حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا زَائِدَةُ ، عَنِ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ ، عَنْ قَيْسٍ ، عَنْ جَرِيرٍ ، قَالَ : مَا حَجَبَنِي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَلا رَآنِي مُنْذُ أَسْلَمْتُ إِلا تَبَسَّمَ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159571, TŞ000231
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا زَائِدَةُ ، عَنِ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ ، عَنْ قَيْسٍ ، عَنْ جَرِيرٍ ، قَالَ : مَا حَجَبَنِي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَلا رَآنِي مُنْذُ أَسْلَمْتُ إِلا تَبَسَّمَ
Tercemesi:
Cerîr b. Abdullah'dan rivayet edilmiştir:
"Peygamber Efendimiz, İslâm'ı kabul ettiğim günden beri, beni, özel toplantılarından hiç mahrum etmediler. Ve, nerede ve ne zaman görseler, bana karşı tebessüm buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 231, /368
Senetler:
()
Konular:
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159581, TŞ000241
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ ، عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ شُرَيْحٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : قِيلَ لَهَا : هَلْ كَانَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، يَتَمَثَّلُ بِشَيْءٍ مِنَ الشِّعْرِ ؟ قَالَتْ : كَانَ يَتَمَثَّلُ بِشِعْرِ ابْنِ رَوَاحَةَ ، وَيَتَمَثَّلُ بِقَوْلِهِ : يَأْتِيكَ بِالأَخْبَارِ مَنْ لَمْ تُزَوَّدِ
Tercemesi:
Küfe Kadısı Şüreyh (ö: 78/697)'in anlattığına göre, Hz. Âişe validemize: "Hazreti Peygamber'in, her hangi bir şâirin şiirini beğenip okudukları oldu mu?" diye sorulduğunda, o, şu cevâbı vermiştir:
"Evet; Abdullah b. Revâha (ö: 8/629)'nın şiirlerinden bâzı beyitleri okuduğu olurdu. Hattâ, Tarafe'nin şu mısraını aynen söylerlerdi: "Ve ye'tîke bi'l-ahbâri men lem tüzevvidî" (O kimse ki, sizden hiçbir ücret ve karşılık beklemeden, size haberler getirir!).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 241, /392
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159582, TŞ000242
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ ،حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : إِنَّ أَصْدَقَ كَلِمَةٍ قَالَهَا الشَّاعِرُ ، كَلِمَةُ لَبِيدٍ : أَلا كُلُّ شَيْءٍ مَا خَلا اللَّهَ بَاطِلٌ ، وَكَادَ أُمَيَّةُ بْنُ أَبِي الصَّلْتِ أَنْ يُسْلِمَ
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a)'nin anlattığına göre, Peygamber Efendimiz şöyle
buyurmuşlardır: "Şâirin söylediği en doğru söz, Lebîd'in: "Allah'dan başka her şey fânidir" mânâsına gelen "Ela küllü şey in mâ halâ'llâhü batilim" ifadesidir).
Ümeyye b. Ebî's-Salt ise, müslüman olmak üzere idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 242, /394
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir ve şairler
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Tarihsel şahsiyetler, Lebîd (şair)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159572, TŞ000232
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ ،حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ، عَنِ الأَعْمَشِ ، عَنِ إِبْرَاهِيمَ ، عَنْ عَبِيدَةَ السَّلْمَانِيِّ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : إِنِّي لأَعْرفُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا ، رَجُلٌ يَخْرُجُ مِنْهَا زَحْفًا ، فَيُقَالُ لَهُ : انْطَلِقْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ ، قَالَ : فَيَذْهَبُ لِيَدْخُلَ الْجَنَّةَ ، فَيَجِدُ النَّاسَ قَدْ أَخَذُوا الْمَنَازِلَ ، فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ : يَا رَبِّ ، قَدْ أَخَذَ النَّاسُ الْمَنَازِلَ ، فَيُقَالُ لَهُ : أَتَذْكُرُ الزَّمَانَ الَّذِي كُنْتَ فِيهِ ، فَيَقُولُ : نَعَمْ ، قَالَ : فَيُقَالُ لَهُ : تَمَنَّ ، قَالَ : فَيَتَمَنَّى ، فَيُقَالُ لَهُ : فَإِنَّ لَكَ الَّذِي تَمَنَّيْتَ وَعَشَرَةَ أَضْعَافِ الدُّنْيَا ، قَالَ : فَيَقُولُ : تَسْخَرُ بِي وَأَنْتَ الْمَلِكُ قَالَ : فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، ضَحِكَ ، حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ
Tercemesi:
Abdullah b. Mes'ûd (r.a) anlatıyor:
Hazreti Peygamber: "Ben, cehennemden en son çıkacak olan insanın durumunu bilirim: O, cehennemden, ayağını sürüyerek çıkar. Oradan çıkınca, kendisine: "Haydi git; cennet'e gir!" denir. Bu fermanı alınca, doğru cennet'in yolunu tutar; varıp kapısından içeri bakınca; cennet ehlinin tamamen yerlerini aldıklarını ve her tarafın dopdolu olduğunu görerek geri döner:
• "Yârabbi, der. Herkes yerini almış, her taraf tıklım tıklım dolu; girecek yer kalmamış!.". Kendisine denir ki:
- "Burasını, yaşadığın dünyâ hayâtı ile mi kıyaslıyorsun?"
- "Evet Yârabbi!.". O zaman kendisine:
- "Öyle ise, gönlünden ne geçiriyorsan dile!" denir. O da, gözünde büyüttüğü ve hayâlinde yaşattığı ne varsa hepsini ister. Netîcede:
- "Sana, bu isteklerinin hepsi verilsin ve ayrıca, o bildiğin dünyâ'nın on katı kadar daha verilsin!" diye İlâhî ferman çıkınca; adam sevincinden şaşkına dönerek:
- "Yârabbi, der. Benimle alay mı ediyorsun! Sen ki, sânı yüce bir hükümdarsın; bunca mülkün sahibisin!."
Abdullah b. Mes'ûd ilâve eder: Resûlullah Efendimiz, bu hâdiseyi anlatırlarken, nevâciz dişleri gözükecek şekilde güldüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 232, /368
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159583, TŞ000243
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ ،حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ قَيْسٍ ، عَنْ جُنْدُبِ بْنِ سُفْيَانَ الْبَجَلِيِّ ، قَالَ : أَصَابَ حَجَرٌ أُصْبُعَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم فَدَمِيَتْ ، فَقَالَ : هَلْ أَنْتِ إِلا أُصْبُعٌ دَمِيتِ وَفِي سَبِيلِ اللهِ مَا لَقِيتِ
Tercemesi:
Cündüb b. Süfyân el-Becelî (r.a) anlatıyor:
Resûlullah Efendimiz'in parmağına taş batmıştı da kanamıştı. Parmak acı verince, ona hitaben: "Parmağım! Sen, sâdece kanayan bir parmak değil misin? (Ne kırıldın, ne de koptun) Kaldı ki, bu kazaya da Allah yolunda uğradın!" mealinde: "Hel enti illâ isba'un demîti. Ve fî sebîlillâhi mâ lakîti" buyurmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 243, /365
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir ve şairler
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159584, TŞ000244
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عُمَرَ ، قَالَ : حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ ، عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ قَيْسٍ ، عَنْ جُنْدُبِ بْنِ عَبْدِ اللهِ الْبَجَلِيِّ ، نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Cündüp b. Abdullah el-Becelî kanalıyla, biraz değişik bir senedle, aynı mânâya gelen bir metin daha rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 244, /397
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159574, TŞ000234
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ ،حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ الأَنْصَارِيُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللهِ بْنُ عَوْنٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ الأَسْوَدِ ، عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ ، قَالَ : قَالَ سَعْدٌ : لَقَدْ رَأَيْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم ، ضَحِكَ يَوْمَ الْخَنْدَقِ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ قَالَ : قُلْتُ : كَيْفَ كَانَ ؟ قَالَ : كَانَ رَجُلٌ مَعَهُ تُرْسٌ ، وَكَانَ سَعْدٌ رَامِيًا ، وَكَانَ يَقُولُ كَذَا وَكَذَا بِالتُّرْسِ يُغَطِّي جَبْهَتَهُ ، فَنَزَعَ لَهُ سَعْدٌ بِسَهْمٍ ، فَلَمَّا رَفَعَ رَأْسَهُ رَمَاهُ فَلَمْ يُخْطِئْ هَذِهِ مِنْهُ يَعْنِي جَبْهَتَهُ وَانْقَلَبَ الرَّجُلُ ، وَشَالَ بِرِجْلِهِ : فَضَحِكَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ قَالَ : قُلْتُ : مِنْ أَيِّ شَيْءٍ ضَحِكَ ؟ قَالَ : مِنْ فِعْلِهِ بِالرَّجُلِ
Tercemesi:
'Âmir b. Sa'd (ö: 104/722) naklediyor:
Babam Sa'd b. Ebî Vakkâs: "Ben, Peygamber Efendimiz'in, Hendek muharebesinde, nevâciz dişleri gözükünceye kadar güldüğünü gördüm"
demişlerdi de, kendisine sormuştum:
"Babacığım! Resûlullah Efendimiz'in gülüşü nasıl olmuştu? Anlatır mısınız!" dediğimde, olayı şöyle anlattılar:Muharebe sırasında, küffâr ordusu saflarında kalkanlı bir adam vardı. Ben ise iyi bir atıcı idim; attığım oklar iyi isabet ederdi. Adam, kalkanını sağa sola kaydırmak suretiyle yüzünü iyi koruyordu. Ben, bir ok çıkarıp yayıma taktım ve fırsatını kollamaya başladım. Bir ara, kalkanın arkasından başını kaldırıp alnını dışarı çıkardı. İşte, tam bu sırada, hazırladığım oku gönderdim. Herifin tam alnının ortasına isabet etti ve sırt üstü yere yuvarlandı; ayaklarını kaldırıp çabalamaya başladı. Olayı yakından takip eden Peygamber Efendimiz, nevâciz dişleri gözükünceye kadar gülmeye başladılar.
Hâdisenin râvisi olan 'Âmir der ki: Babama, Resûl-i Ekrem Efendimiz'i, bu kadar güldüren şeyin ne olduğunu sorunca; "Benim, o herife yapmış olduğum işten dolayı" cevâbını verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 234, /374
Senetler:
()
Konular:
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Siyer, Hendek günü
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ أَنَسٍ : أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ ، وَابْنُ رَوَاحَةَ يَمْشِي بَيْنَ يَدَيْهِ ، وَهُوَ يَقُولُ : خَلُّوا بَنِي الْكُفَّارِ عَنْ سَبِيلِهِ الْيَوْمَ نَضْرِبُكُمْ عَلَى تَنْزِيلِهِ ضَرْبًا يُزِيلُ الْهَامَ عَنْ مَقِيلِهِ وَيُذْهِلُ الْخَلِيلَ عَنْ خَلِيلِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : يَا ابْنَ رَوَاحَةَ ، بَيْنَ يَدِي رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَفِي حَرَمِ اللهِ تَقُولُ الشِّعْرَ ، فَقَالَ صلى الله عليه وسلم : خَلِّ عَنْهُ يَا عُمَرُ ، فَلَهِيَ أَسْرَعُ فِيهِمْ ، مِنْ نَضْحِ النَّبْلِ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159586, TŞ000246
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ أَنَسٍ : أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ ، وَابْنُ رَوَاحَةَ يَمْشِي بَيْنَ يَدَيْهِ ، وَهُوَ يَقُولُ : خَلُّوا بَنِي الْكُفَّارِ عَنْ سَبِيلِهِ الْيَوْمَ نَضْرِبُكُمْ عَلَى تَنْزِيلِهِ ضَرْبًا يُزِيلُ الْهَامَ عَنْ مَقِيلِهِ وَيُذْهِلُ الْخَلِيلَ عَنْ خَلِيلِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : يَا ابْنَ رَوَاحَةَ ، بَيْنَ يَدِي رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَفِي حَرَمِ اللهِ تَقُولُ الشِّعْرَ ، فَقَالَ صلى الله عليه وسلم : خَلِّ عَنْهُ يَا عُمَرُ ، فَلَهِيَ أَسْرَعُ فِيهِمْ ، مِنْ نَضْحِ النَّبْلِ
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor:
Hazreti Peygamber Umref ül-Kazâ münâsebetiyle Mekke-i Mükerre-me'ye girerken, şâir Abdullah b. Revâha da O'nun önünde yürüyerek şöyle haykırıyordu:
"Hallû bentl-küffâri 'an sebîlihî.
el-Yevme nadribüküm 'ala tenzîlihî.
Darben yüzîlü' l-hâme 'an makîlihî.
Ve yüzhilü'l-halîle 'an halîlihî".
"Ey kâfir oğlu kâfirler! Çekilin Resûlullah'ın önünden! Bugün bizim günümüzdür; eğer bir kalleşlik ederseniz, Allah'ın emri üzere hepinizi kılıçtan geçiririz! Şayet Resûlullah'a bir tuzak kurmaya kalkışırsanız, size öyle bir tırpan atarız ki; böylece başınızı gövdenizden ayırır ve her¬kesi kendi başının derdine düşürerek, dostu dostuna unuttururuz!."
Hz. Ömer, hemen ileri atılır ve:
"Yâ İbn Revâha, der. Resûlullah'ın yüksek huzurlarında ve Harem-i Şerif'de nasıl olur da şiir söylersin!"
Resûlullah Efendimiz ise Hz. Ömer'i tutarak:
"Konuşma yâ Ömer; İbn Revâha'yı kendi hâline bırak. Zîrâ, İbn Re-vâha'nın söylediği şiirin kâfirlere karşı etkisi, okun te'sîrinden daha fazladır!" buyururlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 246, /400
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir ve şairler
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi