343 Kayıt Bulundu.
Yine bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Malik, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyd, onlara da Ebu Hureyre, Bu hadisi, Yunus'un Zührî'den rivayet ettiği hadisle aynı manada, Rasulullah'tan rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M000382-2 numaralı hadise bakınız.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Muğîre b. Abdurrahman el-Kureşî, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İbrahim (as) seksen yaşında iken Kaddûm'da sünnet oldu." Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona da Ebu Zinâd bu hadisi "Kadûm" şeklinde şeddesiz olarak rivayet etti. Abdurrahman b. İshak bu hadisi Ebu Zinâd'dan rivayet ederek Şuayb'a mutâbaat etmiştir. Yine Aclân bu hadisi Ebu Hureyre'den rivayet ederek Şuayb'a ya da Abdurrahman b. İshak'a mutâbaat etmiştir. Ve yine Muhammed ibn Amr bu hadisi Ebu Seleme'den, o da Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Amr arasında inkıta vardır.
Bize Harmele b. Yahya ve Yunus b. Abdüla'lâ, o ikisine Abdullah b. Vehb, ona Yunus b. Yezid, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf ve Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den (as) daha çok bize müstahaktır. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır inandım ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti." (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim"
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme ve Saîd, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den daha çok bize müstahaktır. (İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır (inandım) ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti.)" (bakara 260)
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den daha çok bize müstahaktır. (İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır (inandım) ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti.)" (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme ve Saîd, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den (as) daha çok bize müstahaktır. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır inandım ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti." (Bakara, 260).
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den (as) daha çok bize müstahaktır. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır inandım ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti." (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."