368 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Rivayette meçhul bir ravi bulunmaktadır.
Açıklama: Muhammed b. Nuaym el-Medinî - Mechulü'l-hal olmakla tenkit edilmektedir.
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) aksırıken belli bir edebi de öğretmektedir. Aksıran kişi etrafındaki kişileri rahatsız etmemek için aksırdığı esnada ağzını eli veya mendili ile kapatarak sesin azalmasını ve ağızdan çıkabilecek ve etrafa saçılabilecek herşeyi kontrol etmeyi sağlayacaktır. Ayrıca aksırıken yüksek basınçla çıkan bu havayı daha kontrollü çıkartacaktır. Bu günde medeni bir kural olan bu uygulamanın sünnet olarak Hz. Peygamber tarafından kendi döneminde öğretmiş olması onun edeb ve adabıyla ilel ebed örnek şahsiyetini ortaya koyan bir husustur.
Açıklama: Hz. Peygamber'in duasını almak için Yahudilerin yanında aksırarak "elhamdülillah" (Allah'a hamd olsun) dedikleri;Hz. Peygamber'in teşmit olarak cevaben: "Yehdikumullah ve yuslih balekum" (Allah size hidayet etsin (İslam'ın getirdiği itikad esaslarına inanarak imana ulaştırsın) ve düşünce, kalbinzi(hayata bakış açınızı ve davranışlarınızı) ıslah eylesin)" dediği analaşılır. Bu ifadenin teşmit duası olarak sadece gayrı müslimlere kullanılabileceği anlamı çıkmaktadır. Çünkü rivayetlere bakıldığında inananların teşmit için önerilen dua:"yerhamukellah" (Allah sana rahmet etsin) şeklindedir. Hz. Peygamber'in teşmitte Yahudiler kasıtlı olarak rahmet dilemediği; bunun yerine hidayet- iman ve fikrlerinin-bakış açılarının ıslahını dilediği anlaşılmaktadır. 1. Hz. Peygamber (sav), aksıran ve hamd eden müslümana bunu duyanların: "Allah sana rahmet etsin" demelerini emretmektedir. 2. Bu rivayet aksıran ve ona rahmet dileyenlerin inançları arasında farklık bir dua edilmesine delildir. 3. Ancak Hz. Peygamber (sav)teşmit edenlere ashabının Allah'tan hidayet ve hallerinin ıslahına dua etmeleri konusunda tavsiyeleri vardır.
Açıklama: Ravilerden el-Hasen b. Muhammed b. Ziyad el-Bisyânî meçhulul haldir. Ayrıca Hibe b. Cüveyn b. Ali münker rivayetleri yanında zayıf ve ve şii bir ravi olmakla tenkid edilmektedir. (İbn Hacer, Tehzibüt-Tehzib, II, 154). Ravileri tenkide uğramış bu rivayet, konuyla ilgili diğer rivayetlerde yer almayan " لم يجد وجع الضرس و لا وجع الأذن (aksıranın hamdini duyanın) ne diş ağrısı duyar ne de kulak ağrısı çeker." ifadesi Hz. Ali'ye isnad edilmektedir. Ancak bu bilginin tercübe edildiğinde gerçek olup olmadığı deneyle ortaya konabilir. Tıb ilmi ile alakalı diş ağrısı ve karın ağrısının bir başkasının; bir aksıranın hamd etmesi arasında hiç bir ilgi yoktur.