108 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarîf es-Sekafî ve Züheyr b. Harb, o ikisine Cerir, ona Umare b. el-Ka'ka', ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmitşir: Bir adam Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve "hangi insan kendisine iyi davranmamı en fazla hak eder" diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "annen" buyurdu. Sonra kim diye sordu. "Sonra yine annen" diye cevap verdi. Sonra kim diye sordu. "Sonra baban" buyurdu. [Kuteybe'nin hadisinde; iyi davranmamı en çok hak eden kimdir demiş ve insanlar kelimesini söylememiştir.]
Bize Ali b. Hucr, ona Muhammed b. Yezid el-Vâsitî, ona Müstelim b. Saîd, ona Rumeyh el-Cüzâmî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ganimet belli kişilerin elinde dönüp dolaşır hale getirilince, emanet ganimet bilinince, zekât ağır bir borç gibi görülünce, dinden başka bir maksatla ilim öğrenilince, adam annesini hor görüp hanımına itaat edince, babasını başından def edip dostunu yanı başında tutunca, mescitte sesler yükselince, kabilenin başına en fasıkları efendi olunca, bir kavmin lideri onların en rezilleri olunca, zararından korunmak maksadıyla bir adama hürmet gösterilince, şarkıcı cariyeler ve çalgı çengi meclisleri aleni hale gelince, su gibi içki içilince, bu ümmetin sonradan gelenleri öncekilere lanet okuyunca beklesinler ki kıpkızıl bir rüzgâr, bir sarsıntı, yerin dibine geçirilme, hilkatlerin değiştirilmesi, gökten gelecek bir azap gelsin. Artık ipi kopan bir gerdanlığın peş peşe dağılan taneleri gibi azaplar art arda kopar gelir.” Ebu İsa dedi ki: Bu hususta Ali’den gelmiş rivayet de vardır. Bu ise garib bir hadistir, sadece bu rivayetini biliyoruz.
Bize Muhammed b. Hatim, ona Şebabe, ona Muhammed b. Talha; (T) Bize Ahmed b. Hiraş, ona Habban, ona Vüheyb, onlara İbn Şübrüme, bir önceki hadisin isnadıyla nakletmiştir. Vüheyb hadisinde; 'kime iyilik edeyim', Muhammed b. Talha hadisinde ise 'insanlardan hangileri onlarla sohbet etmeme daha layıktır' ifadeleri yer almaktadır. Ravi daha sonra Cerir hadisinin benzerini rivayet etti.
Bize Şeyban b. Ebu Şeybe, ona Süleyman b. Muğîra, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Râfi', Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Cüreyc bir manastırda ibadet ediyordu. Derken annesi geldi. Humeyd demiş ki: Rasulullah'ın (sav) (Cüreyc'in) annesi onu çağırdığı vakit, elini nasıl kaşının üstüne koyduğunu, sonra başını ona kaldırarak çağırdığını göstermesini Ebu Hureyre'nin nasıl gösterdiğini bize Ebu Râfi' tarif etti. Annesi şöyle demiş: Ey Cüreyc! Ben senin annenim, benimle konuş. Annesi (annesinin sözleri) o namazda bulunduğu ana denk gelmişti. Cüreyc, Allah'ım! Biri annem, biri namazım demiş ve namazını tercih etmiş. Bunun üzerine annesi dönmüş. Sonra ikinci defa tekrar gelerek; ya Cüreyc! Ben senin annenim. Benimle konuş demiş. Cüreyc; Allah'ım! Biri annem, biri namazım demiş ve (yine) namazını tercih etmiş. Annesi de Allah'ım! Şüphesiz bu Cüreyc benim oğlumdur. Kendisiyle konuştum fakat o benimle konuşmayı kabul etmedi. Allah'ım! Ona fahişeleri göstermedikçe canını alma demiş. Humeyd; annesi onun fahişe fitnesine düşmesi için dua etseydi, bu fitneye düşerdi demiştir. Bir koyun çobanı onun (Cüreyc'in) manastırına sığınırmış. Derken köyden bir kadın çıkmış ve çoban bu kadınla zina etmiş. Kadın hamile kalmış ve bir oğlan doğurmuş. Kendisine bu ne demişler. Şu manastırın sahibindendir demiş. Bunun üzerine köylüler baltalarıyla, bel kürekleriyle gelmişler ve Cüreyc'e seslenmişler. Fakat onu namaz kılarken bulmuşlar. Bu sebeple onlarla konuşmamış. (Köylüler) Manastırını yıkmağa başlamışlar. Bunu görünce yanlarına inmiş. Kendisine; şu kadına sor demişler. O da gülümsemiş. Sonra bebeğin başını sıvazlayarak; senin baban kim demiş. Bebek; benim babam koyun çobanıdır demiş. Köylüler çocuktan bunu işitince (Cüreyc'e); senin manastırından yıktığımız yeri altın ve gümüşle bina edelim demişler. O; hayır! Fakat siz onu eskisi gibi toprakla yapın demiş. Sonra manastıra çıkmış."
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Cerîr, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih), ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir evlat babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur." Ebû İsa (et-Tirmizî) dedi ki:: Bu hadis hasendir. Hadisi sadece Süheyl b. Ebu Salih isnadıyla biliyoruz. Süfyân es-Sevrî ve başkaları da Süheyl b. Ebu Salih'ten bu hadisi nakletmiştirler.