499 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Menî', ona Esbat b. Muhammed, ona eş-Şeybanî, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra), -eş-Şeybanî dedi ki; onu Ata Ebu'l-Hasan es-Süvâî zikretti ve bu rivayeti ancak İbn Abbas'tan rivayet ettiğini söylediğini zannediyorum.- İbn Abbas (ra); "Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye onların evlenmelerine de mâni olmayın" (Nisâ, 19), mealindeki ayet şunları söylemiştir: (Cahiliyye döneminde) bir erkek ölünce, onun karısı üzerinde en çok erkeğin akrabası hak ve söz sahibi olurlardı. Kadın hakkında, kadının bizzat kendisinden daha çok hak sahibi idiler. Onlardan biri isterse, o kadınla evlenir veya başkasıyla evlendirirdi. İstemedikleri takdirde de onu evlendirmezlerdi. İşte bu ayet, bu hususta nazil oldu.
Açıklama: Cahiliyet âdetine göre bir erkek ölünce, erkeğin akrabaları, onun karısı üzerinde söz ve hak sahibi olurlardı. Kocası ölen kadının üzerine bir elbise atılır, böylece kimse ona tâlip olamazdı. Elbiseyi atan da, güzelse onunla evlenir, değilse ölünceye kadar evlenmesine mâni olur, ona âdeta bir hapis hayatı yaşatır ve ölünce de mirasına konardı. Kadın, eğer üzerine elbise atılmadan kaçıp âilesine sığınabilirse kurtulurdu. Bazen de evleneceği erkekten alacağı mehri vermesi mukabilinde kadının evlenmesine izin verilirdi. Rivayete göre bu ayet, Kebşe binti Maan’ın kocası Ebû Kays b. el-Eslet ölünce, kocasının oğlunun kendisiyle evlenmek istemesi ve Kebşe’nin de Rasulullah'a (sav) başvurması üzerine nazil olmuştur. Bu ayet, yukarıda anlatılan cahiliyet âdetlerini kaldırmakta ve kadına da bir insan olarak aslî şahsiyetini kazandırmaktadır
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Muhammed, ona Cerîr b. Hazım, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle haber verdi: "Bekâr bir kız Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve babasının kendisini istemediği biriyle evlendirdiğini söyledi. Rasulullah (sav) onu (bu evliliği kabul edip etmemekte) muhayyer bıraktı."
Açıklama: Bu rivayet, bir babanın kızını, istemediği biriyle zorla evlendirmesinin haram olduğunu gösterir. Bu ve benzeri rivayetleri delil kabul eden Hanefîler, bir babanın, kızını evlenmeye zorlamasının câiz olmadığına hükmederler. İmâm Mâlik ve Şâfiî ise, anne-babanın kızını kendi istedikleri biriyle evlendirmesini câiz görürler. Delilleri de evlilikte velinin iznini şart gören rivayetlerdir.
Bize el-Ka'neb, ona İbn Lehîa, ona Cafer b. Rabî'a, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Hz. Aişe (r.anha) önceki hadisle aynı manada bir rivayeti Hz. Peygamber'den nakletmiştir: [Ebû Davud dedi ki: Cafer, ez-Zührî'den bizzat işitmemiş, ez-Zührî ona yazıp göndermişti.]
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Ebû Hazim b. Dinar, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidi rivayet etmiştir: Bir kadın Rasulullah'a (sav) gelerek geldi ve Ey Allah'ın Rasulü, kendimi sana hibe ettim (mehir almadan seninle evlenmeye razıyım) dedi. Kadın uzun süre ayakta (cevap) bekledi. (Hz. Peygamber cevap vermeyince) bir adam ayağa kalkıp; Ey Allah'ın Rasulü! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa, onu bana nikâhla! dedi. Rasulullah (sav) da "ona mehir olarak verebileceğin bir şeyin var mı?" diye sordu. Adam, benim şu hırkamdan başka bir şeyim yok dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "eğer hırkanı mehir olarak ona verirsen, sen hırkasız kalırsın. Dolayısıyla sen başka bir şey ara!" buyurdu. (Adam gidip geldi ve) Bir şey bulamadım" dedi. Hz. Peygamber, "bari demir bir yüzük bulmaya çalış!" dedi. Adam tekrar gitti, ama yine bir şey bulamadı. O zaman Hz. Peygamber, "ezberinde Kur'an'dan bir şeyler var mı?" diye sordu. Adam bazı surelerin ismini zikrederek evet şu sureyi, şu sureyi biliyorum dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "bildiğin bu sureleri (öğretmen) karşılığında bu kadını sana nikahlıyorum" buyurdu.
Açıklama: Haccac ile İbn Şihab arasında inkita vardır.