644 Kayıt Bulundu.
Bize Umeyye b. Bistam, ona Yezid b. Zurey', ona Ravh b. Kasım, ona İsmail b. Umeyye, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfi, ona Ebu Mabed, ona İbn Abbas’ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Muaz’ı (ra) Yemen’e gönderdiği vakit ona şöyle buyurdu: "Sen kitap ehli bir kavmin yanına gideceksin. Kendilerini ilk davet ettiğin şey Allah’a ibadet etmek olsun. Onlar Allah’ı bilip tanırlarsa bu sefer onlara Allah’ın kendilerine bir gün ve gecede beş vakit namazı farz kılmış olduğunu bildir. Bunu yapacak olurlarsa, onlara Allah’ın kendilerine, mallarından alınıp aralarındaki fakirlere verilmek üzere, bir zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederek itaat ederlerse, sen de (zekâtı) onlardan al ve insanların mallarının değerlilerini almaktan da sakın."
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle senin arana (sana ulaşmamıza) Mudar kafirleri engel olmaktadır. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermeyi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle senin arana (sana ulaşmamıza) Mudar kafirleri engel olmaktadır. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermeyi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.
Bize Haccâc, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizlerle sizin aranızda sana ulaşmamıza engel olan Mudar kafirleri var. Bundan dolayı bizler sana ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımızı da davet edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. O şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi –eliyle de şu şekilde gösterdi-, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini vermenizi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), hantem (topraktan yapılmış çömlek), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)" Süleyman ve Ebu Numan, Hammâd'dan rivayetlerinde: "Allah'a iman demek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet etmektir." demişlerdir.