334 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Halef, ona Abdul'alâ, ona Muhammed b. İshak, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona Amr b. Süleym ez-Züraki, ona da Rasulullah'ın sahabesi Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: "Bizler, öğle namazı -râvi, şüpheye düşüp ya da ikindi namazı dedi- için Rasulullah'ı (sav) beklerken ve Bilal de kamet getirmişken, Rasulullah (sav), kızının kızı Ümâme bt. Ebu Âs omuzunda olduğu halde çıkageldi! Hz. Peygamber (sav), musallaya geçti, biz de arkasında saf tuttuk, (Ümâme) ise olduğu yerde (yani onun omuzunda) durmaktaydı. Nebi (sav) tekbir aldı, bizler de tekbir getirdik. Nihayet Rasulullah (sav), rükûa gitmek istediğinde, onu alıp (yere) koydu. Ardından rükûa ve secdeye vardı. Nihayet secdelerini bitirdi, ardından kıyama durdu. (Ümâme'yi tekrar) aldı ve (aynı) yere koydu. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirene dek bunu, tüm rekatlarda yaptı."
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib, ona Yezid b. Zürey', ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namaza başlandığında koşarak gelmeyin. Ancak üzerinizde bir sekinet (varmışçasına) gelin. Yetiştiğinizi kılın; kaçırdığınızı da tamamlayın." [Bu konuda Ebu Katâde, Übey b. Ka'b, Ebu Said, Zeyd b. Sâbit, Câbir ve Enes b. Mâlik'ten de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Mescide yürüme hususunda ilim ehli ihtilaf etmiştir. Onlardan bir kısmı, (kişinin) ilk tekbiri kaçırmasından endişe ettiğinde hızlıca yürümesini benimsemiş, hatta bazılarından ''namaza koşarak gelir'' (görüşü) aktarılmıştır. Bir kısmı da hızlı yürümeyi kerih görmüş; (kişinin) sakin ve vakar üzere yürümesini benimsemiştir ki Ahmed ve İshak bu görüşte olup onlar, ''amel, Ebu Hureyre hadisine göredir'' demişlerdir. (Aynı zamanda) İshak, ''(kişi), ilk tekbiri kaçırmaktan endişe ederse hızlıca yürümesinde bir beis yoktur'' demiştir.]