Bunlar birbirinden gelme bir nesildir. Allah işiten ve bilendir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53110, KK3/34
Hadis:
ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِن بَعْضٍ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Tercemesi:
Bunlar birbirinden gelme bir nesildir. Allah işiten ve bilendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/34, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53108, KK3/33
Hadis:
إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى آدَمَ وَنُوحًا وَآلَ إِبْرَاهِيمَ وَآلَ عِمْرَانَ عَلَى الْعَالَمِينَ
Tercemesi:
Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/33, /
Senetler:
()
Konular:
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Peygamberler, birbirine üstünlükleri?
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Tarihsel Şahsiyetler, İmran ailesi
İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53191, KK3/67
Hadis:
مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Tercemesi:
İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/67, /
Senetler:
()
Konular:
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53222, KK3/95
Hadis:
قُلْ صَدَقَ اللّهُ فَاتَّبِعُوا مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Tercemesi:
De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/95, /
Senetler:
()
Konular:
Kulluk, Hz. İbrahim'in dinine uyunuz
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur
"İbrahim (as) ile Sâre yola çıkıp bir şehre girdiler. Orada meliklerden bir melik, yahut zorbalardan bir zorba hükümdar vardı. Ona 'İbrahim en güzelinden bir kadınla bu şehre girdi' denildi. Hükümdar, 'Ey İbrahim, yanındaki kadın kimdir?' diye haber gönderdi. İbrahim, 'kardeşimdir' cevabını verdi ve ardından Sâre'nin yanına gelip 'sakın beni yalancı çıkarma. Ben onlara, senin kız kardeşim olduğunu söyledim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden ve senden başka iman eden hiçbir kimse yoktur. dedi. Sonra İbrahim, Sâre'yi hükümdara gönderdi. Sâre varınca, hükümdar ona doğru yeltendi. Sâre de hemen abdest alıp namaza durdu, ardından 'Allah'ım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne iman ettimse ve ben iffetimi eşimden başkasına karşı daima koruduysam, şu kâfiri benim üzerime musallat etme' diye dua etti. adamın nefesi tıkandı ve ayağı ile yere vurup debelenmeye başladı."
Hadisin râvîsi A'rec der ki: Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle devam ettiğini aktardı:
Sâre "Allah'ım, eğer bu herif ölürse, bunu bu kadın öldürdü derler" dedi. Bunun üzerine o zalimin debelenmesi sona erdi. Sonra tekrar Sâre'ye doğru yeltendi. O da derhâl kalkıp abdest alarak namaza durdu ve "Allah'ım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne iman ettimse ve ben iffetimi eşimden başkasına karşı daima koruduysam, şu kâfiri benim üzerime musallat etme" diye dua etti. Adamın tekrar nefesi tıkandı ve ayağı ile yere vurup debelenmeye başladı.
Abdurrahman der ki: Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin şöyle devam ettiğini aktardı:
Sâre:"Allah'ım, eğer bu herif ölürse, bunu bu kadın öldürdü derler" dedi. Bunun üzerine o zalimin debelenmesi ikinci defa yahut üçünü defa sona erdi. Bunun üzerine hükümdar adamlarına "Vallahi siz bana kesinlikle bir şeytan göndermişsiniz. Siz bu kadını İbrahim'e geri gönderin. Hacer'i de ona hediye edin" dedi. Sâre, geri dönüp İbrahim'in (as) yanına geldi ve ona "gördün mü, Allah kâfiri zelil etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi" dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288706, B002217-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « هَاجَرَ إِبْرَاهِيمُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - بِسَارَةَ ، فَدَخَلَ بِهَا قَرْيَةً فِيهَا مَلِكٌ مِنَ الْمُلُوكِ ، أَوْ جَبَّارٌ مِنَ الْجَبَابِرَةِ ، فَقِيلَ دَخَلَ إِبْرَاهِيمُ بِامْرَأَةٍ ، هِىَ مِنْ أَحْسَنِ النِّسَاءِ . فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ ، مَنْ هَذِهِ الَّتِى مَعَكَ قَالَ أُخْتِى . ثُمَّ رَجَعَ إِلَيْهَا ، فَقَالَ لاَ تُكَذِّبِى حَدِيثِى فَإِنِّى أَخْبَرْتُهُمْ أَنَّكِ أُخْتِى ، وَاللَّهِ إِنْ عَلَى الأَرْضِ مُؤْمِنٌ غَيْرِى وَغَيْرُكِ . فَأَرْسَلَ بِهَا إِلَيْهِ ، فَقَامَ إِلَيْهَا ، فَقَامَتْ تَوَضَّأُ وَتُصَلِّى فَقَالَتِ اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتُ آمَنْتُ بِكَ وَبِرَسُولِكَ وَأَحْصَنْتُ فَرْجِى ، إِلاَّ عَلَى زَوْجِى فَلاَ تُسَلِّطْ عَلَىَّ الْكَافِرَ . فَغُطَّ حَتَّى رَكَضَ بِرِجْلِهِ » . قَالَ الأَعْرَجُ قَالَ أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ إِنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَتِ اللَّهُمَّ إِنْ يَمُتْ يُقَالُ هِىَ قَتَلَتْهُ . فَأُرْسِلَ ثُمَّ قَامَ إِلَيْهَا ، فَقَامَتْ تَوَضَّأُ تُصَلِّى ، وَتَقُولُ اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتُ آمَنْتُ بِكَ وَبِرَسُولِكَ ، وَأَحْصَنْتُ فَرْجِى ، إِلاَّ عَلَى زَوْجِى ، فَلاَ تُسَلِّطْ عَلَىَّ هَذَا الْكَافِرَ ، فَغُطَّ حَتَّى رَكَضَ بِرِجْلِهِ . قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ قَالَ أَبُو سَلَمَةَ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ فَقَالَتِ اللَّهُمَّ إِنْ يَمُتْ فَيُقَالُ هِىَ قَتَلَتْهُ ، فَأُرْسِلَ فِى الثَّانِيَةِ ، أَوْ فِى الثَّالِثَةِ ، فَقَالَ وَاللَّهِ مَا أَرْسَلْتُمْ إِلَىَّ إِلاَّ شَيْطَانًا ، ارْجِعُوهَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ ، وَأَعْطُوهَا آجَرَ . فَرَجَعَتْ إِلَى إِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَقَالَتْ أَشَعَرْتَ أَنَّ اللَّهَ كَبَتَ الْكَافِرَ وَأَخْدَمَ وَلِيدَةً .
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur
"İbrahim (as) ile Sâre yola çıkıp bir şehre girdiler. Orada meliklerden bir melik, yahut zorbalardan bir zorba hükümdar vardı. Ona 'İbrahim en güzelinden bir kadınla bu şehre girdi' denildi. Hükümdar, 'Ey İbrahim, yanındaki kadın kimdir?' diye haber gönderdi. İbrahim, 'kardeşimdir' cevabını verdi ve ardından Sâre'nin yanına gelip 'sakın beni yalancı çıkarma. Ben onlara, senin kız kardeşim olduğunu söyledim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden ve senden başka iman eden hiçbir kimse yoktur. dedi. Sonra İbrahim, Sâre'yi hükümdara gönderdi. Sâre varınca, hükümdar ona doğru yeltendi. Sâre de hemen abdest alıp namaza durdu, ardından 'Allah'ım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne iman ettimse ve ben iffetimi eşimden başkasına karşı daima koruduysam, şu kâfiri benim üzerime musallat etme' diye dua etti. adamın nefesi tıkandı ve ayağı ile yere vurup debelenmeye başladı."
Hadisin râvîsi A'rec der ki: Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle devam ettiğini aktardı:
Sâre "Allah'ım, eğer bu herif ölürse, bunu bu kadın öldürdü derler" dedi. Bunun üzerine o zalimin debelenmesi sona erdi. Sonra tekrar Sâre'ye doğru yeltendi. O da derhâl kalkıp abdest alarak namaza durdu ve "Allah'ım, ben Sana ve Senin Rasûlü'ne iman ettimse ve ben iffetimi eşimden başkasına karşı daima koruduysam, şu kâfiri benim üzerime musallat etme" diye dua etti. Adamın tekrar nefesi tıkandı ve ayağı ile yere vurup debelenmeye başladı.
Abdurrahman der ki: Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin şöyle devam ettiğini aktardı:
Sâre:"Allah'ım, eğer bu herif ölürse, bunu bu kadın öldürdü derler" dedi. Bunun üzerine o zalimin debelenmesi ikinci defa yahut üçünü defa sona erdi. Bunun üzerine hükümdar adamlarına "Vallahi siz bana kesinlikle bir şeytan göndermişsiniz. Siz bu kadını İbrahim'e geri gönderin. Hacer'i de ona hediye edin" dedi. Sâre, geri dönüp İbrahim'in (as) yanına geldi ve ona "gördün mü, Allah kâfiri zelil etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Buyû' 100, 1/626
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
4. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
5. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
6. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Tarihsel Şahsiyetler, Hacer, Hz. İbrahim'in hanımı
Tarihsel Şahsiyetler, Sare, Hz. İbrahim'in hanımı
Bize Abdullah b. Ebû Ziyâd, ona Seyyâr, ona Abdülvâhid b. Ziyâd, ona Abdurrahman b. İshak, ona Kâsım b. Abdurrahman, ona babası, ona da İbn Mesûd'un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Miraca çıktığım gece Hz. İbrahim ile karşılaştım; Bana 'Ey Muhammed! Ümmetine benden selam söyle ve onlara cennetin toprağının güzel, suyunun tatlı olduğunu, orada ovaların bulunduğunu ve dikili ağaçlarının "Sübhanalah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve Allahü Ekber" olduğunu bildir' dedi."
Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Eyyûb'dan rivayet bulunmaktadır.
İbn Mesud'dan gelen bu rivayet, hasen-garîb bir hadistir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20432, T003462
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى زِيَادٍ حَدَّثَنَا سَيَّارٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « لَقِيتُ إِبْرَاهِيمَ لَيْلَةَ أُسْرِىَ بِى فَقَالَ: يَا مُحَمَّدُ أَقْرِئْ أُمَّتَكَ مِنِّى السَّلاَمَ وَأَخْبِرْهُمْ أَنَّ الْجَنَّةَ طَيِّبَةُ التُّرْبَةِ عَذْبَةُ الْمَاءِ وَأَنَّهَا قِيعَانٌ وَأَنَّ غِرَاسَهَا سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ مَسْعُودٍ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Ebû Ziyâd, ona Seyyâr, ona Abdülvâhid b. Ziyâd, ona Abdurrahman b. İshak, ona Kâsım b. Abdurrahman, ona babası, ona da İbn Mesûd'un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Miraca çıktığım gece Hz. İbrahim ile karşılaştım; Bana 'Ey Muhammed! Ümmetine benden selam söyle ve onlara cennetin toprağının güzel, suyunun tatlı olduğunu, orada ovaların bulunduğunu ve dikili ağaçlarının "Sübhanalah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve Allahü Ekber" olduğunu bildir' dedi."
Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Eyyûb'dan rivayet bulunmaktadır.
İbn Mesud'dan gelen bu rivayet, hasen-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 58, 5/510
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Abdullah el-Hüzeli (Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
3. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman el-Hüzelî (Kasım b. Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
4. Ebu Şeybe Abdurrahman b. İshak el-Ensari (Abdurrahman b. İshak b. Haris)
5. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
6. Ebu Seleme Seyyar b. Hatim (Seyyar b. Hatim)
7. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Ebu Ziyad el-Katavani (Abdullah b. Hakem b. Süleyman)
Konular:
Cennet, cennetteki ağaçlar
KTB, SELAM
Mirac,
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Selam, selam göndermek
Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53177, KK3/65
Hadis:
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تُحَآجُّونَ فِي إِبْرَاهِيمَ وَمَا أُنزِلَتِ التَّورَاةُ وَالإنجِيلُ إِلاَّ مِن بَعْدِهِ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
Tercemesi:
Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/65, /
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Ehl-i kitap, inançları
Önceki ümmetler, İncil
Önceki ümmetler, Tevrat
Önceki Ümmetler, Tevrat ve İncil'in tebdili (tahrifi) meselesi
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَابْنُ فُضَيْلٍ عَنِ الْمُخْتَارِ ح
وَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ السَّعْدِىُّ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ أَخْبَرَنَا الْمُخْتَارُ بْنُ فُلْفُلٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا خَيْرَ الْبَرِيَّةِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ذَاكَ إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7103, M006138
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَابْنُ فُضَيْلٍ عَنِ الْمُخْتَارِ ح
وَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ السَّعْدِىُّ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ أَخْبَرَنَا الْمُخْتَارُ بْنُ فُلْفُلٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا خَيْرَ الْبَرِيَّةِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ذَاكَ إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Fudayl, onlara Muhtar; (T)
Bize Ali b. Hucr es-Sa'dî, ona Ali b. Müshir, ona Muhtar b. Fülfül, ona da Enes b. Malik şöyle haber verdi: Bir adam Rasulullah'la (sav) geldi de ey insanların en hayırlısı dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "O İbrahim'dir (as)" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6138, /990
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
Konular:
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Peygamberler, önceki peygamberler
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا الْمُغِيرَةُ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِزَامِىَّ - عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اخْتَتَنَ إِبْرَاهِيمُ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ وَهُوَ ابْنُ ثَمَانِينَ سَنَةً بِالْقَدُومِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7106, M006141
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا الْمُغِيرَةُ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِزَامِىَّ - عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اخْتَتَنَ إِبْرَاهِيمُ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ وَهُوَ ابْنُ ثَمَانِينَ سَنَةً بِالْقَدُومِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Muğîra (yani İbn Abdurrahman el-Hizâmi), ona Ebu Zinad, ona A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Peygamber İbrahim (as) seksen yaşında iken keserle sünnet oldu" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6141, /990
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Sünnet etmek, çocukları, İslam'a girenleri vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7110, M006145
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَمْ يَكْذِبْ إِبْرَاهِيمُ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ قَطُّ إِلاَّ ثَلاَثَ كَذَبَاتٍ ثِنْتَيْنِ فِى ذَاتِ اللَّهِ قَوْلُهُ (إِنِّى سَقِيمٌ) وَقَوْلُهُ (بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا) وَوَاحِدَةً فِى شَأْنِ سَارَةَ فَإِنَّهُ قَدِمَ أَرْضَ جَبَّارٍ وَمَعَهُ سَارَةُ وَكَانَتْ أَحْسَنَ النَّاسِ فَقَالَ لَهَا إِنَّ هَذَا الْجَبَّارَ إِنْ يَعْلَمْ أَنَّكِ امْرَأَتِى يَغْلِبْنِى عَلَيْكِ فَإِنْ سَأَلَكِ فَأَخْبِرِيهِ أَنَّكِ أُخْتِى فَإِنَّكِ أُخْتِى فِى الإِسْلاَمِ فَإِنِّى لاَ أَعْلَمُ فِى الأَرْضِ مُسْلِمًا غَيْرِى وَغَيْرَكِ فَلَمَّا دَخَلَ أَرْضَهُ رَآهَا بَعْضُ أَهْلِ الْجَبَّارِ أَتَاهُ فَقَالَ لَهُ لَقَدْ قَدِمَ أَرْضَكَ امْرَأَةٌ لاَ يَنْبَغِى لَهَا أَنْ تَكُونَ إِلاَّ لَكَ. فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا فَأُتِىَ بِهَا فَقَامَ إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ إِلَى الصَّلاَةِ فَلَمَّا دَخَلَتْ عَلَيْهِ لَمْ يَتَمَالَكْ أَنْ بَسَطَ يَدَهُ إِلَيْهَا فَقُبِضَتْ يَدُهُ قَبْضَةً شَدِيدَةً فَقَالَ لَهَا ادْعِى اللَّهَ أَنْ يُطْلِقَ يَدِى وَلاَ أَضُرُّكِ. فَفَعَلَتْ فَعَادَ فَقُبِضَتْ أَشَدَّ مِنَ الْقَبْضَةِ الأُولَى فَقَالَ لَهَا مِثْلَ ذَلِكَ فَفَعَلَتْ فَعَادَ فَقُبِضَتْ أَشَدَّ مِنَ الْقَبْضَتَيْنِ الأُولَيَيْنِ فَقَالَ ادْعِى اللَّهَ أَنْ يُطْلِقَ يَدِى فَلَكِ اللَّهَ أَنْ لاَ أَضُرَّكِ. فَفَعَلَتْ وَأُطْلِقَتْ يَدُهُ وَدَعَا الَّذِى جَاءَ بِهَا فَقَالَ لَهُ إِنَّكَ إِنَّمَا أَتَيْتَنِى بِشَيْطَانٍ وَلَمْ تَأْتِنِى بِإِنْسَانٍ فَأَخْرِجْهَا مِنْ أَرْضِى وَأَعْطِهَا هَاجَرَ. قَالَ فَأَقْبَلَتْ تَمْشِى فَلَمَّا رَآهَا إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ انْصَرَفَ فَقَالَ لَهَا مَهْيَمْ قَالَتْ خَيْرًا كَفَّ اللَّهُ يَدَ الْفَاجِرِ وَأَخْدَمَ خَادِمًا."
[قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ فَتِلْكَ أُمُّكُمْ يَا بَنِى مَاءِ السَّمَاءِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Cerir b. Hâzim, ona Eyyüb es-Sahtiyanî, ona Muhammed b. Sirin, ona da Ebu Hureyre'nin haber verdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Peygamber ibrahim (Aleyhisselam) üç yalandan başka hiç yalan söylememiştir. (Bunların) ikisi Allah'ın zâtına aiddir. Biri ben gerçekten pastayım; diğeri belki bu işi büyükleri olan şu put yapmıştır demesidir. Bir tanesi de Sâre hakkındadır. İbrahim yanında Sâre olduğu halde bir cebbarın memleketine gelmişti. Sâre insanların en güzeliydi. İbrahim ona; bu cebbar senin benim karım olduğunu bilirse, senin için bana galebe çalar. Binâenaleyh sana sorarsa kendinin kız kardeşim olduğunu haber ver. Çünkü sen İslâm'da benim kız kardeşimsin. Zira yeryüzünde senle benden başka müslüman bilmiyorum dedi. Vaktaki Cebbâr'ın memleketine girdiler. Onun bir adamı Sâre'yi gördü. Ve Cebbar'a vararak; gerçekten senin memleketine öyle bir kadın geldi ki, bu kadının senden başkasına ait olması yakışık olmaz dedi. Cebbar hemen Sâre'ye adam göndererek onu getirtti. İbrahim (as) namaza kalktı. Sâre, Cebbâr'ın yanına girince Cebbar elini ona uzatmaktan kendini alamadı. Fakat eli şiddetli bir şekilde yakalandı. Bunun üzerine Cebbar ona; Allah'a dua et de elimi salsın! Sana bir zarar vermeyeceğim dedi. O da bunu yaptı. Fakat Cebbar saldırışım tekrarladı. Ve eli ilk defakinden daha şiddetli şekilde yakalandı. Cebbar, Sâre'ye deminkinin mislini söyledi. O da yaptı. Fakat Cebbar aynı hareketi tekrarladı. Ve eli İlk İkiden daha şiddetli şekilde yakalandı. Artık Cebbar; Allah'a dua et, benim elimi salıversin. Allah şahidim olsun sana bir zarar vermeyeceğim dedi. O da bunu yaptı ve Cebbâr'ın eli salındı. (Bu sefer) Cebbar, Sâre'yi getiren adamı çağırarak; sen bana ancak bir şeytan getirmişsin, bana insan getirmemişsin! Bunu hemen memleketimden çıkar. Haceri de ona verin dedi. Râce diyor ki: Sâre yürüyerek döndü geldi. İbrahim (as) onun geldiğini görünce ona; ne haber diye sordu. Sâre; hayırdır. Allah facirin elini men etti. Bana da bir hizmetçi ihsan etti dedi."
[Ebu Hureyre; ey gökyüzü suyunun oğulları! İşte anneniz bu kadındır demiş.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6145, /991
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi