekke dışında ilgilinin, bunları yerine getirmek isteyebileceği herhangi bir yerde olabilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 874, 1/141
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Hac, İhramdan çıkmak
Hac, traş olma
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43313, DM001952
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : أَهْدَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مَرَّةً غَنَماً
Tercemesi:
Bize Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî T Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara (Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona İbrahim (en-Nehaî), ona Esved (b. Yezid en-Nehaî), ona da Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bir keresinde Mekke'ye hedy kurbanı olarak koyun göndermişti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 57, 2/1216
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275073, DM001952
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : أَهْدَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مَرَّةً غَنَماً
Tercemesi:
Bize Ya'lâ b. Ubeyd (et-Tenâfisî) T Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara (Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona İbrahim (en-Nehaî), ona Esved (b. Yezid en-Nehaî), ona da Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bir keresinde Mekke'ye hedy kurbanı olarak koyun göndermişti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 57, 2/1216
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275080, DM001979-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أنبأنا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ وَعَمْرَةُ بِنْتُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَائِشَةَ قَالَتْ : كُنْتُ أَفْتِلُ قَلاَئِدَ الْهَدْىِ هَدْىِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَيَبْعَثُ بِهَدْيِهِ مُقَلَّدَةً ، وَيُقِيمُ بِالْمَدِينَةِ وَلاَ يَجْتَنِبُ شَيْئاً حَتَّى يُنْحَرَ هَدْيُهُ.
Tercemesi:
Bize Hakem b. Nâfi', ona Şuayb (b. Ebu Hamza), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Urve b. Zübeyr ve Amra bt. Abdurrahman, onlara da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: "Ben Rasulullah'ın (sav) kurbanlık havanlarının gerdanlıklarını hazırlardım. O da, kurbanlık hayvanlarını gerdanlıkları takılmış olarak gönderirdi. Kendisi ise Medine'de kalır ve (Mekke'de kurbanlıklar) kesilinceye kadar hiçbir şeyden uzaklaşmazdı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 86, 2/1233
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ نَرَى إِلاَّ الْحَجَّ فَلَمَّا كُنَّا بِسَرِفَ أَوْ قَرِيبًا مِنْ سَرِفَ حِضْتُ فَدَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أَبْكِى فَقَالَ مَالَكِ أَنَفِسْتِ » . قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « إِنَّ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَاقْضِى الْمَنَاسِكَ كُلَّهَا غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِى بِالْبَيْتِ » . قَالَتْ وَضَحَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ نِسَائِهِ بِالْبَقَرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276507, İM002963-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ نَرَى إِلاَّ الْحَجَّ فَلَمَّا كُنَّا بِسَرِفَ أَوْ قَرِيبًا مِنْ سَرِفَ حِضْتُ فَدَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أَبْكِى فَقَالَ مَالَكِ أَنَفِسْتِ » . قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « إِنَّ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَاقْضِى الْمَنَاسِكَ كُلَّهَا غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِى بِالْبَيْتِ » . قَالَتْ وَضَحَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ نِسَائِهِ بِالْبَقَرِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe T Ali b. Muhammed (el-Kûfî), onlara Süfyan b. Uyeyne (el-Hilâlî), ona Abdurrahman b. Kasım (et-Teymî), ona babası (Kasım b. Muhammed et-Teymî), ona da Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah'la birlikte yola çıkmıştık. Hacdan başka bir amaç düşünmüyorduk. Serif denilen yere ya da Serif'e yakın bir yere vardığımızda hayız oldum. Ardından Rasulullah (sav) yanıma geldi. Bu esnada ben ağlıyordum. 'Neyin var? Hayız mı oldun?' buyurdu. 'Evet.' dedim. Bunun üzerine 'Bu, âdem'in kızları için Allah'ın yazdığı bir durumdur. Hac ibadetlerinin tamamını yap. Ancak Kâbe'yi tavaf etme.' buyurdu."
Hz. Âişe (r. anhâ) ayrıca şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kurban olarak eşleri adına sığır kesmişti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 36, /481
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hayız, kadının bir kusuru değildir
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهْلِلْ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ثُمَّ لاَ يَحِلُّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » . فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْتُ الْحَجَّ أَرْسَلَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ قَالَ « هَذِهِ مَكَانُ عُمْرَتِكِ » . فَطَافَ الَّذِينَ أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ حَلُّوا ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا آخَرَ بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى لِحَجِّهِمْ وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
277918, N002765-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهْلِلْ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ثُمَّ لاَ يَحِلُّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » . فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْتُ الْحَجَّ أَرْسَلَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ قَالَ « هَذِهِ مَكَانُ عُمْرَتِكِ » . فَطَافَ الَّذِينَ أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ حَلُّوا ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا آخَرَ بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى لِحَجِّهِمْ وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme T arz yoluyla Hâris b. Miskin (el-Ümevî) -ki lafızlar ona aittir-, ona (Abdurrahman) b. Kasım (el-Atekî), ona Malik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Urve b. Zübeyr, ona da Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah'la (sav) birlikte Veda Haccı'nda yola çıkmıştık. Umre için ihrama girdik. Rasulullah (sav) buyurdu ki; 'Kimin beraberinde hedy kurbanı varsa umre ile birlikte hac için de ihrama girsin. Fakat bu durumda kişi, her ikisini de bitirmedikçe ihramdan çıkmış olmaz.' Derken Mekke'ye geldik ve ben hayız idim. O nedenle ne Kabe'yi tavaf ettim ne de Safa ile Merve arasında sa'y ettim. Bu durumu Rasulullah'a (sav) yakınarak arz ettim. Bunun üzerine; 'Saç örgülerini çöz ve umre ihramını bırakıp hac için ihrama gir.' buyurdu. Ben de öyle yaptım. Hac ibadetini bitirince Rasulullah (sav) beni Abdurrahman b. Ebu Bekir'le birlikte Ten'im'e gönderdi. (Orada umre için) ihrama girdim. Rasulullah (sav); 'Bu umren, yapamadığın umrenin yerinedir.' buyurdu. (Bu süreçte) umre için ihrama girmiş olanlar Kâbe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y ettiler. Ardından ihramdan çıktılar. Sonra da Mina'dan dönünce hac ibadetleri için başka bir tavaf daha yaptılar. Hac ve umre için birlikte ihrama girenler ise sadece bir kez tavaf ettiler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 58, /2266
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hac, ihrama girmek
Hac, Mina
Hac, Sa'y etmek
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282281, İM003106-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَعُمَرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالُوا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ نَاجِيَةَ الْخُزَاعِىِّ - قَالَ عَمْرٌو فِى حَدِيثِهِ وَكَانَ صَاحِبَ بُدْنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ أَصْنَعُ بِمَا عَطِبَ مِنَ الْبُدْنِ قَالَ « انْحَرْهُ وَاغْمِسْ نَعْلَهُ فِى دَمِهِ ثُمَّ اضْرِبْ صَفْحَتَهُ وَخَلِّ بَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّاسِ فَلْيَأْكُلُوهُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe T Ali b. Muhammed T Ömer b. Abdullah, onlara Vekî' (b. Cerrah), ona Hişam b. Urve (el-Esedî), ona babası (Urve b. Zübeyr el-Esedî), ona da Nâciye el-Huzâî -bu arada ravi Amr (b. Abdullah el-Evdî), rivayet ettiği hadiste Nâciye el-Huzâî'nin, Hz. Peygamber'e (sav) ait hedy develerine eşlik eden kişi olduğunu söylemiştir- rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Dedim ki; 'Ya Rasulallah! Ne buyurursunuz? Hedy develerinden yürüyemeyecek hale gelene ne yapmalıyım?' Bunun üzerine Rasulullah (sav); 'Onu kes. Ardından da (hedy nişanesi olmak üzere boynuna asılı olan) terliği hayvanın kanını batır. Sonra da (hedy olduğunun anlaşılması için) o terliği hayvanın hörgücünün yan tarafına vur. Ardından insanlarla onu baş başa bırak, yesinler.' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 101, /506
Senetler:
1. Naciye b. A'cem (Naciye b. Cündeb b. Kâ'b)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282282, İM003106-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَعُمَرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالُوا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ نَاجِيَةَ الْخُزَاعِىِّ - قَالَ عَمْرٌو فِى حَدِيثِهِ وَكَانَ صَاحِبَ بُدْنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ أَصْنَعُ بِمَا عَطِبَ مِنَ الْبُدْنِ قَالَ « انْحَرْهُ وَاغْمِسْ نَعْلَهُ فِى دَمِهِ ثُمَّ اضْرِبْ صَفْحَتَهُ وَخَلِّ بَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّاسِ فَلْيَأْكُلُوهُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe T Ali b. Muhammed T Ömer b. Abdullah, onlara Vekî' (b. Cerrah), ona Hişam b. Urve (el-Esedî), ona babası (Urve b. Zübeyr el-Esedî), ona da Nâciye el-Huzâî -bu arada ravi Amr (b. Abdullah el-Evdî), rivayet ettiği hadiste Nâciye el-Huzâî'nin, Hz. Peygamber'e (sav) ait hedy develerine eşlik eden kişi olduğunu söylemiştir- rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Dedim ki; 'Ya Rasulallah! Ne buyurursunuz? Hedy develerinden yürüyemeyecek hale gelene ne yapmalıyım?' Bunun üzerine Rasulullah (sav); 'Onu kes. Ardından da (hedy nişanesi olmak üzere boynuna asılı olan) terliği hayvanın kanını batır. Sonra da (hedy olduğunun anlaşılması için) o terliği hayvanın hörgücünün yan tarafına vur. Ardından insanlarla onu baş başa bırak, yesinler.' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 101, /506
Senetler:
1. Naciye b. A'cem (Naciye b. Cündeb b. Kâ'b)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi