Öneri Formu
Hadis Id, No:
31882, İM004162
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ سَعِيدِ بْنِ الْعَاصِ عَنْ أَبِيهِ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ لَقَدْ رَأَيْتُنِى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَنَيْتُ بَيْتًا يُكِنُّنِى مِنَ الْمَطَرِ وَيُكِنُّنِى مِنَ الشَّمْسِ مَا أَعَانَنِى عَلَيْهِ خَلْقُ اللَّهِ تَعَالَى .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Nuaym, ona İshak b. Said b. Amr b. Said b. el-As, ona babası Said, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Ben, Rasulullah (sav) zamanında kendimi yağmurdan ve güneşten koruyan (yani basit) bir evi elimle) yaptım. O evin yapımında Allah Teâlâ'nın hiçbir yaratığı bana yardım etmedi. O çalışmam sanki gözümün önündedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 13, /677
Senetler:
()
Konular:
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Bana Ebu Nua’ym –bu hadisin yaklaşık yarısı kadarını rivayet etti-, ona Ömer b. Zer, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, açlık sebebiyle ciğerimi (karnımı) yere dayardım. Yine açlık sebebiyle karnıma taş bağlardım. Bir keresinde insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Derken Ebu Bekir uğradı, kendisine Allah’ın kitabından bir âyet sordum. Tabi, ona sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Sonra Ömer uğradı. Ona da Kur’an’dan bir âyet sordum. Kendisine sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Daha sonra da Ebu’l-Kâsım (sav) uğradı. Beni görünce gülümsedi, niyetimi ve yüzümdeki ifadeyi anlayıp "Ey Ebu Hirr" (kedi babası) dedi. Ben de “Buyur! Ey Allah’ın Rasulü” dedim. Benimle gel, buyurdu ve yürüdü ben de peşinden gittim. (Evine) girdi, ben de girmek için izin istedim ve bana izin verdi. Kendisi (sav) içeri girip bir bardak süt görünce "Bu süt nereden geldi" dedi. Onu, falan kimse veya falan kadın sana hediye etti, dediler. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Suffa mektebine git, onları bana çağır" buyurdu.
(Ebu Hureyre): Ashabı Suffe İslam’ın misafirleridir. Onların sığınacakları ne aileleri ne malları ne de dayanacakları bir kimseleri vardı. Rasulullah’a (sav) bir sadaka gelince Allah’ın Rasulü (sav), hiç bir şey almadan bunu, onlara gönderirdi. Bir hediye geldiğinde ise kendisine biraz alır, bunu onlara da göndererek hediyeye onları da ortak ederdi, dedi. Bundan dolayı (onları çağırma) konusu hoşuma gitmedi. Kendi kendime: “Bu kadarcık süt, Ashabı Suffe için neye yetecek ki? Zira ondan içerek kendime gelebilmem için onu içmeye en çok ben layığım. Onlar geldiğinde Rasulullah (sav), (sütü ikram etmem için) bana emredecek ben de onlara dağıtacağım. (Dolayısıyla) bu sütten bana ne kalabilir ki? Ancak Allah’a ve O’nun Rasulü’ne (sav) itaat gerekirdi” dedim. Onlara varıp kendilerini çağırdım. Onlar geldi, (içeri girmek için) izin istediler ve kendilerine izin verildi. Evde yerlerini aldılar. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Bunu al ve onlara dağıt", dedi.
Bardağı alıp dağıtmaya başladım. Birine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Arkasından diğerine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Nebî’ye (sav) varıncaya kadar bir başkası doyasıya içiyor, ardından bardağı bana veriyordu. Sonunda onların hepsi doymuştu. O (sav), bardağı alıp eline koydu, bana bakıp gülümsedi ve "Ebu Hirr!" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Sen ve ben kaldık" dedi. Doğru diyorsun Ya Rasulallah, dedim. "Otur da iç" buyurdu. Oturup içtim. "Yine iç!" buyurdu. Ben de tekrar içtim. Sürekli iç, diyordu. Sonunda hayır, seni hak ile gönderene yemin olsun ki, artık süte gidecek bir yer bulamıyorum (doydum), dedim. "Bana ver" buyurdu. Bardağı kendisine verdim, Allah’a hamdedip, besmele çekerek geri kalan sütü içti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23777, B006452
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو نُعَيْمٍ بِنَحْوٍ مِنْ نِصْفِ هَذَا الْحَدِيثِ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ ذَرٍّ حَدَّثَنَا مُجَاهِدٌ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ كَانَ يَقُولُ آللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ إِنْ كُنْتُ لأَعْتَمِدُ بِكَبِدِى عَلَى الأَرْضِ مِنَ الْجُوعِ ، وَإِنْ كُنْتُ لأَشُدُّ الْحَجَرَ عَلَى بَطْنِى مِنَ الْجُوعِ ، وَلَقَدْ قَعَدْتُ يَوْمًا عَلَى طَرِيقِهِمُ الَّذِى يَخْرُجُونَ مِنْهُ ، فَمَرَّ أَبُو بَكْرٍ ، فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ ، مَا سَأَلْتُهُ إِلاَّ لِيُشْبِعَنِى ، فَمَرَّ وَلَمْ يَفْعَلْ ، ثُمَّ مَرَّ بِى عُمَرُ فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ ، مَا سَأَلْتُهُ إِلاَّ لِيُشْبِعَنِى ، فَمَرَّ فَلَمْ يَفْعَلْ ، ثُمَّ مَرَّ بِى أَبُو الْقَاسِمِ صلى الله عليه وسلم فَتَبَسَّمَ حِينَ رَآنِى وَعَرَفَ ، مَا فِى نَفْسِى وَمَا فِى وَجْهِى ثُمَّ قَالَ " أَبَا هِرٍّ " . قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ " الْحَقْ " . وَمَضَى فَتَبِعْتُهُ ، فَدَخَلَ فَاسْتَأْذَنَ ، فَأَذِنَ لِى ، فَدَخَلَ فَوَجَدَ لَبَنًا فِى قَدَحٍ فَقَالَ " مِنْ أَيْنَ هَذَا اللَّبَنُ " . قَالُوا أَهْدَاهُ لَكَ فُلاَنٌ أَوْ فُلاَنَةُ . قَالَ " أَبَا هِرٍّ " . قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ " الْحَقْ إِلَى أَهْلِ الصُّفَّةِ فَادْعُهُمْ لِى " . قَالَ وَأَهْلُ الصُّفَّةِ أَضْيَافُ الإِسْلاَمِ ، لاَ يَأْوُونَ إِلَى أَهْلٍ وَلاَ مَالٍ ، وَلاَ عَلَى أَحَدٍ ، إِذَا أَتَتْهُ صَدَقَةٌ بَعَثَ بِهَا إِلَيْهِمْ ، وَلَمْ يَتَنَاوَلْ مِنْهَا شَيْئًا ، وَإِذَا أَتَتْهُ هَدِيَّةٌ أَرْسَلَ إِلَيْهِمْ ، وَأَصَابَ مِنْهَا وَأَشْرَكَهُمْ فِيهَا ، فَسَاءَنِى ذَلِكَ فَقُلْتُ وَمَا هَذَا اللَّبَنُ فِى أَهْلِ الصُّفَّةِ كُنْتُ أَحَقُّ أَنَا أَنْ أُصِيبَ مِنْ هَذَا اللَّبَنِ شَرْبَةً أَتَقَوَّى بِهَا ، فَإِذَا جَاءَ أَمَرَنِى فَكُنْتُ أَنَا أُعْطِيهِمْ ، وَمَا عَسَى أَنْ يَبْلُغَنِى مِنْ هَذَا اللَّبَنِ ، وَلَمْ يَكُنْ مِنْ طَاعَةِ اللَّهِ وَطَاعَةِ رَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم بُدٌّ ، فَأَتَيْتُهُمْ فَدَعَوْتُهُمْ فَأَقْبَلُوا ، فَاسْتَأْذَنُوا فَأَذِنَ لَهُمْ ، وَأَخَذُوا مَجَالِسَهُمْ مِنَ الْبَيْتِ قَالَ " يَا أَبَا هِرٍّ " . قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ " خُذْ فَأَعْطِهِمْ ". قَالَ فَأَخَذْتُ الْقَدَحَ فَجَعَلْتُ أُعْطِيهِ الرَّجُلَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى ، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ ، فَأُعْطِيهِ الرَّجُلَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى ، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى ، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ ، حَتَّى انْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ رَوِىَ الْقَوْمُ كُلُّهُمْ ، فَأَخَذَ الْقَدَحَ فَوَضَعَهُ عَلَى يَدِهِ فَنَظَرَ إِلَىَّ فَتَبَسَّمَ فَقَالَ " أَبَا هِرٍّ " . قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ " بَقِيتُ أَنَا وَأَنْتَ " . قُلْتُ صَدَقْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « اقْعُدْ فَاشْرَبْ » . فَقَعَدْتُ فَشَرِبْتُ . فَقَالَ « اشْرَبْ » . فَشَرِبْتُ ، فَمَا زَالَ يَقُولُ " اشْرَبْ " . حَتَّى قُلْتُ لاَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ ، مَا أَجِدُ لَهُ مَسْلَكًا . قَالَ " فَأَرِنِى " . فَأَعْطَيْتُهُ الْقَدَحَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَسَمَّى ، وَشَرِبَ الْفَضْلَةَ .
Tercemesi:
Bana Ebu Nua’ym –bu hadisin yaklaşık yarısı kadarını rivayet etti-, ona Ömer b. Zer, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, açlık sebebiyle ciğerimi (karnımı) yere dayardım. Yine açlık sebebiyle karnıma taş bağlardım. Bir keresinde insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Derken Ebu Bekir uğradı, kendisine Allah’ın kitabından bir âyet sordum. Tabi, ona sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Sonra Ömer uğradı. Ona da Kur’an’dan bir âyet sordum. Kendisine sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Daha sonra da Ebu’l-Kâsım (sav) uğradı. Beni görünce gülümsedi, niyetimi ve yüzümdeki ifadeyi anlayıp "Ey Ebu Hirr" (kedi babası) dedi. Ben de “Buyur! Ey Allah’ın Rasulü” dedim. Benimle gel, buyurdu ve yürüdü ben de peşinden gittim. (Evine) girdi, ben de girmek için izin istedim ve bana izin verdi. Kendisi (sav) içeri girip bir bardak süt görünce "Bu süt nereden geldi" dedi. Onu, falan kimse veya falan kadın sana hediye etti, dediler. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Suffa mektebine git, onları bana çağır" buyurdu.
(Ebu Hureyre): Ashabı Suffe İslam’ın misafirleridir. Onların sığınacakları ne aileleri ne malları ne de dayanacakları bir kimseleri vardı. Rasulullah’a (sav) bir sadaka gelince Allah’ın Rasulü (sav), hiç bir şey almadan bunu, onlara gönderirdi. Bir hediye geldiğinde ise kendisine biraz alır, bunu onlara da göndererek hediyeye onları da ortak ederdi, dedi. Bundan dolayı (onları çağırma) konusu hoşuma gitmedi. Kendi kendime: “Bu kadarcık süt, Ashabı Suffe için neye yetecek ki? Zira ondan içerek kendime gelebilmem için onu içmeye en çok ben layığım. Onlar geldiğinde Rasulullah (sav), (sütü ikram etmem için) bana emredecek ben de onlara dağıtacağım. (Dolayısıyla) bu sütten bana ne kalabilir ki? Ancak Allah’a ve O’nun Rasulü’ne (sav) itaat gerekirdi” dedim. Onlara varıp kendilerini çağırdım. Onlar geldi, (içeri girmek için) izin istediler ve kendilerine izin verildi. Evde yerlerini aldılar. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Bunu al ve onlara dağıt", dedi.
Bardağı alıp dağıtmaya başladım. Birine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Arkasından diğerine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Nebî’ye (sav) varıncaya kadar bir başkası doyasıya içiyor, ardından bardağı bana veriyordu. Sonunda onların hepsi doymuştu. O (sav), bardağı alıp eline koydu, bana bakıp gülümsedi ve "Ebu Hirr!" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Sen ve ben kaldık" dedi. Doğru diyorsun Ya Rasulallah, dedim. "Otur da iç" buyurdu. Oturup içtim. "Yine iç!" buyurdu. Ben de tekrar içtim. Sürekli iç, diyordu. Sonunda hayır, seni hak ile gönderene yemin olsun ki, artık süte gidecek bir yer bulamıyorum (doydum), dedim. "Bana ver" buyurdu. Bardağı kendisine verdim, Allah’a hamdedip, besmele çekerek geri kalan sütü içti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 17, 2/569
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Zer Ömer b. Zer el-Hemdani (Ömer b. Zer b. Abdullah b. Zürare)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Hadis Rivayeti, Ebu Hüreyre'nin çok hadis rivayeti
Hz. Peygamber, tebessüm etmesi
KTB, HEDİYELEŞMEK
Sahabe, Ashab-ı Suffa
Sorumluluk Bilinci, diğergamlık, başkasını tercih etme
Tebessüm, kardeşinin yüzüne tebessüm etmek
Teşvik Edilenler, paylaşma azık ve diğer şeyleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34789, B003728
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنْ قَيْسٍ قَالَ سَمِعْتُ سَعْدًا - رضى الله عنه - يَقُولُ إِنِّى لأَوَّلُ الْعَرَبِ رَمَى بِسَهْمٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، وَكُنَّا نَغْزُو مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَا لَنَا طَعَامٌ إِلاَّ وَرَقُ الشَّجَرِ ، حَتَّى إِنَّ أَحَدَنَا لَيَضَعُ كَمَا يَضَعُ الْبَعِيرُ أَوِ الشَّاةُ ، مَا لَهُ خِلْطٌ ، ثُمَّ أَصْبَحَتْ بَنُو أَسَدٍ تُعَزِّرُنِى عَلَى الإِسْلاَمِ ، لَقَدْ خِبْتُ إِذًا وَضَلَّ عَمَلِى . وَكَانُوا وَشَوْا بِهِ إِلَى عُمَرَ ، قَالُوا لاَ يُحْسِنُ يُصَلِّى .
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn, ona Halid b. Abdullah, ona İsmail, ona Kays, ona Sad şöyle demiştir: Muhakkak ki ben Allah yolunda ok atan ilk Arabım. Bizim ağaç yaprağından başka yiyecek hiç bir şeyimiz yokken biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikte gaza ederdik. Öyle ki, koyun ya da deve dışkısı gibi kuru olduğundan dolayı birbirine karışmayan dışkı çıkarırdık. Sonra Esedoğlulları İslam (namaz) konusunda beni ayıplar oldular.
Öyleyse (onların iddia ettiği gibi namazı güzel kıldırmıyorsam) benim bunca amelim boşa gitti.
(Ravi dedi ki) Esedoğulları onu namazı güzel kılmıyor diyerek halife Ömer'e ihbar etmişlerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 15, 1/947
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
5. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Sahabe, Fazileti
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14619, B005141
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلٍ أَنَّ امْرَأَةً أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَعَرَضَتْ عَلَيْهِ نَفْسَهَا فَقَالَ « مَا لِى الْيَوْمَ فِى النِّسَاءِ مِنْ حَاجَةٍ » . فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ زَوِّجْنِيهَا . قَالَ « مَا عِنْدَكَ » . قَالَ مَا عِنْدِى شَىْءٌ . قَالَ « أَعْطِهَا وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ » . قَالَ مَا عِنْدِى شَىْءٌ . قَالَ « فَمَا عِنْدَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » . قَالَ عِنْدِى كَذَا وَكَذَا . قَالَ « فَقَدْ مَلَّكْتُكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » .
Tercemesi:
-.......Bize Hammâd ibn Zeyd, Ebû Hâzım'dan; o da Sehlibn Sa'd(R)'dan olmak üzere şöyle tahdîs etti: Bir kadın Peygamber (S)'e geldi de nefsini O'na arzetti. Peygamber bu teklîf üzerine:
— "Bugün benim için kadınlara hiçbir hacet yoktur"buyurdu. Bunun üzerine bir adam:
— Yâ Rasûlallah! Beni bu kadınla evlendir! dedi. Rasûlullah ona:
— "Yanında ne var!" diye sordu. O:
— Yanımda hiçbirşey yok! dedi.
Rasûlullah:
— "Sen o kadına (mehr olarak) birşey ver, velev demirden bir
yüzük olsun" buyurdu. O sahâbî:
— Bende verecek hiçbirşey yoktur, dedi. Bu sefer Rasûlullah:
— "Yanında Kur'ân'dan ne var?" diye sordu. O zât:
— Şu ve şu (sûreler) var! dedi. Rasûlullah:
— "Senin ezberinde bulunan Kur'ân'la (yânî Kur'ân'ı kadına öğretmen mukaabilinde) ben seni o kadınla evlendirdim" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nikah 44, 2/341
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
Konular:
Evlilik, hibe yoluyla
Evlilik, Hz. Peygamber'e veya Hz. Peygamberin nikah teklifi
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Nikah, mehir
Nikah, Mehir, Kur'an'ın bazı sureleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32218, B004243
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ حَدَّثَنَا قُرَّةُ بْنُ حَبِيبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ مَا شَبِعْنَا حَتَّى فَتَحْنَا خَيْبَرَ .
Tercemesi:
-.......İbn Umer (R) de: Bizler Hayber'i fethettiğimiz zamana kadar doymuş değildik, demiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/100
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Abdurrahman b. Abdullah el-Adevî (Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar)
4. Ebu Ali Kurra b. Habib et-Tüsteri (Kurra b. Habib b. Yezid b. Şehr)
5. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Siyer, Hayber günü