Öneri Formu
Hadis Id, No:
158132, BS21385
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَنْبَأَنَا أَبُو الْفَضْلِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَهَنَّادُ بْنُ السُّرَىِّ قَالاَ أَنْبَأَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ : مَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ضَرَبَ خَادِمًا قَطُّ وَلاَ ضَرَبَ بِيَدِهِ شَيْئًا قَطُّ إِلاَّ أَنْ يُجَاهِدَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ نِيلَ مِنْهُ شَىْءٌ قَطُّ فَيَنْتَقِمَهُ مِنْ صَاحِبِهِ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ لِلَّهِ فَإِذَا كَانَ لِلَّهِ انْتَقَمَ مِنْهُ وَلاَ عَرَضَ لَهُ أَمْرَانِ إِلاَّ أَخذَ الَّذِى هُوَ أَيْسَرَ حَتَّى يَكُونَ إِثْمًا فَإِذَا كَانَ إِثْمًا كَانَ أَبَعْدَ النَّاسِ مِنْهُ.
رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَبِى كُرَيْبٍ عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
6. Ahmed b. Seleme el-Bezzâz (Ahmed b. Seleme b. Abdullah)
7. Muhammed b. İbrahim el-Müzekkî (Muhammed b. İbrahim b. Fadl)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
İntikam, İntikam almak
KTB, CİHAD
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مخلد بن زيد قال أخبرنا بن جريج قال أخبرني أبو الزبير : أنه سمعه يسأل جابرا عن خادم الرجل إذا كفاه المشقة والحر أمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يدعوه قال نعم فإن كره أحدكم أن يطعم معه فليطعمه أكلة في يده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164010, EM000198
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا مخلد بن زيد قال أخبرنا بن جريج قال أخبرني أبو الزبير : أنه سمعه يسأل جابرا عن خادم الرجل إذا كفاه المشقة والحر أمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يدعوه قال نعم فإن كره أحدكم أن يطعم معه فليطعمه أكلة في يده
Tercemesi:
Ebû Zübeyr'in (Radiyalîahu anh), insanın hizmetçisinden Câ-bir'e (Radiyalîahu anh) şöyle sorduğu işitilmiştir:
«Sıcakh ve meşakkat, hizmetçiyi işten alıkoyduğu zaman, (hizmetçi çalışıp işini gördüğü zaman) Peygamber (Sallallahü Aleyhi veSellem) , onu yemeğe çağırmayı emretti mi?»
Câbir:
«Evet!> dedi.
Eğer sizden biriniz, hizmetçi ile yemek istemez ve bundan hoşlanmazsa, elindeki yemekten bir miktar ona yedirsin.»[395]
İnsanın kendi malında ve hizmetçisinde hakkı olduğu gibi, gördüğü işler karşılığında hizmetçinin de hakları vardır. Pişirdiği yemekte ve hazırladığı sofrada şeriatın ona tanıdığı bir hak vardır. Hizmetçiyi, efendisi sofraya çağıracak veya herhangidir sebeple aynı sofrada beraberce yemek yemesinden hoşlanmıyorsa, ona ayrıca aynı yemekten yedirecektir. İslâm'ın İnsan haklarına vermiş olduğu bu değeri ve yüce adaleti, hiç bir sosyal görüş vermemiştir ve veremez de...
Yemek hususunda gözetilmesi lâzım gelen bu adalet, aynen giyim İşinde de caridir. Daha önceki hadîs-i şeriflerde buna temas edilmişti.[396]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 198, /189
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163976, EM000164
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (SallallahüA leyhi ve Sellem), Medine'ye şeref verip geldi. Onun bir hizmetçisi yoktu. Ebû Talha, elimden tutup götürdü, tâ Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varıncaya kadar... Ebû Talha dedi ki:
«Allah'ın Peygamberi! Enes, gerçekten terbiyeli bir çocuktur, zekidir, (Müsaade ederseniz) size hizmet etsin.»
(Yine) Enes şöyle anlattı:
«Hazreti Peygamberin Medine'ye gelişlerinden vefatlarına kadar seferinde ve hazarda, kendilerine hizmet ettim. Yaptığım herhangi bir işten dolayı bana: Bunu, neden böyle yapmadın? Veya yapmadığım bir 13 için de bana: Bunu böyle yapmış olsaydın? demedi.»[328]
E n e s Hazretlerinin ifadeleri, Peygamber Efendimizin yüksek ahlâkına ve kemal mertebesine delâlet eden hallerini canlandırmaktadır. Bu arada En es Hazretlerinin de tam bir edeble hizmette bulundukları ve en İyi bir şekilde vazifelerini yapmış oldukları manâsı da çıkar. Ancak En es Hazretleri kendini değil, (AleyhissalâtÛ vesselam) Efendimizin örnek ahlâkını övme maksadı İie konuştukları aşikârdır. En es, bir insan olarak kâinatın efendisine hizmet ettiği uzun bir süre zarfında muhakkak !;i, hata işlemiştir, kusur da yapmış olabilir. Fakat bütün bunları bağışlamak ve hoş görmek suretiyle ona en güzel şekilde muamelede bulunulması, bize bir ders ve örnek olmalıdır.
E b u T a I h a kimdir? :
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), E n e s i b n i M a I i k 'İn babalığıdır. E n e s Cahîliyet zamanında annesi ümmü Süleym'-den doğmuş olup, babası Malik 'dir. Annesi Müslüman olunca, buna kızan babası Malik Şam'a geçti ve orada öldü. Sonra annesi ü m -mü S ü I e y m , Müslümanlığı kabul etmek şartı ile E b u T a I h a '-nın evlenme teklifini kabul etti. Böylece E b u T a I h a 'nm Müslüman oluşu, ümmü Süleym için mİhir karşılığı oldu. U m m ü S ö -I e y m ise, Ensar'dan ve İlk Müslüman olanlardandı. Tercüme-i hali geçmişti.
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), Nece ar kabilesinden ve Enscrrdan-dır. Adı Zeyd ibni Sehi 'dir. Bedir ve diğer bütün savaşlarda bulunmuştur. Rivayet edildiğine göre. kuvve!1 kazanmak ve savaşa hazırlanmak için, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem)"\r\ hayatı boyunca oruç tutmazdı. Hz. Peygamber'den sonra, Fıtır ve Kurban Bayramı gönleri hariç olmak üzre kırk yıl fasılasız oruç tutmuştur. Bir deniz savaşında denizdeki gemide vefat etti. Bir ada bulup, onu gömmek için yedi gün dolaşılmış ve nihayet yedinci günde, cesedinde hiç bir değişiklik meydana gelmediği bir halde gömüldü. Gömüldüğü yer bilinmemektedir. Bîr rivayete göre de Medine'de vefat etmiştir. Yetmiş yaşında iken vefat etmiş ve kendisinden 92 kadar hadîs-i şerif rivayet olunmuştur. Cesur ve kahraman bir savaşçı olduğu için Hazreti Peygamber onun hakkında şöyle buyurmuştur:
«Askerde Ebû Talha'mn sesi, bir bölükten daha iyidir.»
Oğulluğu Enes, İbni Abbas, Ebu'f-Habbab gibi zevat kendisinden rivayet etmişlerdir. Allah ondan razı olsun.[329]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 164, /171
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا عبد الله بن محمد الجعفي قال حدثنا أبو أسامة قال حدثني داود بن أبى عبد الله مولى بنى هاشم قال حدثنا عبد الرحمن بن محمد قال أخبرتنى جدتى عن أم سلمة : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان في بيتها فدعا وصيفة له أولها فأبطت فاستبان الغضب في وجهه فقامت أم سلمة إلى الحجاب فوجدت الوصيفة تلعب ومعه سواك فقال لولا خشية القود يوم القيامة لأوجعتك بهذا السواك زاد محمد بن الهيثم تلعب بهيمة قال فلما أتيت بها النبي صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله إنها لتحلف ما سمعتك قالت وفي يده سواك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163996, EM000184
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد الجعفي قال حدثنا أبو أسامة قال حدثني داود بن أبى عبد الله مولى بنى هاشم قال حدثنا عبد الرحمن بن محمد قال أخبرتنى جدتى عن أم سلمة : أن النبي صلى الله عليه وسلم كان في بيتها فدعا وصيفة له أولها فأبطت فاستبان الغضب في وجهه فقامت أم سلمة إلى الحجاب فوجدت الوصيفة تلعب ومعه سواك فقال لولا خشية القود يوم القيامة لأوجعتك بهذا السواك زاد محمد بن الهيثم تلعب بهيمة قال فلما أتيت بها النبي صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله إنها لتحلف ما سمعتك قالت وفي يده سواك
Tercemesi:
Ümmü Seleme'den (Radiyaliahüanhç) rivayet ediliyor:
«Peygamber (Sallallahii A leyhi ve Sellem), Ümmü Seleme'nin evinde idi. Kendi hizmetçisini, yahut Ümmü Seleme'nin hizmetçisini çağırdı.
Hizmetçi gecikti. Bundan dolayı Peygamberin yüzünde öfke alâmeti belirdi. Ümmü Seleme gidip kapı perdesinde durdu da hizmetçiyi oynar vaziyette gördü. Hazreti Peygamberin elinde (diş fırçası olarak kullanılan) ağaç dalı vardı. Şöyle buyurdu:
«Kıyamet günü kısas korkusu olmıyaydı, bu ağaç dalı ile seni acı-taeak çekiIAe döverdim.»
Ravilerden Muhammed ibni Heysem şunu ilâve etmiştir: «Hizmetçi, bir hayvanı okşayıp eğleniyordu. (Ümmü Seleme'nin anlatışını şöyle) rivayet etti: Hizmetçiyi Peygamber (Sallaüahü Aleyhi ve SetiemYı getirdiğim zaman dedim ki:
«Ey Allah'ın Resulü! Bu hizmetçi yemin ediyor ki, senin çağrını işit-memiştir.»
Yine Ümmü Seleme dedi ki: «Peygamber'in elinde misvak vardı.»[368]
Hizmet edebilecek bir çağa eren erkek veya dişi hizmetçiye «Vasıf» denir. Ayrıca yalnız dişiler için müennes alâmeti ile «vasîfe» şeklinde de
kullanılır. Metİncfe möennes kelime kullanıldığından, hizmetçinin kız çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Hizmetçinin, Peygamber Efendimize veya Ümmü S eleme validemize ait olduğunda ravinin şüphesi vardır. Peygamber (Salkllahü Aleyhi ve Sellem) 'in kendi inancında, çağrısını duyduğu halde, hizmetçi ona koşmamıştır. Bu hareket ise bir kabahattir. Bundan ötürü hizmetçinin terbiye için dövülmesi caiz iken, Peygamber Efendimiz bunu yapmamışlar, yalnız, bir tehditle yetinmişler ve âhirette vuku bulacak gerçek adaletin tecellisini hatırlatmışlardır.
Ommö Seleme kimdir?:
Peygamber Efendimizin zevcesi ve müminlerin annesidir. İsmi H i n d '-dir. İlk kocası, amcası o^lu Ebû Seleme = Abdullah 'dır. Kocası öldükten sonra Hz. Peygamberle hicretin dördüncü yılında evlendi. İzdivaç müddetleri yedi rene sürdü. Hz. Peygamber'in İrtihallerinden sonra, 48 yıl yaşadılar. Hz. Peygamber'in zevcelerinden en son vefat edendir.
O m m ü Seleme validemiz ilk kocası İle birlikte ilk Müslüman olanlardandır ve Habeşistan'a hicret edenlerdendir. Oğulları Seleme Habeşistan'da doğduktan sonra Mekke'ye döndüler. Sonra yine kocası ile Medîneye hicret ettiler. Hanımlardan Habeşistan'a ilk hicret eden olduğu gibi, Medine'ye de ilk hicret eden hanımdır. Medine'de, Ömer, Dürre ve Z e y n e b adlarında üç çocuğu olmuştur. Gayet isabetli görüşü, parlak zekâsı ye güzelliği vardı. 378 hadîs-i şerif nakletmiştir. Hicretin 59 veya 6] yılında vefat etti. Allah ondan razı olsun.[369]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 184, /181
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, kızması
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
Köle, üzerinde tasarruf
Yargı, Kısas
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد وسليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : خدمت النبي صلى الله عليه وسلم عشر سنين فما قال لي اف قط وما قال لي لشيء لم افعله ألا كنت فعلته ولا لشيء فعلته لم فعلته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164090, EM000277
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد وسليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : خدمت النبي صلى الله عليه وسلم عشر سنين فما قال لي اف قط وما قال لي لشيء لم افعله ألا كنت فعلته ولا لشيء فعلته لم فعلته
Tercemesi:
Enes (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e on yıl hizmet ettim, ba- jbir zaman «Öf» dem&di; ve yapmadığım bir iş için de bana: Onu olaydın? demediği gibi, yaptığım bir iş için de: Bunu niçin demedi.»[552]
Enes ibni Malik'in zekâ ve dirayet üstünlüğü, Resûlül-$a J&arşı hata ve kusur işlemekten kendisini korumaya kâfi idi. Fakat insanlık icabı, tenkide mahal bırakacak söz ve hareketlerin asla kendisinden sadır olamıyacağı iddiasında da bulunulamaz. Gerçek şudur ki, Hz. Peygamber, kemal üzere kendilerini idare etmişler ve ondan sadır olan ufak tefek kusurları bağışlamışlar ve böylece bulundukları hale rıza göstererek Allah'ın emirlerine İcabet etmişlerdir. Bir işin yapılmasını istemek ve yapılmadığına hoşlanmayarak öfkelenmek gına değildir, bir nevi ihtiyaçtır. İşte Peygamber Efendimiz bu türlü ihtiyaçtan da müstağni bulunduğunu, Enes in rivayeti ile bize ispat etmişlerdir. Ayrıca bunda güzel ahlâkın ve insanları İyi idare etmenin her örneği mevcuttur.[553]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 277, /247
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا بشر بن الحكم قال حدثنا محمد بن ربيعة عن السائب بن عمر عن أبي مليكة عن بن عباس : أنه كان إذا مطرت السماء يقول يا جارية أخرجي سرجي أخرجي ثيابي ويقول ونزلنا من السماء ماء مباركا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166369, EM001228
Hadis:
حدثنا بشر بن الحكم قال حدثنا محمد بن ربيعة عن السائب بن عمر عن أبي مليكة عن بن عباس : أنه كان إذا مطرت السماء يقول يا جارية أخرجي سرجي أخرجي ثيابي ويقول ونزلنا من السماء ماء مباركا
Tercemesi:
İbni Abbâs (Radiyallahu anhüma) 'dan rivayet edildiğine göre, yağmur yağdığı zaman kendisi şöyle derdi :
«Ey cariye! Eğerimi çıkar, elbisemi çıkar, hazırla.» Sonra;
«Biz, gökten mübarek bir su indirdik.» Âyet-i Kerîmesini okurdu. (Kaf Sûresi, âyet: 9).[1190]
Bu haber için başka bir kaynak bulunamadığı gibi, açıklamasına da rastlanamamıştır. Konu, yağmuru hayır ve berekete yormak olduğunu itibar ederek ibni Abbas'ın sözlerinden maksadın şu olduğu söylenebilir': Bitkilerle hayvanların yaşayıp gelişmesine sebep olan yağmur gibi çok. önemli bir nîmet Hicaz Yarımadasına senenin sayılı birkaç gününde düşer. Bu bakımdan yağmura hasret fazladır^, her an özlenir. İşte yağmur belirtisi olduğu zaman İbni Abbas hazretlerinin sevindiği ve çıkıp dolaşmak üzere hizmetçisinden etinin eğeritıİ-ve- elbisesini hazırlamasını istediği ve belki de, bahçesiyle ilgilenmek için çıkmak arzusunu duyduğu sezilmektedir. Bu bereketli anı da, bizzat Allah kelâmı olan Kâf Sûresinin 9. Âyet-i Kerîmesini okuyarak dile getiriyordu:
«Biz, gökten mübarek bir yağmur indirdik.»[1191]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1228, /929
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Doğal Kaynaklar, yağmur
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Kur'an, Ayet Yorumu
Zihin İnşası, İslamın Zihin İnşası
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عقيل عن أبن شهاب قال أخبرني أنس : أنه كان بن عشر سنين مقدم رسول الله صلى الله عليه وسلم المدينة فكن أمهاتي يوطونني على خدمته فخدمته عشر سنين وتوفي وأنا بن عشرين فكنت أعلم الناس بشأن الحجاب فكان أول ما نزل ما ابتنى رسول الله صلى الله عليه وسلم بزينب بنت جحش أصبح بها عروسا فدعا القوم فأصابوا من الطعام ثم خرجوا وبقي رهط عند النبي صلى الله عليه وسلم فأطالوا المكث فقام فخرج وخرجت لكي يخرجوا فمشى فمشيت معه حتى جاء عتبة حجرة عائشة ثم ظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت حتى دخل على زينب فإذا هم جلوس فرجع ورجعت حتى بلغ عتبة حجرة عائشة وظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت معه فإذا هم قد خرجوا فضرب النبي صلى الله عليه وسلم بيني وبينه الستر وأنزل الحجاب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165753, EM001051
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عقيل عن أبن شهاب قال أخبرني أنس : أنه كان بن عشر سنين مقدم رسول الله صلى الله عليه وسلم المدينة فكن أمهاتي يوطونني على خدمته فخدمته عشر سنين وتوفي وأنا بن عشرين فكنت أعلم الناس بشأن الحجاب فكان أول ما نزل ما ابتنى رسول الله صلى الله عليه وسلم بزينب بنت جحش أصبح بها عروسا فدعا القوم فأصابوا من الطعام ثم خرجوا وبقي رهط عند النبي صلى الله عليه وسلم فأطالوا المكث فقام فخرج وخرجت لكي يخرجوا فمشى فمشيت معه حتى جاء عتبة حجرة عائشة ثم ظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت حتى دخل على زينب فإذا هم جلوس فرجع ورجعت حتى بلغ عتبة حجرة عائشة وظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت معه فإذا هم قد خرجوا فضرب النبي صلى الله عليه وسلم بيني وبينه الستر وأنزل الحجاب
Tercemesi:
— İbni Şihab demiştir ki, Enes bana haber vermiştir. Enest Re-sûlüllah (satiallrJıü Altyhi rr S*tlfm)'h\ Medine'ye gelişi zamanında on yaşındaydı.
(O, şöyle anlatmıştır): «Annelerim (Peygamberin zevceleri^ Peygambere hizmet için beni devamlı olarak vazifelendiriyorlardı. Böylece on yıl ona hizmet ettim. O vefat ettiği zaman, ben yirmi yaşımda idim. Bunun için Örtü (hicab) hâdisesini en jyi bilen insandım. Âyetin ilk nazil oluşu, Resûlüllah (Saitallahü Altyhi veSetkm}*in Cahş kızı Zeyneb ile evlendiği zamandı. Ona güvey olarak sabahlayınca, insanları davet etti de» onlar yemek yediler. Sonra çıkıp gittiler. Ancak birkaç kişi Peygamber (Ssllaikhü Aleyhi v$8etkm} in yanında kalıp beklemeyi uzattılar, (çıkıp gitmediler). Onlar çıksın diye Peygamber lfalktı ve çıktı. Ben de çıktım. Peygamber yürüdü; ben de onunla yürüdüm. Nihayet Hz. Aişe'nin hücresi eşiğine kadar geldi. Sonra o insanların çıkıp gittiğini zannetti de geri döndü. Ben de döndüm. Zeyneb'in yanına varınca, bir de gördü ki onlar oturuyor. Hemen Peygamber geri döndü; ben de döndüm. Tâ Hz. Aişe'nin hücresi (evi) eşiğine ulaştı ve onlar çıkmışlardır zannederek geri döndü. Ben de onunla geri döndüm. Bir de gördü ki, onlar çıkmışlardır, îşte bu esnada Peygamber fStâfaMahü Akyhi w $$ltem$ benimle kendi arasına örtü (perde) koydu ve hicab âyeti indirilmiş olötu.[829]
Hadîs-i şerifte beyan edildiği şekilde, ashab-ı kiramın Peygamber ($allaltehûAleyhlve$etkrn)'e eziyet verecek bezi tutum ve hareketleri üzerine Vacib Tealâ Hazretleri, kullarına edeb kaidelerini öğretiyor ve şöyle hareket etmelerini emrediyor:
Ey iman edenler! Yemek vaktini gözetmeksizin, size izin verilip de davetli olduğunuz vakitten başka zamanlarda, Feygamber'in evlerine girmeyin; fakat çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yediğinizde ide hemen (yanından) dağıUn. Söz söylemek, sohbet etmek için de izinsiz girmeyin; çünkü bu Feygamber'e eziyet veriyor, (sonra çıkın veya girmeyin demeğe) sizden utanıyor. Ancak Allah gerçeği açıklamayı terk etmez. Bir de Peygamberin zevcelerinden bir şey istediğiniz vakit (sizinle onlar arasında mevcut) perde arkasından sorun. Böyle yapmanız, hem sizin kalbleri-niz, hem de onların kalbleri için daha temizdir. Allah'ın Resulüne eziyet etmeniz doğru olmaz; arkasından (irtihalinden sonra) zevcelerini nikahlamanız ıda hiç bir zaman caiz olmaz. Bu, Allah katında çok büyük bir günahtır.» (Ahzab Sûresi, Âyet: 53)
Rivayet edildiğine göre, bir takım kimseler zaman zaman Hz. Peygam-ber'in evine geliyordu ve onlara yemek yediriliyordu. Bunlar bazan yemekten önce gelip yemek hazırlanıncaya kadar bekliyorlar ve yemek yedikten sonra da çıkıp gitmiyorlardı. Aleyhissalâtu vesselam sıkılıyor .ve bunlara çıkın demeye utanıyordu. Aynı hal Hz. Zeyneb'le evlendikleri günkü düğün yemeğinden sonra meydana gelmesi üzerine bu «Hicab = Örtünme» âyeti nazil oldu ve Peygamberin hanımlarına, görünmelerine engel bir perde arkasından sokmak veya bir şey İstemek farz kılındı. Bu zamana kadar Arablarda hicab âdet değildi. İslâm'dan önce kadınlarda örtünme bakımından da bir edeb yoktu. Bunun için türlü hakaret ve eziyetlere maruz kalıyorlardı ve cemiyet içinde şerefli mevkileri yoktu. İslâm dini ise onları her türlü tasalluttan ve eziyet hareketlerinden kurtararak onlara en şerefli yeri tayin etmiştir.[830]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1051, /814
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, evlilikleri
Hz. Peygamber, hanımları, Zeyneb bnt. Cahş
Hz. Peygamber, Hicreti
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Tesettür, örtünme ile ilgili uyarılar
Tesettür, Tesettür / Hicab Ayetinin nazil olması