368 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Bezzâr'ın Ebû Davud et-Tayalisî'den naklettiği bu rivayet Müsned'inde yer almamaktadır. Tayalisinin Müsnedinde bu konuda iki rivayet yer almaktadır. Bunlardan biri Şube, Abdurrahman b. Leyla, babası, Eyyub el-Ensârî isnadıyla Hz. Peygamber (sav) isnadıyla nakledilmektedir: "Biriniz aksırdığında her durumda Allah'a hamd olsun desin. Ona teşmitte bulunan kişi ona "Allah sana rahmet etsin" desin. O da teşmitte bulunan kişiye Allah beni de sizi de bağışlasın desin. (Tayalisi, Müsned, I, 156 H.no: 81) ve ikinci rivayet Verkâ, Hilal b. Yesaf, Halid el-Arfece el-Eşcâî, Salim b. Ubeydullah el-Eşcaî ile yürüyorlardı bir adam aksırdı ve: "es-Selamu aleykum" dedi. Salim ona şöyle dedi: "Sana ve annene selam olsun". Bir saat yürüdükten sonra adama herhalde dediğimden hoşlanmadın"dedi. Adam: "Keşke annemi iyiliği veya kötülüğü ile anmamanı isterdim" dedi. Salim: "-Ben sana Hz. Peygamber (sav) gördüğüm şekilde konuştum. Bir adam Hz. Peygamber (sav)'in yanında aksırdı ve selamun aleykum dedi. Hz. Peygamber (sav) ona: " sana ve annene de, sizden biri aksırdığında "elhamdülillahi rabbil alemin" desin. Kardeşi de ona "yerhamukellah" desin. o da ona: "Allah hidayet etsin, kalbini ve halini ıslah etsin" desin." (Tayalisi, Müsned, I, 320 H.no: 167) rivayetleri zikredilmektedir. Bu durum basılan nüshanın ya eksik olduğuna veya Bezzâr'ın Tayalisî'nin bir başka eserinden bu rivayeti naklettiğine işaret eder. Bununla birlikte Buhari, Bezzar'ın naklettiği bu rivayeti Tayalisi yerine Malik b. İsmail vasıtasıyla Abdilaziz b. Seleme'den aynı isnadla nakletmektedir. Buharî'nin tarikinde rivayet metininde فإذا قال له يرحمك الله فليقل (el-Buharî, Sahih, 1987-1407, V, 298 H.no: 5870)şeklinde verdiği ifadeyi, Bezzâr muhtasar bir ifade ile وليقل هو şeklinde vermektedir. -...Genel olarak rivayetlerde aksıran ve Allaha hamd edene teşmit emredilmekle birlikte bazı rivayetlerde aksıranın teşmit edenlere karşılık olarak farklı dualar yapacağı zikredilmemektedir. Rivayetlerde "yehdikumullah ve yuslih balekum"= "Allah hidayet etsin ve düşünce ve kalbinizi ve halinizi ıslah eylesin" veya "yağfirullahu lena ve lekum"= "Allah sizi de bizi de bağışlasın" ifadesi yer almakta veya bir karşılık vereceği zikredilmemektedir. Rivayette yer alan "hidayet", "ıslah" ve "bâl" kelimelerine kullanıldığı yer ve kişiler açısından Kuran ve hadislerde farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Hidayet kelimesi gayrı müslim için imana gelmesi, mümin için sıratı müstakimde kalmasıdır. Islah kelimesi bâl kelimesi ile düşünce sisteminin ıslahı, kalbin ıslahı, halin ıslahı gibi anlamlar yüklenebilir. Allah'ın kızdığı veya delalet halinden kurtulmasını dilemektir. Mü'min için cennetle nimetlenenlerin makamlarında ameller konusunda doğrudan en doğruya yönelmektir. Zihnin ve kalbin sefası ile İslam fıtratı üzere kalabilmektir. Hidayet ve ıslah ifadesinin Kuran-ı Kerim'de inananlar için de kullanıldığı bilinmektedir. Muhammed suresi 47/4-5. ayette: وَالَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَلَنْ يُضِلَّ أَعْمالَهُمْ (4) سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بالَهُمْ Allah yolunda savaşanların amellerinin boşa gitmeyeceği ve onları Allah'ın hidayet edeceği (sıraatı müstakime) ve fikirlerini (kalblerini ve hallerini islam üzere sabit kılarak) ıslah edeceğini, düzelteceğini beyan etmektedir. Ayrıca Muhammed suresi 47/2 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحاتِ وَآمَنُوا بِما نُزِّلَ عَلى مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بالَهُمْ ayetinde inanıp salih amel işleyen ve Hz. Peygamber'e Kurana'ın Rableri tarafından indirildiğinin gerçek olduğuna iman edenlerin günahlarını bağışlayacağı ve fikirlerini (hal ve gönüllerini) ıslah edeceğini haber vermektedir. Bu iki ayette hidayet ve İslah kelimesi müminler için kullanılmaktadır. Gayrı müslim için hidayet dilemek imana gelmesini için dua; Kuran'a göre mü'min için hidayet dilemek sıratı müstakim üzere bir hayat dilemektir. Bu sebeble namazda her rekatta sıratı müstakıme hidayet olmak için dua edilir. Fatiha suresini "ihdinassıratal müstakim..." ayetini okuyarak Allah'a sıratı müstakim üzere bizi tutması için istekte bulunuruz. -..Hadisten çıkarlacak hükümler: 1- Aksırmak dinçlik ve sağlık nişanesi olarak Allah'a hamdi gerektirecek bir durumdur. 2-Her halükarda aksıranın "elhamdulillah"= "Alah'a hamd ederim" demesi gerekir. 3- İnananlara teşmitte "yerhamukellah" ="Allah size rahmeti ile muamele eylesin" duası esastır. 4-Yahudiler ve gayrı müslimlere teşmitte "Yehdiku mullahu ve yuslihu bâlekum" ="Allah size iman nasip etsin ve yanlışta direnen düşünce dünyanızı ıslah eylesin" denilmesi esastır. 5- Aksıran teşmitte bulunanlara "Yedikumullahu ve yuslihu bâlekum" = "Allah sizi sıratı müstakm üzere kılsın ve kalbinizi islam dini üzere sabit eyleyerek halinizi düzeltsin" anlamınadır.
Açıklama: ....-Ravilerden tabiinden olan Hz. Osman'ın mevlası Husayf b. Abdurraman el-Cezeri el-Hadramî saduk seyyiulhıfz ve ömrünün sonunda ihtilatı sebebiyle zayıf bir ravidir. (Ukayli, Duafa, II, 31) Rivayet muhteva açısından; "aksırıldığında "el-Hamdülillah" denilmesi gerektiğini bildiren sahih rivayetlerle müşterek mana ile nakledilmektedir.
Açıklama: Hadislerde geçen "teşmit": aksırınca; elhamdülillah diyene: "yerhamükellah" demektir. Bu sebeple tercümemizde hep bunu tercih ettik. Hayır dua yerine de kullanılan bu kelimenin asıl anlamı düşmanların şamatasını gidermek demektir. Aksıran kimseye elhamdülillah demek suretiyle şeytanın şamatasını giderdiği için bu ad verilmiştir. (İmam Nevevi, Riyazüs salihin Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Tercüme ve Şerhedenler: M. Yaşar Kandemir, İ. Lütfi Çakan, Raşit Küçük, Erkam Yayınları, İtanbul, 2010, IV, 171.) Aksrınca elhamdülillah diyen kimseye yerhamukellah diye mukabelede bulunmanın meşruluğu konusunda icma vardır. Bu bir görev olup, İslam'ın önemli muaşeret kurallarından sayılır. Zahiri ve Malikî mezhebinden bazı imamlar elhamdülillah diyeni işiten herkesin ona mukabelede bulunmasını vacip saymışlardır. Hatta Kadı Iyâz, İmam Malik'in teşmitin farz olduğu yönündeki görüşünün daha yaygın olduğunu söylemiştir. Fakat Ulemanın çoğunluğunun mezhebine göre teşmit farz ve vacip olmayıp, sünnet ve menduptur. Elhamdülillah diyen kimseye yerhamukellah demesi teşmittir. Kendisine rahmet dileyen "yağfirullahu lena ve leküm"" (Ebû Dâvud, Edeb 90) veya "yehdikumullahu ve yuslihu bâleküm" diye karşılık verir. İkinci teşmitin aksırdığında "elhamdülillah" diyen Ehli kitaba "yehdikumullahu ve yuslihu bâleküm" denileceği de rivayet edilmektedir. (Ebû Dâvud, Edeb 93; Tirmizî Edeb 3) Hidayet dilenmesi yukarda da arz edildiği üzere inanan için sıratı müstakim üzere hayat dilemek kafir için ise imana gelmesini dilemek anlamınadır. Bu açıdan teşmitte Hz. Peygamber'in de yaptığı gibi; inananlara "Yerhamuke Allahu" ifadesini mü'minlere: "Yehdikumullahu ve yuslihu baleküm" ifadesini gayrı müslümlere denilmesi daha uygundur.
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona ‘Alâ, ona da babası, Ebû Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (sav); “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır.” buyurdu. “Bunlar nedir ey Allah'ın Rasûlü?" diye sorulunca; “Karşılaştığında ona selam verir, seni davet ettiğinde davetine katıl, senden nasihat istediğinde ona nasihat et, aksırdığında ve hemen akabinde Allah’a hamdettiğinde يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde de ona cenazesine katıl.” buyurdu.