284 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. 'Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlüklere rağmen abdesti iyi bir şekilde almak, uzun mesafe yürüyerek gitmek ve kıldığı bir namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. "Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlükler karşısında abdesti iyi bir şekilde almak, mescide çokça gitmek ve namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. "Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlükler karşısında abdesti iyi bir şekilde almak, mescide çokça gitmek ve namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmam (namazda) âmin dediğinde siz de âmin deyiniz. Kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk düşerse, işlemiş olduğu günahları affedilir." [İbn Şihab (namazda) Hz. Peygamber'in (de) 'âmin' dediğini nakletmiştir.]
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Ebu Yunus, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazda biriniz âmin dediğinde, melekler de semada âmin derler. Bu iki âmin birbirine denk geldiğinde, (âmin diyen) kulun geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Muğîre, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biriniz âmin dediği vakit, melekler de semada âmin derler. Eğer bunların biri diğerine denk gelirse, âmin diyen kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Namazda) Kur’ân okuyan imam (Gazaba uğrayanların ve sapıtanlarınkine değil) dediği vakit, arkasındakiler de âmin dediğinde, onların âmin demesi ile semadakilerin demesi birbirine denk düşerse, geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Humeyd b. Abdurrahman ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek, Ramazan'ı ibadetle ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır."
Bana Malik, ona ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz 'âmin' dediğinde, melekler de semada 'âmin' der ve bunların biri diğerine denk gelirse, 'âmin' diyen kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."