368 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer ve Abdurrahman b. Mehdi, onlara Şu’be, ona el-Eş’as b. Süleym, ona Muaviye, ona Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etti: Rasulullah, bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı: Bize emrettikleri şunlardı; cenazeye katılmak, hasta ziyareti yapmak, aksıran kimseye (yerhamukallah diyerek) hayır duada bulunmak, davet edenin davetine icabet etmek, mazluma yardım etmek, yemini bozmamak ve selama karşılık vermek. Bize yasakladıkları ise şunlardı; altın yüzük veya altın halka kullanmak, gümüş kap-kaçak kullanmak, ipek elbise giymek ve (değişik kalınlıkta) ipekli kumaş cinsinden dibac, istebrak ve kıssî giymek. Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: “Bu hadis hasen sahihtir. Eş’as b. Süleym, Eş’as b. Ebü’ş-Şa’sa’ olup adı, Süleym b. Esved’dir.”
Açıklama: Dibac, istebrak ve kıssî içerisinde ipek bulunan elbise çeşitleri olup bunların giyilmesi -altın da olduğu gibi- müslüman erkekler için yasaklanmıştır. Kadınlara ise altın yüzük ve ipek çeşitleri mubahtır.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr; (T) Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan (hadisin mana olarak bir benzerini), onlara (Züheyr ile Süfyan'a) Süleyman et-Teymî'nin naklettiğine göre Enes şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) yanında iki adam aksırdı. Rasulullah (sav) onlardan birine dua ettiği halde diğerine etmedi. O'na, ey Allah'ın (cc) Rasulü! İkisi de hapşırdı, ama siz birine dua edip diğerine etmediniz, neden acaba? diye sordular (Ravilerden Ahmed شمت kelimesini سمت şeklinde nakletmiştir). Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çünkü dua ettiğim adam Allah'a hamd etti/Elhamdülillah dedi, diğeri ise etmedi."
Açıklama: Arapça metinde- - işaretleri arasında bulunan kısım tercüme açısından önem arz etmediği için dikkate alınmamıştır.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer ve Abdurrahman b. Mehdi, onlara Şu’be, ona el-Eş’as b. Süleym, ona Muaviye, ona Süveyd b. Mukarrin, el-Berâ b. Azib’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı: "Emrettikleri; cenaze törenine katılıp namazını kılmak, hasta ziyareti yapmak, aksıran kimseye (yerhamukallah diyerek) hayır duasında bulunmak, davet edenin davetine icabet etmek, mazluma yardım etmek, ettiği yemini bozmamaktır. Yasakladıkları ise; altın yüzük veya altın halka kullanmak, gümüş kap-kaçak kullanmak, ipek elbise giymek ve dibac adı verilen ince ipek, istebrak adı verilen kalın ipek ve kassî diye adlandırılan kaburga desenli ipekli kumaş türlerini giymektir." Ebu İsa et-Tirmizî 'Bu hadis hasen sahihtir. Eş’as b. Süleym, Eş’as b. Ebu’ş-Şa’sâ’ olup adı, Süleym b. Esved’dir' demiştir.
Açıklama: Hadiste geçen Kassî kelimesi bazı rivayetlerde "Şam ve Mısır'dan getirilen, bazı yerleri dokunup bazı yerleri dokunmadan bırakıldığı için kaburgayı andıran desende bir ipekli kumaş türü" şeklinde açıklanmıştır (Ebû Davud, Hâtem, 7; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 100). Bazı kaynaklarda da bu tür ipek kumaşa, Mısır/Dimyât yakınlarında bir yerleşim yeri olan el-Kaziyye/el-Kassiyye'de dokunması sebebiyle bu adın verildiği bilgisi yer almaktadır (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, XII, 408; Aynî, Umdetu'l-kârî, XXII, 15).
Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T) Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar." [Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan ve Huşeyş b. Esram, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, aksırana yerhamukallah diyerek hayır duada bulunmak, davete icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr; (T) Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan (hadisin mana olarak bir benzerini), onlara (Züheyr ile Süfyan'a) Süleyman et-Teymî'nin naklettiğine göre Enes şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) yanında iki adam aksırdı. Rasulullah (sav) onlardan birine dua ettiği halde diğerine etmedi. O'na, ey Allah'ın (cc) Rasulü! İkisi de hapşırdı, ama siz birine dua edip diğerine etmediniz, neden acaba? diye sordular (Ravilerden Ahmed شمت kelimesini سمت şeklinde nakletmiştir). Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çünkü dua ettiğim adam Allah'a hamd etti/Elhamdülillah dedi, diğeri ise etmedi."
Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T) Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar." [Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Açıklama: Hz. Peygambere isnad edilmeyen bu mevkuf habere bakılınca, aksıran kimsenin «Elhamdü Lillah» cümlesi ile yetinmemesi ve buna «Rabbilalemîn» sözünü eklemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu takdirde aksıranın şöyle demesi gerekir: «Elhamdü üllâhi Rabbilalemîn.» Ancak bu şekilde hamd edene, melekler rahmet dileyeceği anlaşılır. Fakat bu konuda sahîh hadislerde böyle bir kayıt bulunmamaktadır. Gelecek hadîs-i şerife bakılsın.
Bize İsa b. Hammad el-Mısrî, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre nakletmiştir. "Said b. Ebu Said dedi ki: Bildiğim kadarıyla Ebu Hureyre bu hadisi aynı mana ile doğrudan Rasulullah'a (sav) nispet ederek (merfu olarak) nakletmiştir." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Ebu Nuaym, ona Musa b. Kays, ona Muhammed b. Aclân, ona Said, ona Ebu Hureyre, ona da Rasulullah'tan (sav) nakletmiştir.]
Bize İsa b. Hammad el-Mısrî, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre nakletmiştir. "Said b. Ebu Said dedi ki: Bildiğim kadarıyla Ebu Hureyre bu hadisi aynı mana ile doğrudan Rasulullah'a (sav) nispet ederek (merfu olarak) nakletmiştir." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Ebu Nuaym, ona Musa b. Kays, ona Muhammed b. Aclân, ona Said, ona Ebu Hureyre, ona da Rasulullah'tan (sav) nakletmiştir.]