Giriş

Bana İbn Bükeyr, ona Leys, ona Halid, ona Said b. Ebu Hilâl, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in fiziki özelliklerini şu şekilde rivayet etti: Hz. Peygamber, kavminin orta boylusu idi. Çok uzun da değil, kısa da değildi. Teni, nûrânî beyazdı. Kireç gibi bembeyaz da değildi, kara yağız da değildi. Ne kıvırcık kısa saçlı; ne de düz ve uzun saçlı idi. [Allah Teâlâ tarafından] O'na kırk yaşındayken vahyedildi. Mekke’de ve Medine’de, vahiy alarak onar yıl kadar kaldı. Başında ve sakalında yirmi tel ak saç yoktu. Rabia şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber’in (sav) saçından birazını gördüm, kırmızı idi. Bunun sebebini sordum. Bana “O saçlar, başına sürdüğü kokudan dolayı kırmızı olmuştur” denildi.


Açıklama: Hz. Peygamber'in Mekke'de 13 yıl kaldığı bilinen bir husustur. Ancak bu rivayette 10 yıl kaldığı bildirilmektedir. Konuyu ele alan Keşmirî muhtemelen vahyin kesildiği fetret döneminin bu süreden çıkartılmış olabileceği şeklinde bir yorumla rivayeti değerlendirmektedir (Bkz. Keşmirî, Feyzu'l-Bârî, VI, 70).

    Öneri Formu
33952 B003547 Buhari, Menakıb, 23


    Öneri Formu
52588 HM003539 İbn Hanbel, I, 373

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) saçını salıverir, müşriklerse saçlarını ortadan ikiye ayırırlardı. Ehl-i Kitâb da saçlarını salıverirlerdi. Hz. Peygamber (sav) hüküm gelmeyen konularda Ehl-i Kitâb'ın uygulamasına tabi olmayı severdi. Sonraları Nebî (sav), saçını ayırdı."


    Öneri Formu
34022 B003558 Buhari, Menakıb, 23

Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Mûsâ şöyle anlattı: Rasûlullah (sav)’in Huneyn’de işi bitince Ebû Âmir’i ordu komutanı olarak Evtâs’a gönderdi. O, Düreyd b. es-Sımme ile karşı karşıya geldi. (Yapılan harpte) Düreyd öldürüldü. Adamlarını da Allah hezimete uğrattı. Ebû Mûsâ (devamla) şöyle dedi: Rasûlullah (sav) beni de Ebû Âmir ile birlikte göndermişti. Ebû Âmir’in dizine ok isabet etti. Oku Cüşemî (adındaki bir düşman askeri) atmış ve dizine isabet ettirmişti. Ben Ebû Âmir’in yanına gidip: – Amca, (bu oku) sana kim attı? diye sordum. O Ebû Mûsâ’ya göstererek: – İşte bana oku atan katilim şudur, dedi. Ben de ona yöneldim ve ona yetiştim. Beni görünce dönüp kaçmaya başladı. Ben de onun peşinden koşup “(kaçmaya) utanmıyor musun? Dursana!” diye bağırmaya başladım. Bunun üzerine o kaçmaktan vazgeçti. Kılıçlarımızla vuruşmaya başladık. (Mücadele) sonrasında ben onu geberttim. Ardından da (dönüp) Ebû Âmir’e: – Allah seninkinin canını aldı, dedim. Bana: – O halde şu oku çıkar, dedi. Ben de hemen çekip çıkardım. Okun çıktığı yerden su boşandı. Bana: – Yeğenim, Peygamber (sav)'e (benden) selam et ve günahlarımın bağışlanması için dua etmesini söyle, dedi. Sonra da beni (kendi yerine) ordunun başına geçirdi. Biraz sonra da ruhunu teslim etti. Ben (seferden döndükten sonra) Peygamber’in (sav) huzuruna girdim. O evinde üzerinde döşek olan dokuma bir sedirinin üstünde idi. Döşeğin örgüleri sırtında ve yanlarında iz yapmıştı. Kendisine bizim ve Ebû Âmir’in başından geçenler ile onun “günahlarımın bağışlanması için dua etsin” şeklindeki isteğini ilettim. Bunun üzerine Peygamber su istedi. Abdest aldıktan sonra ellerini kaldırarak “Allah’ım, Ubeyd Ebû Âmir’in günahlarını bağışla” diye dua etti. Ben onun koltuklarının altındaki beyazlığını gördüm. Ardından duaya şöyle devam etti: “Allah’ım, onu kıyamet gününde şu yarattığın insanların çoğundan üstün (bir makamda) kıl”. Bunun üzerine ben: – Benim günahlarımın bağışlanması için de dua edin, deyinde o: “Allah’ım, Abdullah b. Kays’ın günahını bağışla ve onu kıyamet gününde güzel bir makama yerleştir” diye dua etti. Ebû Bürde dedi ki: Dualardan biri Ebû Âmir, diğeri ise Ebû Mûsâ içindir.


    Öneri Formu
34450 B004323 Buhari, Megâzî, 55

Bize Hasan b. Mansur Ebu Ali, ona Haccâc b. Muhammed el-A'ver Massîsa'da, ona Şu'be, ona Hakem, ona da Ebu Cuhayfe (ra) şöyle rivâyet etti: "Rasûlullah (sav) bir gün öğle sıcağında Bathâ'ya gitti, abdest aldı, sonra öğle ve ikindi namazlarını ilişer rekât olarak kıldı. O sırada önünde (sütre olarak) bir mızrak konmuştu." Şu'be şöyle dedi: Avn, ona babası Ebu Cuhayfe şu ilaveyi haber verdi: O sütrenin arkasından kadınlar geçiyordu. Namazdan sonra insanlar, Hz. Peygamber'in (sav) ellerini tutmaya, sonra da ellerini yüzlerine sürmeye başladılar. Ebû Cuhayfe dedi ki: "Ben de Rasûlullah'ın (sav) elini tuttum ve onu götürüp yüzüme sürdüm. Baktım ki Rasûlullah'ın (sav) eli kardan daha serin, miskten daha güzel kokulu idi."


    Öneri Formu
280679 B003553-2 Buhari, Menakıb, 23


    Öneri Formu
32489 D004184 Ebu Davud, Tereccul, 9


    Öneri Formu
32490 D004185 Ebu Davud, Tereccul, 9


    Öneri Formu
33966 B003553 Buhari, Menakıb, 23


    Öneri Formu
272726 EM000265-2 Buhari, Edebü'l-Müfred, 133


    Öneri Formu
45049 HM003410 İbn Hanbel, I, 361