Giriş

Bana Ebu Nua’ym –bu hadisin yaklaşık yarısı kadarını rivayet etti-, ona Ömer b. Zer, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, açlık sebebiyle ciğerimi (karnımı) yere dayardım. Yine açlık sebebiyle karnıma taş bağlardım. Bir keresinde insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Derken Ebu Bekir uğradı, kendisine Allah’ın kitabından bir âyet sordum. Tabi, ona sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Sonra Ömer uğradı. Ona da Kur’an’dan bir âyet sordum. Kendisine sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Daha sonra da Ebu’l-Kâsım (sav) uğradı. Beni görünce gülümsedi, niyetimi ve yüzümdeki ifadeyi anlayıp "Ey Ebu Hirr" (kedi babası) dedi. Ben de “Buyur! Ey Allah’ın Rasulü” dedim. Benimle gel, buyurdu ve yürüdü ben de peşinden gittim. (Evine) girdi, ben de girmek için izin istedim ve bana izin verdi. Kendisi (sav) içeri girip bir bardak süt görünce "Bu süt nereden geldi" dedi. Onu, falan kimse veya falan kadın sana hediye etti, dediler. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Suffa mektebine git, onları bana çağır" buyurdu. (Ebu Hureyre): Ashabı Suffe İslam’ın misafirleridir. Onların sığınacakları ne aileleri ne malları ne de dayanacakları bir kimseleri vardı. Rasulullah’a (sav) bir sadaka gelince Allah’ın Rasulü (sav), hiç bir şey almadan bunu, onlara gönderirdi. Bir hediye geldiğinde ise kendisine biraz alır, bunu onlara da göndererek hediyeye onları da ortak ederdi, dedi. Bundan dolayı (onları çağırma) konusu hoşuma gitmedi. Kendi kendime: “Bu kadarcık süt, Ashabı Suffe için neye yetecek ki? Zira ondan içerek kendime gelebilmem için onu içmeye en çok ben layığım. Onlar geldiğinde Rasulullah (sav), (sütü ikram etmem için) bana emredecek ben de onlara dağıtacağım. (Dolayısıyla) bu sütten bana ne kalabilir ki? Ancak Allah’a ve O’nun Rasulü’ne (sav) itaat gerekirdi” dedim. Onlara varıp kendilerini çağırdım. Onlar geldi, (içeri girmek için) izin istediler ve kendilerine izin verildi. Evde yerlerini aldılar. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Bunu al ve onlara dağıt", dedi. Bardağı alıp dağıtmaya başladım. Birine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Arkasından diğerine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Nebî’ye (sav) varıncaya kadar bir başkası doyasıya içiyor, ardından bardağı bana veriyordu. Sonunda onların hepsi doymuştu. O (sav), bardağı alıp eline koydu, bana bakıp gülümsedi ve "Ebu Hirr!" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Sen ve ben kaldık" dedi. Doğru diyorsun Ya Rasulallah, dedim. "Otur da iç" buyurdu. Oturup içtim. "Yine iç!" buyurdu. Ben de tekrar içtim. Sürekli iç, diyordu. Sonunda hayır, seni hak ile gönderene yemin olsun ki, artık süte gidecek bir yer bulamıyorum (doydum), dedim. "Bana ver" buyurdu. Bardağı kendisine verdim, Allah’a hamdedip, besmele çekerek geri kalan sütü içti.


    Öneri Formu
23777 B006452 Buhari, Rikâk, 17

Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Zührî, ona Anbese b. Said, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hayber'in fethinden sonra Rasulullah (sav) orada iken yanına gelip “Yâ Rasulullah! Bana da ganimetten pay ver” dedim. Said b. Âs oğullarından biri “Yâ Rasulullah! Ona pay (falan) verme” dedi. Ebu Hureyre de ona “Bu (adam), İbn Kavkal'in katilidir” karşılığını verdi. Bunun üzerine Said b. Âs'ın oğlu “bak hele şu yaban kedisine, Da'n mevkiinden gelmiş de Allah'ın benim elimle kendisine (şehitlik) ikramında bulunduğu ve onun eliyle de beni hakir kılmadığı Müslüman bir adamın öldürülmesi sebebiyle beni ayıplıyor” dedi. (Râvi der ki:) Hz. Peygamber'in (sav) ona pay verip vermediğini bilmiyorum. Süfyân der ki: , "Bu hadisi bana Saîdî, ona dedesi, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir. Ebu Abdullah (Buharî) der ki: Saîdî'nin adı Amr b. Yahya b. Said b. Amr b. Said b. Âs'tır.


    Öneri Formu
28633 B002827 Buhari, Cihad, 28

Bana Harmele b. Yahya et-Tücîbî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr’in rivayet ettiğine göre Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: “Şu Ebû Hureyre'ye (ra) hayret etmez misin?! Gelip hücremin yanına oturmuş sesini bana duyuracak şekilde Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ediyor. O sırada ben içeride namaz kılıyordum, henüz namazımı bitirmeden o da kalkıp gitti. Eğer ona yetişebilseydim, ’Rasulullah (sav) sizin gibi hızlı hızlı konuşmazdı’ diye cevap verecektim.” İbn Şihâb'ın rivayetine göre İbnü'l-Müseyyeb, Ebû Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İnsanlar, Ebû Hureyre çok hadis rivayet ediyor, diyorlar. Varılacak yer Allah'ın huzurudur. Ensar ve muhacirler neden onun kadar hadis rivayet etmiyor? diye soruyorlar. Size bunun sebebini anlatayım: Ensar kardeşlerimi arazileriyle uğraşmak, muhacir kardeşlerimi de çarşı pazarda ticaret yapmak meşgul ediyordu. Ben ise karın tokluğuna kanaat edip Rasûlullah'ın (sav) yanından ayrılmıyordum. Onlar yokken ben Rasûlullah'ı görüyor, onların unuttuklarını ben ezberleyip öğreniyordum. Rasûlullah (sav) bir gün, "Hanginiz elbisesini yayar, benim hadisimden alır ve onu göğsünde toplarsa o işittiği şeyi asla unutmayacaktır" buyurmuştu. Hemen üstümdeki hırkayı çıkarıp yere serdim. Hz. Peygamber sözünü bitirinceye kadar bekledim. Sonra onu toplayıp göğsüme koydum. O günden sonra Rasûlullah’ın (sav) bana söylediği hiç bir şeyi unutmadım. Eğer Cenâb-ı Hak kitabında şu iki âyeti indirmeseydi, asla tek bir hadis bile rivayet etmezdim: "Bizim indirdiğimiz delilleri ve hidayeti gizleyenler..." (Bakara, 2/159-160).


    Öneri Formu
274655 M006399-2 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 160

Bize Şebîb, ona Yûnus b. Yezîd, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ile Abdurrahmân b. Abdullah b. Ka'b, onlara da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Biz Hayber'de Hz. Peygamber'in beraberinde hazır bulunduk." Abdullah b. Mübarek, Yunus'tan, o ez-Zührî'den, o Said'den o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Salih bu senede tabi olarak ez-Zührî'den bu hadisi rivayet etmiştir. Zubeydî (Muhammed b. Velîd) şöyle dedi: Bana Zührî haber verdi; ona da Abdurrahmân b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre Ubeydullah b. Ka'b şöyle demiştir: Bana Hayber'de Peygamber'le beraber hazır bulunan kişi haber verdi. Ve yine ez-Zührî şöyle demiştir: Ba­na, Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer ile Saîd b. Müseyyeb, Hz. Pey­gamber'den (sav) rivayet ettiler.


    Öneri Formu
276749 B004205-5 Buhari, Megâzî, 39

Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Zührî, ona Anbese b. Said, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hayber'in fethinden sonra Rasulullah (sav) orada iken yanına gelip “Yâ Rasulullah! Bana da ganimetten pay ver” dedim. Said b. Âs oğullarından biri “Yâ Rasulullah! Ona pay (falan) verme” dedi. Ebu Hureyre de ona “Bu (adam), İbn Kavkal'in katilidir” karşılığını verdi. Bunun üzerine Said b. Âs'ın oğlu “bak hele şu yaban kedisine, Da'n mevkiinden gelmiş de Allah'ın benim elimle kendisine (şehitlik) ikramında bulunduğu ve onun eliyle de beni hakir kılmadığı Müslüman bir adamın öldürülmesi sebebiyle beni ayıplıyor” dedi. (Râvi der ki:) Hz. Peygamber'in (sav) ona pay verip vermediğini bilmiyorum. Süfyân der ki: , "Bu hadisi bana Saîdî, ona dedesi, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir. Ebu Abdullah (Buharî) der ki: Saîdî'nin adı Amr b. Yahya b. Said b. Amr b. Said b. Âs'tır.


    Öneri Formu
280350 B002827-2 Buhari, Cihad, 28


    Öneri Formu
11287 B002047 Buhari, Büyu', 1


    Öneri Formu
27825 D003911 Ebu Davud, Tıb, 24


    Öneri Formu
275801 D003911-2 Ebu Davud, Tıb, 24


    Öneri Formu
279099 B002047-2 Buhari, Büyu', 1


    Öneri Formu