1994 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Abdullah b. Bekr es-Sehmî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle demiştir: "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 92) ve "Allah’ın kat kat fazlasıyla geri ödeyeceği güzel bir borcu Allah’a verecek olan kimdir?..." (Bakara, 245) ayetleri indiği zaman Ebu Talha’nın bir bahçesi vardı. “Ey Allah’ın Rasûlü, bahçem Allah için vakıftır. Bunu gizli olarak yapabilseydim burada açıklamazdım” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "onu akrabalarına ve yakınlarına ver" buyurdu. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Mâlik b. Enes bu hadisi İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha’dan ve Enes b. Malik'ten rivayet etmiştir.
Bize Ebu Asım, ona İbn Cureyc, ona İbn Şihâb, ona Ali b. Hüseyin, ona Ömer b. Osman, ona da Usame b. Zeyd'in (r.anha) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kâfire, kâfir de Müslümana mirasçı olamaz."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Verka, ona İbn Ebu Necih, ona Atâ, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: (Önceden kişi öldüğünde) malı, çocuğunun olurdu. Ana-baba ve yakınlara ise vasiyet yapılırdı. Sonra Allah dilediği hükmü kaldırdı ve erkeğe, kadının iki katı; ana-babadan her birine (çocuğu varsa) altıda bir, (yoksa) üçte bir; kadına (çocuğu varsa) sekizde bir, (yoksa) dörtte bir; kocaya ise (çocuğu yoksa) yarı, (varsa) dörtte bir pay verilmesine hükmetti.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.
Bize Hüseyin b. Mansur, esbât b. Muhammed, ona Süleyman b. Feyrûz eş-Şeybânî, ona İkrime ona da İbn Abbâs; (T) Şeybânî der ki: Kanaatim odur ki Ebu Hasan Atâ es-Suvâî bu hadisi mutlaka İbn Abbas'tan rivayet etmiştir: İbn Abbâs "Ey iman edenler! Kadınları zorla miras olarak almak size helâl olmaz. Kendilerine vermiş olduğunuz mehirden bir şeyler koparabilmek için onları sıkıştırmayın" (Nisa, 19) ayeti hakkında şöyle der: Cahiliye döneminde bir adam vefat ettiği zaman, onun velileri, geride kalan eşi konusunda da hak sahibi olur, isterlerse, içlerinden biri onunla evlenir, isterlerse onu başka birisiyle evlendirip mehrini alırlar, isterlerse o kadını kimseyle evlendirmeyip (ölene kadar bekletir, sonra da mirasını alırlardı). İşte bu ayet, bunlar hakkında indi.
Bize Salt b. Muhammed, ona Ebu Usame, ona İdris, ona Talha b. Musarrif, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) "her biri için mevâlî -vârisler- belirledik" (Nisa, 4/33) ve "antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) ayetleri hakkında şöyle demiştir: Muhacirler Medine'ye geldiklerinde, Peygamberin (sav) aralarında yapmış olduğu kardeşlik anlaşmasına dayalı olarak, herhangi akrabalık bağı olmaksızın Ensar'a mirasçı olurlardı. "her biri için mirasçı belirledik." (Nisa, 4/33) ayeti inince, "antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) kısmının hükmünü kaldırdı. Sonra İbn Abbas der ki: "Antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) ayetinde, yardım etmek, ikramda bulunmak ve nasihat etmek hükümleri kaldı, miras bırakmak geçersiz oldu. Ancak kişi kardeşlik antlaşması yaptığı kimseye vasiyette bulunabilir. Bu hadisi Ebu Usame, İdris'ten, o da Talha'dan işitmiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını umarım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç getiren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzurunda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: شَرُّ الأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا