Giriş

Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve Ali b. Hucr, onlara İsmail (yani İbn Ca'fer) Alâ, ona ba­bası, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kâfirle onun katili (olan müslüman) ebediyen cehennemde bir araya gelmezler."


    Öneri Formu
3075 M004895 Müslim, İmare, 130

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zeyd b. Eslem, ona Abdurrahman b. Beylemânî, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Şehidin kanından yere düşen ilk damla ile birlikte, Allah onun geçmişte işlemiş olduğu tüm günahları bağışlar. Ardından Allah Teâlâ, ona cennetten iki melek yollayıp bir reyhan (güzel koku veren yeşillik) ve bir örtü gönderir. O esnada göklerin eteklerinde bulunan melekler 'Sübhânallah! Bugün yeryüzünden hoş bir esinti, latif bir koku geldi' derler. O şehit, geçtiği her kapıda memnuniyetle karşılanır, uğradığı hiçbir kapı ona kapanmaz, karşılaştığı her melek ona selâm verip, dua ve eşlik eder. Nihayet Allah’ın huzuruna getirilir. Şehit, meleklerden önce secdeye kapanır, melekler ise ondan sonra secde eder. Ardından, Allah tarafından şehitlerin yanına gönderilmesi emredilir. Onları yeşil bahçelerde, ipekten elbiseler içinde bulur. Yanlarında bir öküz ve bir balık vardır. Bu iki hayvan onlara her gün öyle bir lokma sunar ki, daha önceki günden daha lezzetlidir. Balık, cennetin nehirlerinde gezinir, akşam olunca öküz onu boynuzuyla dürter ve onun için kesilir. Onlar balığın etinden yerler; etinde cennet ırmaklarının her birinden gelen bir koku bulurlar. Ertesi gün, öküz cennet içinde gezinir. Sabah olunca bu kez balık ona kuyruğu ile vurur ve onu keser. Öküzün etinden yerler; bu kez de o ette cennetin bütün meyvelerinin tadını alırlar. Sabah akşam kendi cennetteki makamlarını seyrederler ve 'Rabbimiz, kıyameti getir!' diyerek Allah’a dua ederler" "Mümin öldüğünde ise Allah ona cennetten bir reyhan ve bir hırka gönderir. Canı bu örtüyle alınır. Ona 'Ey hoş ve temiz can! Allah’ın rahmeti ve hoşnutluğu içinde çık. Rabbin senden razıdır; sana ne öfke vardır ne de gazap' diye seslenilir. Sonra ruhu, bir kimsenin şimdiye kadar koklamış olduğu en güzel koku gibi çıkar. Gökyüzünün melekleri 'Sübhânallah! Bugün yeryüzünden hoş bir esinti, değerli bir ruh geldi' derler. Ona göklerdeki hiçbir kapı kapanmaz. Geçtiği her kapı açılır, karşılaştığı her melek, ona dua ve eşlik eder. Sonunda Allah Teâlâ’nın huzuruna getirilir. Melekler ondan önce secde eder, o ise onlardan sonra secde eder. Daha sonra Mikail (as) çağrılır ve ona 'Bu ruhu al, müminlerin ruhlarının yanına götür. Kıyamet günü sana soracağım vakte kadar (orada kalsın)' denilir. Ardından o ruh sahibinin kabri hazırlanır. Kabri, yetmiş arşın uzunluğunda ve yetmiş arşın genişliğinde genişletilir. İçine reyhan serilir, ipekten örtülerle donatılır. Eğer yanında Kur’an’dan bir şeyler varsa, onun için nur olur. Eğer Kur’an’dan bir şey yoksa, onun için güneş gibi bir nur verilir. Kabir hâli, bir geline benzer; kendisini sadece en çok sevdiği kimse uyandırır." "Kâfir öldüğünde ise Allah ona, her türlü kötü kokudan daha fena kokan ve her türlü sertlikten daha kaba bir kumaştan yapılmış bir bez parçası gönderir. Ona 'Ey kötü ruh! Çık! Kendin için ne de kötü bir azık hazırladın' denilir. Ruhu, insanların şimdiye kadar duymuş olduğu en ağır ve pis koku ile çıkar. Kabre konulur ve kabri öylesine daraltılır ki, kaburgaları iç içe geçer. Ardından, deve boynu kalınlığında yılanlar üzerine salınır; bu yılanlar onun etini yer. Kendisine sağır, dilsiz ve kör melekler görevlendirilir. Onlar onun çığlıklarını işitmez, yüzüne bakmaz, acımazlar. Vurduklarında usanmaz, dövdüklerinde yorulmazlar. O, bu azabın son bulması için Allah’a dua eder, fakat duası kabul edilmez. Böylece bu hâl, doğrudan cehenneme girene kadar sürer."


    Öneri Formu
95662 MA006702 Musannef-i Abdurrezzak, III, 564

Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona Amr b. Meymun, ona sahabeden Abdullah b. Rübeyyia es-Sülemî, ona da Ubeyd b. Halid es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) iki kişiyi birbirine kardeş yapmıştı. Onlardan biri Hz. Peygamber (sav) döneminde öldürüldü. Daha sonra da diğeri öldü ve onun namazını kıldılar. Hz. Peygamber “Ne diye dua ettiniz?” diye sordu. Onlar da 'Allah’ım, ona mağfiret et, Allah’ım, ona merhamet et, Allah’ım onu dostuna kavuştur' diye dua ettik dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bu ikincinin, birinciden sonra kıldığı namazları, tuttuğu oruçları ve yaptığı amelleri ne olacak? İkisi arasında yerle gök arası kadar fark var' buyurdu."


    Öneri Formu
19016 N001987 Nesai, Cenâiz, 77

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Habbâb (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Allah'ın rızasını isteyerek Nebî'yle (sav) beraber hicret ettik de sevabımız Allah'a kaldı. Aramızdan sevabından bir şey göremeden ahirete göçenler oldu. Bunlardan biri de Musab b. Umeyr'dir. O, Uhud günü şehit oldu ve geride sadece çizgili bir elbise bıraktı. O elbiseyle başını örttüğümüzde ayakları çıkıyor, ayakları örtüldüğünde ise başı dışarıda kalıyordu. Nebî (sav), bize 'O elbiseyle baş tarafını örtün, ayak tarafına da izhir otu koyun -hadisin râvilerinden biri şüpheye düşüp 'Ayağına izhir otu atın' demiştir-' buyurdu. Bir de aramızda, o hicretin meyvesi kendisi için olgunlaşıp da onu (bu dünyada) toplayanlar vardır."


Açıklama: "... Bir de aramızda, o hicretin meyvesi kendisi için olgunlaşıp da onu toplayanlar vardır." ifadesini hadisin sahabî râvisi Habbâb, kendisini kast ederek, bir pişmanlık ifadesi olarak söylemiştir. Yani hicret sevabının karşılığını bu dünyada fazlasıyla görüp, ahirete bir şey bırakmadan yaşayanlar vardır anlamında.

    Öneri Formu
31226 B004047 Buhari, Megâzî, 17

Bize Haramî b. Hafs, ona Abdulvâhid, ona Umâra, ona Ebu Zür’a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye ‘Onu evinden çıkaran şey yalnız bana iman ve elçilerimi tasdik ise, nail olacağı ecir ve ganimetle (sağ salim yurduna) geri getireceğim veya cennete koyacağım' diye taahhütte bulunmuştur. Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, hiçbir cihad müfrezesinin arkasından geri kalmazdım. Yemin olsun ki Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, ondan sonra öldürülüp diriltilmek, ondan sonra da öldürülmek isterdim!"


    Öneri Formu
1080 B000036 Buhari, İman, 26

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübârek, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Âmir el-Ukaylî, ona babası (Ukbe el-Ukaylî), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cennete girecek üç sınıf insan bana gösterildi: Şehit, iffetli ve kanaatkâr kimse ile Allah'a güzelce ibadet edip efendilerinin hakkını gözeten köle." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
20454 T001642 Tirmizi, Fedailü'l-Cihad, 13

Bize Said b. Âmir, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Abdullah b. Mürre, ona da Mesrûk şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud)'a şehitlerin ruhları hakkında sorduk. Abdullah olmasaydı kimse bize bu hadisi rivayet etmezdi. Dedi ki: Şehitlerin ruhları, kıyamet gününde Allah katında, Arş'a asılı kandilleri olan yeşil kuşların kursaklarında olacaktır. O kuşlar, cennette diledikleri gibi gezip dolaşır, ardından kandillerine geri dönerler. Rableri onları gözetleyip 'Karşılanmasını istediğiniz bir ihtiyacınız var mı?' buyurur, onlar da 'Hayır, sadece dünyaya dönüp bir kez daha şehit edilmeyi isteriz' derler."


    Öneri Formu
43823 DM002454 Darimi, Cihad, 19

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona A‘meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bizler Allah’ın rızasını isteyerek Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek Allah’a aittir. İçimizden, ecrinden hiçbir şey yiyemeden ahirete göçüp gidenler oldu. Bunlardan biri de Uhud gününde şehit olan Musab b. Umeyr’dir. O, geride sadece çizgili bir kaftan bırakmıştı. Onunla baş tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayak tarafından örtsek başı dışarıda kalıyordu. Bunu gören Nebi (sav) 'Elbisesini baş tarafından örtün, ayaklarının üzerine de izhir otu koyun' yahut 'Ayaklarının üzerine izhir bırakın' buyurdu. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimseler de bu meyveyi devşirmektedirler."


    Öneri Formu
31286 B004082 Buhari, Megâzî, 26

Bize Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zühri, ona da Abdullah b. Kab b. Malik naklettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Şehitlerin ruhları, cennet kandillerinde asılı bulunan yeşil kuş suretlerinde bulunurlar. Allah, kıyamet günü onları geri döndürür." Muammer ve Kelbî'nin rivayetinde ise Hz. Peygamber (sav) şöyle)buyurmuştur: "Şehitlerin ruhları, yeşil kuş suretinde cennette dolaşır, arşın altına asılı kandillere sığınırlar."


    Öneri Formu
80132 MA009556 Musannef-i Abdurrezzak, V, 264

Bize Ebu Yemân, ona İsmail b. Ayyâş, ona Ömer b. Muhammed, ona Ebu İkâl, ona da Enes b. Mâlik’in rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Askalân, iki gelinden biridir. Kıyamet günü oradan, hesaba çekilmeksizin yetmiş bin kişi diriltilecektir. Yine oradan elli bin şehit bir heyet halinde Allah'ın huzuruna gönderilecek. Orada şehitlerin saf saf dizilmiş olduğu bir mekân vardır. Orada onlar başları ellerinde, şahdamarlarından kan fışkırarak 'Rabbimiz! Bize, Rasullerin aracılığıyla vaat ettiğini ver. Şüphesiz Sen, vaadine muhalefet etmezsin' diyecekler. Allah Teâlâ da 'Kullarım doğru söyledi. Onları Beyda Nehrinde yıkayın' buyuracak. Bunun üzerine onlar, nehirden tertemiz ve bembeyaz olarak çıkacak, sonra da diledikleri gibi cennette dolaşacaklar."


    Öneri Formu
62564 HM013389 İbn Hanbel, III, 226