368 Kayıt Bulundu.
Açıklama: 1-Ruh üflendiğinde Adem (as)'ın aksırması ve hamdetmesi insanlık tarihinde ilk sünnettir. 2- Allah insanın canlılık, sağlık ve faydalı olan fiiline rahmet dilemsinden kasıt; yeryüzüne halife kıldığı bu varlığın, varlık alemine çıkışı ve iyilikleri kaşısında kendisine teşekkür etmesine karşılık rahmeti ve iyiliklerini sonsuzlaştıracağıdır. 3- İnsan zikre değer bir şey değilken Allah'ı zikrederek anılmaya değer bir varlık konumuna yükselmiştir. 4- İnsanın dinçlik ve canlılık haline işaret eden aksırma Allah'ı zikre şükre değer bir olaydır. 5- Allah'ın kayyum ve hay sıfatının bir yansıması onu temsil eden İnsanın aksırmasıyla yer yüzünde tezahür eder.
Açıklama: Rivayetin ravilerinden Abdullah b. Ayyaş münkerül-hadis olmakla tenkit edilmiş zayıf bir ravidir. ( İbn Hacer, Tehzibüt-Tehzîb, II, 40) ...Rivayette vurgulanan husus aksırık esnasında ses ve ağızdan çıkabilecek şeylerle etrafa rahatsızlık vermemek gerektiğidir. Hz. Peygamber (sav)'in uygulaması aksırana örnektir.
Açıklama: Ali b. Ahmed b. Karkûb et-Temmâr hadiste bir şey değildir. (Neyif b. Slah, Ravdulbasim fi teracimi şuyuhil-hakim, I, 691)
Açıklama: Rivayette aksırmanın iyilik esnemenin ise kötülük olduğu kabul edilmektedir. Kaynağı açısından da iyilik Allah'a ve kötülük ise şeytan ve nefs kaynaklı olduğu rivayette vurgulanmaktadır. Aynî de, esnemenin Şeytandan olmasının kerih olmasındandır. Çünkü esneme bedenin ağırlığından ve midenin dolu olmasındandır. Bu doluluk insanı tembelliğe ve uykuya yönlendirir ve bu şeytana izafe edilmiştir. Çünkü o insanı nefse itaate ve isteklerine sevkeder. Onunla buna sebeb olan şeylerden; çok yemek ve tokluktan ve iyilikleri yapamakta tembellik ve taatte alıkoyan şeylerden sakındırma vardır. (Nevevî, Minhâc, XVIII, 122; Ayni, Umde, XXIII, 58) Kötülüğün takdir ve yaratılışı açısından değil, meyil ve istek açısından şeytana ve nefse nispeti mümkündür. Yoksa şerrin takdir ve fiile dönüşmesinde Allah'ın yerine şeytanın takdir ve yaratmasına nispet söz konusu değildir.
Açıklama: Ravilerden Abdurrahman b. İshâk el-Amiri hakkında münker rivayetleri ve kaderi olması konusunda tenkid vardır. Salihul-hadis olarak nitelendirilmektedir. Bu bazı rivayetleri hafızası açısından tenkid edildiğine işaret eder. Ancak el-Buharî onu sika görmektedir. (İbn Hacer, Tehzîb, VI, 121).
Açıklama: Ravilerden Kasım b. Malik el-Müzenî hakkında zayıf rivayetleri delil alınamaz bir ravi olduğu nakledlmektedir. (Zehebî, Syer, IX, 325) 1-Aksırdığında Allah'a hamd edene teşmitte bulunulur. 2-Aksırdığında Allah'a hamd etmeyene teşmitte bulunulmaz. 3-Sahabe Hz. Peygamber'den geldiği üzere sünneti koruduğunu bu rivayet ortaya koyar.
Açıklama: Yukarda zikredilen rivayette İbn Ömer (ra) aksırana Allah'a hamd ile Hz. Peygamber'e salat getirmesi gerektiği görüşü zikredilirken, bu rivayette bunun tam tersi nakledilmektedir. İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber'in sünnetinin sadece teşmitte "Her hal ve durumda Allah'a hamd olsun" ibaresinden ibaret olduğu vurgulanmaktadır.
Açıklama: Rivayetin üç ayrı tarikle nakledildiği görülmektedir. Bu rivayetin iştiharı ve sıhhatine delildir. Ancak ravilerden İbn Ebu Leyla'nın hafızası açısından tenkide uğradığı söylenebilir. Bu açıdan rivayet bu tarik hasen ve şahidi ile sahih li gayrıhi mertebesindedir. Yukarıda da izah edildiği üzere teşmitte bulunanlara "yedikumullahu ve yuslihu balekum" ifadesi hem müslümana hem gayrı müslümana kullanaılabilir. Ancak teşmit için bu ifade değil "yerhamukellah" ifadesi esastır.
Açıklama: Ravilerden İbn Ebî Leylâ Muhammed b. Abdurrahman hafızası açısından seyyiul hıfz olmakla tenkide uğramış zayıf bir ravidir. Ancak rivayetin Eyyub el-Ensâri ve Ebû Hureyreden aynı anlamla nakledilen iki şahidi daha vardır.Muhaddisler ravilerden İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensarî'nin hafızası açısından tenkid etektedirler. (İbn Ebî Hatim, el-Cerh vet-Tadil, XIII, 394) Darekutnî onun sika olduğunu belirtmekle birlikte İbn Ebî Leyla'nın seyyiul hıfz ve zayıf bir ravi olduğunu da dile getirmektedir.( İbn Züreyk, Men tekelleme fihi Darekutnî, III, 121). Aynî oun için sika demektedir. (Aynî, Maganil-Ahyar, VI,63). Kadılık yapan İbn Ebî Leylâ'nin fakih olarak maklub olarak naklettiği rivayete dayanan tenkidi muhaddislerin fakihlere tenkidlerinde ihtiyatlı davranmayı gerektirir. Darekutnî hafızasını konusunda zayıf demekle birlikte onun sika olduğunu dile getirmiş olması da bu durumu ortaya koyar.