حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال سمعت شقيقا يقول قال عبد الله : قسم النبي صلى الله عليه وسلم قسمة كبعض ما كان يقسم فقال رجل من الأنصار والله انها لقسمة ما أريد بها وجه الله عز وجل قلت أنا لأقولن للنبي صلى الله عليه وسلم فأتيته وهو في أصحابه فساررته فشق ذلك عليه صلى الله عليه وسلم وتغير وجهه وغضب حتى وددت أنى لم أكن أخبرته ثم قال قد أوذي موسى بأكثر من ذلك فصبر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164396, EM000390
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال سمعت شقيقا يقول قال عبد الله : قسم النبي صلى الله عليه وسلم قسمة كبعض ما كان يقسم فقال رجل من الأنصار والله انها لقسمة ما أريد بها وجه الله عز وجل قلت أنا لأقولن للنبي صلى الله عليه وسلم فأتيته وهو في أصحابه فساررته فشق ذلك عليه صلى الله عليه وسلم وتغير وجهه وغضب حتى وددت أنى لم أكن أخبرته ثم قال قد أوذي موسى بأكثر من ذلك فصبر
Tercemesi:
— Abdullah (İbni Mes'ud) şöyle demiştir:
— Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem), daha önce ettiği ganimet taksimi gibi, bir taksim yaptı. Bunun üzerine Ensar'dan bir adam dedi ki, Allah'a yemin ederim! Bu bir taksimdir ki, Aziz ve Celü olan Allah'ın rızası bununla murad edilmemiştir. Ben, (o adama) :
— Muhakkak Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e söyleyeceğim (senin dil uzatmam), dedim. Böylece Peygamber'e gittim, o ashabı ile bulunuyordu. Ona gizlice söyledim. Bu verdiğim haber ona çok ağır geldi ve yüzü değişti, hiddetlendi. Hatta ona haber vermemiş olaydım diye arzu ettim. Sonra Peygamber şöyle buyurdu:
«— Gerçekten Musa, bundan daha büyük musibete eziyet edildi de sabrefC»[766]
Hadîs-i şerîfte üç mühim nokta mevcuttur:
Birincisi; ashab-ı kiram içinde nifak sahibi kimselerin bulunduğu;
İkincisi; bir kimsenin kötü hareketini haber vermenin cevazı;
Üçüncüsü de Peygamberin eziyete katlanıp sabretmesi d ir.
1— Peygamberin söz ve hareketlerine, insanlar arasındaki muamelâtına rıza göstermemek nifak alâmetidir ve imansızlıktır. Böyle bir harekete tevessül eden İslâm kardeşliği ve birliği arasında büyük bir fesada yol açmış olur. Böyle bir suç 6a bağışlanmaz. Bu gibi davranışlar en zararlı ve tehlikeli hallerdir. Her devirde böyle hareketlere rastlandığı gibi, Peygamber Efendimizin devrinde de bunlara tesadüf edilmişiir. En büyük eziyetler de bunlardan dolayı çekilmiştir.
2— Abdullah İbni Mes'ud, Peygamber'e kötü zan beslemenin ne kadar büyük bir fesad taşıdığını idrak ettiğinden adamın bu sözünü saklamayıp hemen Peygamber'e haber vermiştir. Çünkü bir şeyi haber verip vermemekte neticenin fayda ve zararlarını Abdullah ibni Mes'ud çok iyi bildiğinden sağlam yolu tutmuş ve böyle yapmıştır. Cemiyete sirayet etmeyen şahsî kabahat ve günahlar böyle ifşa edilmez. Bunların gizli tutulması gerekir. Hz. Peygamber'in, İbni Mes'ud'un hareketini nahoş karştlomayışı da, böyle ihbarların cevazına delil teşkil etmektedir. Hiddetlenmeleri İbni Mes'ud'a değii, kötü zan besleyene oîmuşiur.
3— Belâ ve meşakkatlerin en büyüğü peygamberlere, Allah'ın velilerine derece sırasına göre geldiğine dair hadîs-i şerif varid olduğu cihetle, burada Hz. Peygamber'e isnad edilen üzücü söze karşı sabretmişler ve H:. Musa'nın bundan daha çok eziyete duçar olup, ona sabrettiğini ifade buyurm uslardır.
Halbuki Hz. E n e s 'den rivayet edilen diğer bir hadîs-i şerîfte:
«— Ben Allah yolunda hiç kimsenin eziyet edilmediği şeyle eziyet edildim.»
Buyurulmuştur. Her iki hadîs-i şerîf arasmda bir tearuz görülüyorsa da, şu şekilde muvafakat belirtilmektedir: Nitelik bakımından, yani eziyetin keyfiyet yönü itibariyle şiddeti Hz. Peygamberimize olmuş, sayı ve tehrar bakımından da fazla eziyet Hz. Musa'ya karşı olmuştur. Bu manâ İtibariyle hadîs-i şerifler arasındaki zahiri çatışma kaikmış oluyor. Eziyetlere katlanıp sabretmenin hem manevî mükâfatı var, hem de muvaffakiyete vesile oluşu var.[767]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 390, /319
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, Hz. Peygamber'in taksimi
Hz. Peygamber, kızması
Hz. Peygamber, sabrı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا حماد بن زيد عن سلم العلوي عن أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم قل ما يواجه الرجل بشيء يكرهه فدخل عليه يوما رجل وعليه أثر صفرة فلما قام قال لأصحابه لو غير أو نزع هذه الصفرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164493, EM000437
Hadis:
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا حماد بن زيد عن سلم العلوي عن أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم قل ما يواجه الرجل بشيء يكرهه فدخل عليه يوما رجل وعليه أثر صفرة فلما قام قال لأصحابه لو غير أو نزع هذه الصفرة
Tercemesi:
— Enes'deiTrivayet edildiğine göre» şöyle demiştir: — Peygamber (Saltaliahü Aleyhi ve Seltem), insanda hoşlanmadıkları bir şeyi görünce onu karşılarına almazlardı, (ona hitap ederek mahcup bırakmazlardı). Bir gün bir adam Peygamberin yanına girdi, üzerinde za-feran sanlığı izi vardı. Adam kalkınca, (işine gidince) Peygamber ashabına şöyle dedi:
«— Keski bu sarılığı ve kokusunu gidereydi, yahut izini çıkara ydi.»[856]
Peygamber Efendimiz, huzurlarına gelen adamın özerinde bulunan zaferan lekesiyle kokusundan hoşlanmadıkları halde ona, yüzüne karşı git, temizlendikten sonra gel, dememişler; ancak adam ayrıldıktan sonra haÜnden hoşlanmadıklarını ifade buyurmuşlardır. Bununla beraber, E bu D a v u d 'un rivayetinde, adamo :
«— Git, temizlendikten sonra gel.»
Şeklinde tesbit edilmiştir. Böyle olunca, yüze karşı söyleyişleri nadir olan hallerden biri sayılır.[857]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 437, /350
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hataları düzeltmesi
Hz. Peygamber, hoşlanmadığı şeye karşı tavrı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Süslenme, sarı renk elbise, saçı sakalı sarıya boyamak
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164539, EM000453
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Tercemesi:
— Habbe îbni Halid ve Sevâ İbni Halid'den rivayet edildiğine göre, her ikisi Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) kendine ait bir duvarı yahut bir binayı onarırken ona geldiler ve yardım ettiler.»[886]
Peygomber Efendimizin kendilerine ait bir duvar veya bir bina onarımı veya İnşası için bizzat meşgul olduklarını ashabı kiramdan iki zat olan ve kardeş bulundukları anlaşılan Habbe ile Sevâ rivayet etmişler ve bu işte Hz. Peygambere yardımcı olduklarını da söylemişlerdir. İhtiyaç ve zaruret halinde bu gibi inşaatların yapılmasında bir sakınca bulunmadığına bu rivayet açık bir delil teşkil etmektedir. Mubah görülmeyen inşaatlar, ihtiyaç dışı olup, konfor ve tezyinata kaçanlardır.[887]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 453, /361
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, ev hayatı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن بن جدعان قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان أبو طلحة يجثو بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم وينثر كنانته ويقول وجهي لوجهك الوقاء ونفسي لنفسك الفداء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165084, EM000802
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن بن جدعان قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان أبو طلحة يجثو بين يدي رسول الله صلى الله عليه وسلم وينثر كنانته ويقول وجهي لوجهك الوقاء ونفسي لنفسك الفداء
Tercemesi:
— Enes ibni Malik’in şöyle dediği işitilmiştir:
«Ebû Talha, Resululah (sallalalhu aleyhi ve selem)’in önünde diz çökerdi ve torbasını atarak şöyle derdi:
Yüzüm yüzüne siperdir, canım da canına fedadır.[325]
Ebu Talha ensardan olup adı, Zeyddir.Ok atıcılığı ile şöhret oklarına aşını kaldırdıkça, Ebû yükselmiş "ve onu korumuş ve : Bağrım, bağrının T a I h a göğüs önündedir, deMistiyAkabe bîatında ve Uhud savaşı ile ondan sonraki savaşlarda bulunrrtu^tu. Huneyn savaşında:
«Kim bir kâfir öldürürse, onun eşyası öldürene aittir.» Diye Peygamberin emri olunca, o gün Ebû Ta I ha yirmi kişi öldürerek eşyalarını almıştı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun hakkında :
Ordu içinde Ebû Talhtı'nın sesi, yüz kişiden daha hayırlıdır.» Buyurmuştur. Kendisinden 92 hadîs-i şerif rivayet edilmiştir. Hz. Pey-ga m berin fedaisi olduğunu fiil ve sözleriyle ispatlamış, cesur ve fedakâr bİrkah romandı. Bu hasletine binaen : Yüzüm yüzüne siperdir, canım da ^ canına fedadır, diye bir beyt de söylemiştir. Bu ifadelerini Peygamber huzurunda yaptıkları cihetle, onun bu hareketi tasvib gördüğünden söylenmesi nd^\ beis yoktur.
EbûVfalha, Hz. Osman'ın hilâfetinin sonlarına doğru hicretin 31-34- yıllaVt arasında bir rivayette Medine'de, diğer bir rivayete göre de ihtiyarlığına nağmen çıktığı bir savaş yolculuğunda denizde yetmiş yaşında olduğu halde vçfat etmiştir. Gemide altı gün kaldıktan sonra rasgelinen bir adaya naklederek gömüldü. Bu altı gün içinde cenazesinin hiç değişmediği ve bir koku\ıkarmadığı da rivayet edilmektedir.[326]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 802, /634
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Müslüman, peygamber sevgisi
حدثنا أبو عاصم عن حيوة قال حدثنا عقبة بن مسلم سمع أبا عبد الرحمن الحبلي عن الصنابحي عن معاذ بن جبل قال أخذ بيدي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك قال اني أحبك قلت وأنا والله أحبك قال ألا أعلمك كلمات تقولها في دبر كل صلاتك قلت نعم قال قل اللهم أعني على ذكرك وشكرك وحسن عبادتك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164969, EM000690
Hadis:
حدثنا أبو عاصم عن حيوة قال حدثنا عقبة بن مسلم سمع أبا عبد الرحمن الحبلي عن الصنابحي عن معاذ بن جبل قال أخذ بيدي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك قال اني أحبك قلت وأنا والله أحبك قال ألا أعلمك كلمات تقولها في دبر كل صلاتك قلت نعم قال قل اللهم أعني على ذكرك وشكرك وحسن عبادتك
Tercemesi:
— Muaz ibni Cebel'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallatkıhü Aleyhi ve Sellem) elimden tutup:
«— Ey Mu âz!» dedi.
Ben, buyurun, dedim.
— Ben seni seviyorum.» dedi.
Ben: Vallahi ben de seni seviyorum, dedim.
— Her namazının sonunda söyliyeceğim bir takım sözleri sana öğreteyim?» dedi. Ben, evet (öğret), dedim. Peygamber şöyle buyurdu:
«De ki: "Allah'ım! Seni anmak (Kur'an'ım okuyup, onunla amel etmek), nimetine şükretmek ve sana güzel ibadet etmek üzere bana yardım et»[101]
Farz namazların arkasında, sünnet namaza başlamazdan önce okunan dualar: Allahümme entesselâmü..., kelime-i tevhİd ve istiğfar ile bu duadır. Bunlardan herhangi biri okunabilir. Ancak birinci dua bizde örf haline geldiği için, ona devam edilmektedir.
Hadîs-i şerifte geçen «Zikir», teşbih ve Allah'ı anma manâsını taşıdığı gibi, Kur'an-ı Kerîmin isimlerinden de bir isimdir. Her iki manâyı alarak hem zikir, hem de Kur'an okuyup, onunla amel etmekte Allah dan yardım istemeyi, Peygamber'imİz bize öğretiyor.
Allah Tealânın özerimizde sayamayacağımız kadar nimetleri vardır. Bunlar maddî ve manevî, dünya ve âhiret nimetleri olup, devamlarının sağlanması için Allah'a şükretmek ve bu hususta da ondan yardım istemek gerekir. Şükür, nimetlerin devamını sağlar; şükörsüzlük ise, onların zevaline sebep olur. Şükür, hem sözle, hem de Allah'ın emirlerini yerine getirmekle edâ edilir. Cenab-ı Hak, kuluna vermiş olduğu nimetlerin eserini onda görmek ister. Bu esasa binaen, her mükellef sahip bulunduğu maddî ve manevî nimetlerin varlığını hak yolunda harcamakla göstermek zorundadır. Bu yerine getirilmediği müddet, sırf dil ile çok şükür demenin bir manâsı kalmaz. Kalb, dil \^ bütün azalarla eldeki İmkânlar Allah için hareket edince, tam şükür vazifesi yerine getirilmiş olur.
İbadetlerin makbul olması için niyyet, ihlâs gİbİ bazı şartların bulunması iktiza eder. İşte güzel ibadet, gereği üz re ibadet, bütün kabul olunma şartlarını içine alan ibadetin tahakkuku demektir. Böyle bir İbadetin gerçekleşebilmesi ise, ancak Allah'ın yardımı ile mümkün olur. Çünkü O istemedikçe, imkân vermedikçe hiç bir şey olamaz
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 690, /538
Senetler:
()
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Müslüman, peygamber sevgisi