333 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim el-Cerceraî Hibbî, ona İbn Mübarek, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Eş'as es-San'anî, ona da Evs b. Evs es-Sekafi, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder, erkenden yola çıkıp (hutbenin başına) yetişir, (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak boş şeylerle uğraşmayıp hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir senelik oruç ve namazının ecri vardır."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Zekeriyya, ona Musab b. Şeybe, ona Talk b. Habib el-Anezi, ona Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe şöyle dedi: "Hz. Peygamber (sav) şu dört şeyden dolayı gusül abdesti alırdı. Cünüplük, cuma namazı, kan aldırmak ve cenaze yıkamak."
Bize Mahmud b. Halid ed-Dımaşkî, ona Mervan, ona da Ali b. Havşeb şöyle demiştir: "Mekhul'e yıkar ve yıkanır ifadesinin manasını sordum. O, başını ve bedenini yıkar demektir dedi."
Bize el-Hasan b. Ali, ona el-Hüseyin b. Ali el-Cu'fi, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Ebu Eş'as es-San'ani, ona da Evs b. Evs'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Şüphesiz Cuma günü sizin en faziletli günlerinizdendir. O gün bana çok çok salavat getiriniz, çünkü sizin salavatınız bana arz olunur," buyurdu. Yanındakiler, ey Allah'ın Rasulü, sen (ölüp) çürüdüğün halde bizim salavatımız sana nasıl arz olunacak? diye sorunca: "Şüphesiz Allah tebâreke ve Teâlâ, yeryüzüne Peygamberlerin cesetlerini (çürütmeyi) haram kıldı," cevabını verdi.
Açıklama: Hadisin sonundaki Peygamberlerin cesetlerinin çürümeyeceği ifadesi, tartışılan bir meseledir. Her şeyden önce bu, gayba ait bir konudur. Ancak bu konuda pek çok hadisin rivayet edilmesi ve buna inanmanın da bir zarara yol açmayacağı ileri sürülerek Peygamberlerin berzah âleminde yaşadıkları, belli bir hayat hâlini sürdürdükleri görüşü hayli taraftar bulmuştur. Kaldı ki, şehidlerin de ölü değil diri oldukları âyet-i kerîme ile sabittir.
Bize Yezid b. Halid er-Ramlî, ona Mufaddal -yani İbn Fedale-, ona Ayyaş b. Abbas, ona Bükeyr, ona Nâfi', ona İbn Ömer, ona da Hafsa, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Buluğ çağına ulaşan herkese cumaya gitmek vaciptir. Cumaya giden herkese de gusül almak vaciptir." [Ebu Davud şöyle dedi: Cünüplükten dolayı da olsa bir kişiye fecrden sonra yıkanmak yeterlidir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Halid b. Yezid, ona Said b. Ebu Hilal, ona Ubade b. Nüsey, ona da Evs es-Sekafî, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder..." Devamında da önceki hadisin benzerini nakletti. ".... erkenden yola çıkıp (hutbenin başına) yetişir, (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak boş şeylerle uğraşmayıp hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir senelik oruç ve namazının ecri vardır."
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona da Amra'nın rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir: "İnsanlar, (ev ve tarlada) kendi işlerini kendileri görüyorlar ve o halleriyle (terli ve kirli olarak) cuma namazına geliyorlardı. (Bundan dolayı) kendilerine, yıkansanız (ne güzel olurdu!)' denildi."
Açıklama: ''النَّفْخَةُ'' ve ''الصَّعْقَةُ'' kelimelerine dair verilen parantez içi ifadeler için bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 260. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ حَرَّمَ عَلَى الأَرْضِ أَجْسَادَ الأَنْبِيَاءِ