368 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Abdurrahman b. İshak hasenul hadis ve saduktur. 1-Aksıran hamdederse ona yerhamukellah demek gerekir. 2. Aksıran Allah'a hamdetmediğinde ona teşmitte bulunulmaz. 3. Eşraftan olmak Allah katında nimetine şükürle tespit edilir. Toplumsal konumu insana din açısından bir değer katmaz.
Açıklama: Aksıran kimse hamd edip de muslüman kardeşi tarafından yapılan teşmît mükâfatını alınca, bunun da mukabelede bulunması ve kardeşine hayırlı duada etmesi güzel bir hareket olur. Nitekim İbn Ömer bu mukabeleyi en iyi bir şekilde yaparak bize örnek olmuştur. Bu mukabele, lâfızları aynı, mânâlara yakın veye aynı anlamda değişik lâfızlarla yapılabilir. Bu bir noksanlık sayılmaz. (Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.)
Açıklama: Abdullah b. Ömer'in bu ifadesi gösteriyor ki, aksıran kimse uzakta olduğundan Allah'a hamd ettiği bilinmemektedir. Aksıranın hamd edişi duyulmadığından ona teşmît etmek şartlı olmuştur. Eğer hamd etmişse, merhamet edilmeğe hak kazanmıştır; eğer etmemişse bu duaya hak kazanmamıştır. Buna rağmen teşmît etmekte bir beis yoktur. (Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.)
Açıklama: İnsan hapşırınca mânâsız sesler çıkarmamaya gayret etmeli ve arkasından hemen Allah'a hamd etmelidir. İnsanı hamd ibadetinden alıkoyan ve araya başka sözler koyan ancak şeytanlar olur. Bunlardan kaçınıp hamd etme görevini yerine getirmelidir. (Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.)
Açıklama: 935 ve 938 sayılı hadîs-i şeriflerde bir defadan sonra yapılan aksırmalara teşmît gerekmediği rivayet edildiği halde, burada üç defaya kadar teşmît edilmesi gerekli gösterilmektedir, önceki iki hadîs-İ şerif Hz. Peygamber (sav)'e ref edilmiş olmakla bu habere tercih edilmeleri mümkün olduğu gibi, aralarında şöyle bir uygunluk bulunabilir: Âksırana teşmît etmek vazife olarak bir defa yapılmak esastır, öç defaya kadar yapılacak aksırmalara teşmît edilmesi aşırı bir hareket olmaz, itidali bozmaz; ve bu kadar sayıda olan aksırmaların hepsi nezleden doğmuş olmayabilir, üçten fazla aksırmalarda hastalığın sebep olduğu kesînleşir. Daha doğrusu, teşmîtleri az veya çok getirmekte herhangi bir yasaklık düşünülemez. Ancak İslâm'da her hareketin bir ölçüsü ve normal şekli vardır. Buna riayet bakımından bu teşmît meselesi önem taşımaktadır. Yoksa üçten ziyade teşmîtlerde dahi bir sakınca yoktur.
Açıklama: İslâm'ı kabul etmemiş olanlara Allah'ın rahmeti istenmez; Allah'ın çağrısına uymayanlar ve onu kabul etmeyenler bu ilâhî merhamete hak kazanmamışlardır. İnkâr ettikleri bir gerçekten nasıl faydalanabilirler? Bunlar hakkında, hidayete kavuşmak, İslâm dini ile şereflenmek ve hallerini düzeltmek dileklerinde bulunulur. Böylece haklarında yine iyi niyet beslenmiş olur. Nitekim Hz. Peygamber bu hadîs-i şerîfleriyle gayri müs-limlere yapılması gereken dua şeklini bize öğretiyor, ölü hakkında rahmet ve dua vesilesi olan cenaze namazı da, ancak müslümanlar içindir. Müslüman olmayanların namazı kılınmaz; ve rahmet dileği olan selâm verilmez. ... Ebû Berre, babasından bu hadîsin aynını nakletmiştir.
Açıklama: İslâm'da kardeşlik duygularının yerleştiğine ve gerçekleştiğine birer alâmet olan bu 5 şey, müslümanlar üzerine düşen birer vazife ve hak olmuşlardır. Bunların ihmal edildiği veya yerine getirilmediği cemiyette İslâm kardeşliği zayıflamış veya yok olmuş demektir. Bu önemlerine _binaen, her mümin üzerine düşen bu kardeşlik görevini yapmakla, hem vazifesini yapmış olur, hem de büyük manevî sevablara kavuşmuş bulunur.
Açıklama: Aksırıp da hamd etmeyene teşmît etmenin gerekli olmadığına delildir. 2. Erkeklerin hanımlar aksırdıklarında hamdederlerse teşmît etmelerinin caiz olduğuna delildir. Erkeklerin kadınlara, bilhassa yaşlılara ve kadınların da yaşlı erkeklere teşmît etmeleri, selâm mevzuunda olduğu gibi, iyi niyet taşındığı müddet İslâm adabına uygun düşer.