334 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebu Said el-Eşec -bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. Ey Allah'ın Rasulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Muhammed b. Abbad, ona Hatim –b. İsmail- ona da Yakub b. Mücahid'in naklettiğine göre İbn Ebu Atik şöyle demiştir: Ben ve Kasım, Aişe'nin (r.anha) yanında bir şeyler konuştuk. Kasım (b. Muhammed b. Ebu Bekir), konuşurken çok hata yapan biriydi. Kendisi bir cariyenin (ümmüveled) oğluydu. Aişe ona; sana ne oluyor ki, şu yeğenimin konuştuğu gibi konuşmuyorsun? Ama bu konuşmanın sana nereden geldiğini anladım. Bunu annesi yetiştirdi, seni de annen yetiştirdi dedi. Bunun üzerine Kasım kızdı ve sinirlendi. Aişe'nin sofrasının getirildiğini görünce Kasım kalktı. Aişe ona; nereye? diye sorunca, namaz kılacağım diye cevap verdi. Aişe; otur! dedi. Kasım; namaz kılacağım diye karşılık verdi. Aişe; otur (oraya) vefasız! Ben Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Yemek hazırken, büyük veya küçük abdeste sıkışmış iken namaz kılınmaz."
Açıklama: Hz. Âişe yeğeni Kasım'a kendisine kızdığı için değil, sofrayı bırakıp kalkması nedeniyle "vefasız" demiş, halası ve büyüğü olarak onu terbiye etmek istemiştir (bk. Kadı Iyaz, İkmâlü's-Mu'lim (Mansure, 1998), 2/495).