368 Kayıt Bulundu.
Bize Bağdat'ta Ebu’l-Hüseyin Ali b. Muhammed b. Abdullah b. Bişrân, ona İsmail b. Muhammed es-Saffâr, ona Ahmed b. Mansûr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî, Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Beş şey Müslümanın, kardeşi üzerindeki hakkıdır; Selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demek, davete icabet etmek, hastayı ziyaret etmek ve cenazelere katılmak.”
Açıklama: Konulara, "Kardeşlik hukuku" başlığı eklenebilir. 6. ravinin ismi Arapça metinde düzeltilerek eklenmeli İbn Şihab ez-Zühri hadisi doğrudan Hz. Peygamberden nakletmiştir.
Bize Ebû Ali er-Ruzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Mahmuveyh el-Askerî, ona Cafer b. Muhammed el-Kalanisî, ona Adem b. Ebû İyas, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Âzib'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Rasûlullah (s.a.v.), bize yedi şey emretti; (Bunlar) hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demek, selamı almak, davete icabet etmek, yapılan yemini kabul etmek ve mazluma yardım etmektir.” Buharî bu hadisi Sahih’inde Adem’den rivayet etti. Müslim de bunu Şu‘be’den farklı bir tarikle rivayet etti.
Bize Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, ona Ebu’l-Abbâs Muhammed b. Yakub, ona Abbâs b. Velid b. Mezyed, ona babası, ona Evzaî, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebû Hüreyre (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti. “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir; Selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazelere katılmak, davete icabet etmek ve aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) demektir.” Buharî bu hadisi Evzaî tarkiyle, Müslim Zührî'den iki farklı tarikle rivayet etti.
Açıklama: Ravilerden Ömer b. Ebû Seleme rivayetlerde hata etmekle tenkit edilmiştir. (Ukayli, Duafa, VI, 2)
Açıklama: Alâ b. Abdurrahman el- Hırakî Tabiîn Sadûk, Hasenu'l- hadîstir.
Açıklama: Aksırmak ve esnemek insanlara arız. olan tabiî hallerdendirler. Bunların iyi veya kötü olarak vasıflanmaları, bu halleri doğuran sebeplerle alakalıdır. Aksırmak, bedendeki canlılıktan ve beden hafifliği yani dinçlikten ileri gelir. Bunun için aksırmak iyi bir haldir. Nezle gibi hastalıktan ileri gelmesi tabiî hal dışında kulun özel bir durumdur ki, konu dışında kalır. Esnemek ise, vücut ağırlığından, usanmak, tembellik ve fazla yemekten meydana geldiği için iyi bir hal değildir. Elden geldiği kadar bunu engellemeğe çalışmak icab eder. Aksrrrnak insanı çalışmaya, ibadet ve harekete götürdüğü için iyidir. Esnemek tembellik ve gevşeklik kazandırdığı için hoş değildir, şeytanın razı olduğu bir haldir. Esnemeyi engellemek, ağzı tutmak ve kendine gelmek suretiyle olduğu gibi. Hz. Peygamber (sav)'in hayatlarında hiç esnemediklerini hatırlamakla da olur. Aksırmakta uyarıcı bir şiddet hali bulunduğu için, aksırmak suretiyle selâmete çıkan insanın Allah'a hamd etmesi gerekir. "Elhamdü Lîllâh", der. Bu sözü duyan her müslüman da teşmît eder — "Yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin), der. Hanefîlerce bîr kişinin teşmîti kifayet eder. Teşmît'e karşı aksıranın «Yehdina ve yehdİkümuilah" (Allah bize de, sîze de hidayet etsin) demesi müstahabdır. Namazda iken aksıran kimse hafif ve gizli olarak hamd getirir; bu namazı bozmaz. Fakat namaz içinde bulunanın aksıran başka kimseye teşmît etmesi, ona cevap olacağından namazını bozar.