Öneri Formu
Hadis Id, No:
159665, TŞ000326
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ ،حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللهِ ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، قَبَّلَ عُثْمَانَ بْنَ مَظْعُونٍ وَهُوَ مَيِّتٌ وَهُوَ يَبْكِي أَوْ قَالَ : عَيْنَاهُ تَهْرَاقَانِ
Tercemesi:
Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor:
Osman b. Maz'ûn öldüğü zaman, Resûl-i Ekrem Efendimiz onun naaşını ağlayarak (veya göz yaşı dökerek) öpmüşlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 326, /514
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159575, TŞ000235
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلانَ ،حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ، عَنْ شَرِيكٍ ، عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، قَالَ : إِنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم ، قَالَ لَهُ : يَا ذَا الأُذُنَيْنِ ،
قَالَ مَحْمُودٌ : قَالَ أَبُو أُسَامَةَ : يَعْنِي يُمَازِحُهُ
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor: Peygamber Efendimiz bana, "İki kulaklı!" diye hitabetti.
Tirmizî'nin hocası Mahmûd b. Gaylân, kendi hocası Ebû Üsâme'nin, bu haberi açıklayıcı mâhiyette: "Yâni Hazreti Peygamber, Enes'e şaka yapmıştır" dediğini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 235, /379
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ ، عَنْ ثَابِتٍ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، أَنَّ رَجُلا مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ كَانَ اسْمُهُ زَاهِرًا ، وَكَانَ يُهْدِي إِلَى النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم ، هَدِيَّةً مِنَ الْبَادِيَةِ ، فَيُجَهِّزُهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، إِذَا أَرَادَ أَنْ يَخْرُجَ ، فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم : إِنَّ زَاهِرًا بَادِيَتُنَا وَنَحْنُ حَاضِرُوهُ وَكَانَ صلى الله عليه وسلم يُحِبُّهُ وَكَانَ رَجُلا دَمِيمًا ، فَأَتَاهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، يَوْمًا وَهُوَ يَبِيعُ مَتَاعَهُ وَاحْتَضَنَهُ مِنْ خَلْفِهِ وَهُوَ لا يُبْصِرُهُ ، فَقَالَ : مَنْ هَذَا ؟ أَرْسِلْنِي فَالْتَفَتَ فَعَرَفَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ لا يَأْلُو مَا أَلْصَقَ ظَهْرَهُ بِصَدْرِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ عَرَفَهُ ، فَجَعَلَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، يَقُولُ : مَنْ يَشْتَرِي هَذَا الْعَبْدَ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللهِ ، إِذًا وَاللَّهِ تَجِدُنِي كَاسِدًا ، فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم : لَكِنْ عِنْدَ اللهِ لَسْتَ بِكَاسِدٍ أَوْ قَالَ : أَنتَ عِنْدَ اللهِ غَالٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159579, TŞ000239
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ ، عَنْ ثَابِتٍ ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ ، أَنَّ رَجُلا مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ كَانَ اسْمُهُ زَاهِرًا ، وَكَانَ يُهْدِي إِلَى النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم ، هَدِيَّةً مِنَ الْبَادِيَةِ ، فَيُجَهِّزُهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، إِذَا أَرَادَ أَنْ يَخْرُجَ ، فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم : إِنَّ زَاهِرًا بَادِيَتُنَا وَنَحْنُ حَاضِرُوهُ وَكَانَ صلى الله عليه وسلم يُحِبُّهُ وَكَانَ رَجُلا دَمِيمًا ، فَأَتَاهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، يَوْمًا وَهُوَ يَبِيعُ مَتَاعَهُ وَاحْتَضَنَهُ مِنْ خَلْفِهِ وَهُوَ لا يُبْصِرُهُ ، فَقَالَ : مَنْ هَذَا ؟ أَرْسِلْنِي فَالْتَفَتَ فَعَرَفَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ لا يَأْلُو مَا أَلْصَقَ ظَهْرَهُ بِصَدْرِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ عَرَفَهُ ، فَجَعَلَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم ، يَقُولُ : مَنْ يَشْتَرِي هَذَا الْعَبْدَ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللهِ ، إِذًا وَاللَّهِ تَجِدُنِي كَاسِدًا ، فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم : لَكِنْ عِنْدَ اللهِ لَسْتَ بِكَاسِدٍ أَوْ قَالَ : أَنتَ عِنْدَ اللهِ غَالٍ .
Tercemesi:
Enes b. Mâlik anlatıyor: Çöl (bâdiye) halkından Zahir adında
bir şahıs vardı. Bu zât, Hazreti Peygamber'e her gelişinde, çölde yetişen
mahsûllerden hediyeler takdim ederdi. Şehirden çöle döneceği zaman, Peygamber Efendimiz de, ihtiyâcı olan şeylerle onun heybesini iyice donatırdı.
Gelen hediyelere bu şekilde mukabele ettikten sonra da şöyle buyururlardı:
"Zahir, bizim çölümüz; biz de, onun şehriyiz!"
Resûlullah Efendimiz, onu çok severdi. Hâlbuki Zahir, hiç de güzel değildi; son derece çirkindi. Günlerden bir gün pazarda, çölden getirdiği şeyleri satmakla meşgul olduğu bir sırada, Peygamber Efendimiz sessizce gelip, Zâhir'in arkasından kucaklayarak gözlerini kapadı. Zahir, tutanın kim olduğunu göremiyordu: "Tutan kimse bıraksın!" diye çabaladı. Bu arada, göz ucuyla, arkasından tutanın Resûlullah Efendimiz olduğunu anlayınca; sırtını, Fahr-i Kâinât'ın göğsüne iyice yapıştırmaya başladı.
Zâhir'in bu neş'eli hareketinden hoşlanan Peygamber Efendimiz, yüksek sesle:
- "Bu köle satılıktır; almak isteyen var mı?" diye ünlediler. Zahir, boynu bükük ve hüzünlü bir edâ ile:
- "Yâ Resûlallah! Benim gibi değersiz bir köleye, vallahi kuruş veren olmaz!" deyince; Peygamber Efendimiz:
"Hayır yâ Zahir! Sen, Allah katında hiç de değersiz değilsin!" veya "Ey Zahir! Sen, indallah son derece kıymetli ve pahalısın!" buyurmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 239, /385
Senetler:
()
Konular:
Hediye, Hz. Peygamber'in hediye alması
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159664, TŞ000325
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلانَ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ ،حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : أَخَذَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ابْنَةً لَهُ تَقْضِي فَاحْتَضَنَهَا فَوَضَعَهَا بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَمَاتَتْ وَهِيَ بَيْنَ يَدَيْهِ وَصَاحَتْ أُمُّ أَيْمَنَ ، فَقَالَ يَعْنِي صلى الله عليه وسلم : أَتَبْكِينَ عِنْدَ رَسُولِ اللهِ ؟ فَقَالَتْ : أَلَسْتُ أَرَاكَ تَبْكِي ؟ قَالَ : إِنِّي لَسْتُ أَبْكِي ، إِنَّمَا هِيَ رَحْمَةٌ ، إِنَّ الْمُؤْمِنَ بِكُلِّ خَيْرٍ عَلَى كُلِّ حَالٍ ، إِنَّ نَفْسَهُ تُنْزَعُ مِنْ بَيْنِ جَنْبَيْهِ ، وَهُوَ يَحْمَدُ اللَّهَ تعالى
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz, ölmek üzere olan kız çocuğunu yattığı yerden kaldırıp kucağına aldı, biraz sonra da önüne koydu. Kızcağız, Resulüllah'ın huzurunda ruhunu teslim etti. Kız ölünce, Hazreti Peygamber'in dadısı Ümmü Eymen, feryâd ederek ağlamaya başladı. Resûl-i Ekrem Efendimiz Ümmü Eymen'e dönerek:
- "Allah'ın Resulü'nün huzurunda yüksek sesle ağlıyor musun ne?" dediğinde, Ümmü Eymen:
- "Sanki siz ağlamıyor musunuz!." deyince, Hazreti Peygamber:
- "Ben, ağlıyor değilim. Benimki sırf merhamet duygusundan ileri gelmektedir. Zîrâ mü'min, bütün hâllerde, her şeyde bir hayır olduğuna inanır. Öyle ki, ruhu bedeninden ayrılma durumunda da olsa, o yine Allah'ına hamdeder".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 325, /512
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Hz. Peygamber, ağlaması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا أبو الوليد قال حدثنا شعبة عن عدى بن ثابت قال سمعت البراء يقول : رأيت النبي صلى الله عليه وسلم والحسن صلوات الله عليه على عاتقه وهو يقول اللهم إني أحبه فأحب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163427, EM000086
Hadis:
حدثنا أبو الوليد قال حدثنا شعبة عن عدى بن ثابت قال سمعت البراء يقول : رأيت النبي صلى الله عليه وسلم والحسن صلوات الله عليه على عاتقه وهو يقول اللهم إني أحبه فأحب
Tercemesi:
— Adiyyü'bnü Sabit'den rivayet edildiğine göre, dedi ki:
«— Berâ'ın şöyle söylediğini işittim» :
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i gördüm —Allah'ın salâ-vatı üzerine olsun— (torunu) Hasan omuzu üzerinde idi ve Peygamber şöyle diyordu» :
«— Allah'ım! Ben bunu seviyorum, sen de bunu sev.»[172]
Bü hadîs-î şeriften iki şey öğrenmiş bulunuyoruz. Çocukları sevmek ve şefkat göstererek omuzda tanımak bîr sünnettir. Bir de onlar için Allah'ın rızasını dilemek ve onlara duâ etmek gerekir. Peygamber (Sallallahü Aleyhi veSellem) Efendimiz, böyle hareket etmişlerdir.[173]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 86, /119
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, torunlarına sevgisi ve düşkünlüğü
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164077, EM000265
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني بن عجلان عن أبيه أو سعيد عن أبى هريرة قالوا : يا رسول الله إنك تداعبنا قال إني لا أقول إلا حقا
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahuanh)'den rivayet edildiğine göre, ashab :
«Ya Resûlallah! Sen bize şaka ediyorsun!» dediler. Peygamber (Saİlallahü Aleyhi ve Selkm) «Ben, gerçekten başka bir şey söylemem.» buyurdu.[527]
Peygamber Efendimiz mizahta bulunurlarken dahi, asla aldatma şeklinde veya boşuna olarak kelâm sarf etmemişlerdir. Her sözleri bir hakkın ve gerçeğin ifadesi olmuştur. Nitekim bu hadîs-i şeriften de anlıyoruz ki, şakaları hakkı söylemekten başka bir şey olmamıştır.[528]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 265, /241
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا خالد هو بن عبد الله عن حميد الطويل عن أنس بن مالك قال : جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم يستحمله فقال أنا حاملك على ولد ناقة قال يا رسول الله وما أصنع بولد ناقة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم وهل تلد الإبل إلا النوق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164080, EM000268
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا خالد هو بن عبد الله عن حميد الطويل عن أنس بن مالك قال : جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم يستحمله فقال أنا حاملك على ولد ناقة قال يا رسول الله وما أصنع بولد ناقة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم وهل تلد الإبل إلا النوق
Tercemesi:
Enes İbni Malik (Radtyallahu anh)'den rivayet edildiğine'göre, şöyle dedi:
«(Safça) bir adam, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanına gidip, kendisini bir yük hayvanına bindirmesini istedi.»
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona :
«Biz seni, bir dişi deve yavrusuna yükliyeceğiz.» dedi.
(Saf adam) :
«Ey Allah'ın Resulü! Ben dişi devenin yavrusunu ne yapayım?» dedi.
Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Develeri, dişi develerden başkası mı doğurur?»[533]
Peygamber Efendimizin bu hadîs-İ şeriflerinde varid olan şakada ince bir nükte vardır. Arapçada mutlak olarak develerin ismi «I bil»'d ir. Yani devenin erkeğine ve dişisine de söylenir. İnsan lâfzı gibi... Dişi devenin adı «Nakcm'dır ki, çoğulu «Nûk» gelir. İnsanların dişisine kadın dendiği gibi... Develerin erkeğine de «Cemel» denir. İnsanların erkeğine «Er = Adam» dendiği gibi.
Bütün develer, dişi develerden doğmuş oldukları için, her deve anasına nispetle onun yavrusu demektir. Bu itibarla Peygamber Efendimiz, adama:
«Seni bir dişi deve yavrusuna 'bindireceğiz.»
Diye buyurması ile dişi deveden doğmuş olan bir deveyi murad etmişler ve diğer taraftan da adamcağıza şaka etmişlerdir. Halbuki adam saflığından, dişi deve yavrusu sözünden, yük taştyamıyacak küçücük hayvan yavrusunu hayalinde canlandırmış ve bu manâyı anlamıştır. Bunun için, ben deve yavrusunu ne edeyim, benim işime yaramaz şeklinde Hz. Peygambere cevap verdi. Peygamber Efendimiz de, bütün develerin dişi develerden doğmuş olduklarını ve dişilerin yavruları bulunduklarını açıklayarak adamı aydınlığa kavuşturdu. Bu misalden de anlıyoruz ki, Peygamber'in şakaları hakkın ifadesini taşır.[534]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 268, /242
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
4. Ebu Cafer Muhammed b. Sabbah ed-Dûlâbî (Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة قال حدثنا أبو التياح قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم ليخالطنا حتى يقول لأخ لي صغير يا أبا عمير ما فعل النغير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164081, EM000269
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة قال حدثنا أبو التياح قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم ليخالطنا حتى يقول لأخ لي صغير يا أبا عمير ما فعل النغير
Tercemesi:
Enes îbni Malik (Radiyallahu anh) 'den şöyle dediği işitilmiştir: Peygamber (SallalUthü Aleyhi ve Sellem) (şaka ve latifelerle) bizim aramızda bulunurdu. Hatta benim küçük kardeşime, (daha önce kafeste sakladığı kuştan ötürü) :
«Ey Ebû Ümeyr! Serçecik ne oldu? (Artık onu görmüyorum.)» der idi.[535]
Küçük çocukların kalblerini neşelendirmek ve onların sevgisini kazanmak için, onlarla şakalaşmak müstahabdır. Zira bu hadîs-i şerif, bu hususta bize delil teşkil etmektedir.
Enes ibni Malik'İn sütten kesilmiş ana bir küçük kardeşi vardı. Künyesi Ebu Umeyr olup, ismi Zeyd idi. Bu çocuğun kafeste bir kuşu vardı. Arabca «Nuğar» isminde olan bu kuş, küçültme edatı ile «Nuğayr» olarak söylenir. Serçeye benziyen kırmızı gagalı veya ince gagalı ve kırmızı başlı bir kuştur. Hindi iler buna «Lât», Medîne'liler «Bülbül» der. Bu hususta görüşler ayrı olup, kuş serçeye müştereken benzetildiğin-den biz, Nuğayr'i serçecik diye terceme ettik.
İşte Peygamber Efendimiz Enes ibni Malik'in evini her teşriflerinde Ebu Umeyr ile meşgul olur ve onu severek eğlenirlerdi. Son teşriflerinde kafesteki kuş ölmüş olduğundan Hz. Peygamber çocuğa sordu :
«Ey Ebu Ümeyr! Serçecik ne oldu?»
Bu kelâmları ile çocuğun hatırını sorarak onu sevdiler ve gönlünü aldılar. Böylece hem büyüklerle olan münasebetlerde, hem de küçüklerle olan karşılaşmalarda üstün ve eşsiz ahlâkı yaşıyarak insanlığa ötmez bir örnek oldular. Zira Hz. Peygamber'İn ahlâkı, Kur'ân'dı ve Cenab-ı Hak da onun hakkında :
«Sen en büyük bir ahlâk üzeresin.» buyurmuştur.
Bir hadîs-i şeriflerinde de şöyle buyurmuşlardır:
«Ben, ancak ahlâkın güzellerini tamamlamak için gönderildim.»
Her hususta Peygamber'İn üstün ahlâkını öğrenip tatbik etmek suretiyle onun yolunda yürümek, kurtuluşun ve faziletin yoludur.[536]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 269, /243
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Teyyah Yezid b. Humeyd ed-Dubaî (Yezid b. Humeyd ed-Dube'î)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, çocuklara hitap tarzı
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şaka, şakalaşma