Hadis - Hadis Veritabani

24

171 --> 180 / 524

قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

Öneri Formu

56734 KK28/16 Kasas, 28, 16

Kur'an Kur'an-ı Kerim Kasas 28/16, /

Senedi ve Konuları

قَالَ رَبِّ بِمَا أَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ أَكُونَ ظَهِيرًا لِّلْمُجْرِمِينَ

Musa: Rabbim! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çıkmayacağım, dedi.

Öneri Formu

56736 KK28/17 Kasas, 28, 17

Kur'an Kur'an-ı Kerim Kasas 28/17, /

Senedi ve Konuları

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

Andolsun ki Musa'yı da mucizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.

Öneri Formu

54517 KK11/96 Hûd, 11, 96

Kur'an Kur'an-ı Kerim Hûd 11/96, /

Senedi ve Konuları

إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِّنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءهُمْ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ

Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.

Öneri Formu

56709 KK28/4 Kasas, 28, 4

Kur'an Kur'an-ı Kerim Kasas 28/4, /

Senedi ve Konuları

وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ

Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.

Öneri Formu

56711 KK28/5 Kasas, 28, 5

Kur'an Kur'an-ı Kerim Kasas 28/5, /

Senedi ve Konuları

وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِي فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُم مَّا كَانُوا يَحْذَرُونَ

Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

Öneri Formu

56713 KK28/6 Kasas, 28, 6

Kur'an Kur'an-ı Kerim Kasas 28/6, /

Senedi ve Konuları

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ

Sonra gelenler içinde, namlarına şunu bıraktık.

Öneri Formu

57239 KK37/119 Sâffât, 37, 119

Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/11, /

Senedi ve Konuları

سَلَامٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ

Musa ve Harun'a selam olsun.

Öneri Formu

57240 KK37/120 Sâffât, 37, 120

Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/12, /

Senedi ve Konuları

إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

Doğrusu biz, iyileri böylece mükâfatlandırırız.

Öneri Formu

57242 KK37/121 Sâffât, 37, 121

Kur'an Kur'an-ı Kerim Sâffât 37/12, /

Senedi ve Konuları

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ

Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, onda da ayrılığa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hükmedilirdi (işleri bitirilirdi). Onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.

Öneri Formu

57448 KK41/45 Fussilet, 41, 45

Kur'an Kur'an-ı Kerim Fussilet 41/45, /

Senedi ve Konuları

Gelişmiş Arama

قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

قَالَ رَبِّ بِمَا أَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ أَكُونَ ظَهِيرًا لِّلْمُجْرِمِينَ

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ

وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِي فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُم مَّا كَانُوا يَحْذَرُونَ

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ

سَلَامٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ

إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ