73 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: بَرَكَةُ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ قَبْلَهُ وَالْوُضُوءُ بَعْدَهُ
Bize Abdussamed, ona Hemmâm, ona Zeyd, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benden hadis rivayet edin ama benim adıma yalan söylemeyin. Her kim benim adıma bile bile yalan söylerse, cehennemdeki yerine hazır olsun. İsrail oğullarından rivayette bulunabilirsiniz, bunda bir sakınca yoktur."
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber'e (sav) Yahudilerden, birbiriyle zina etmiş, bir erkekle bir kadın getirildi. Peygamber (sav) Yahudilere "zina edenlere ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Onlar da “yüzlerine kömür sürüp kara çalıyor, sonra da rezil kepaze ediyoruz” dediler. Peygamber (sav) "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz Tevrat’ı getirin de onu okuyun!" (Âli İmran, 93) dedi. Yahudiler Tevrat'ı getirip kendilerinin razı olduğu kimselerden birine (A'ver'e) “oku, ey A'ver” dediler. O da Tevrat'tan recim ayetine kadar olan yeri okuyup, o ayetin üzerini eliyle kapattı. (Abdullah b. Selâm) “elini onun üstünden kaldır” dedi. O da elini kaldırdı. Bir de baktık ki, orada recim ayeti parlayıp durmaktadır. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm “ey Muhammed (sav), bunlara recim cezası vardır, ancak bizler recim ayetini aramızda gizliyorduk” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) emretti, zina edenlere recim cezası uygulandı. Abdullah der ki: Ben erkek arkadaşını, taşlardan korumaya çalışırken gördüm.
Bize Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf şöyle rivayet etmiştir:: Mervân b. Hakem, kapıcısı olan Râfi‘e şöyle dedi: Ey Râfi, İbn Abbsa'a git ve ona “eğer, kendisine verilene sevinen ve yapmadığı şeylerle övülmekten hoşlanan herkese azap edilecekse, o zaman hepimiz azap göreceğiz” de. (Mervân bu sözü ile "Kendilerine verdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmek isteyenleri sakın azaptan kurtulmuş sanma." Âl-i İmrân, 3/188 ayetine işaret etmek istemişti). Bunun üzerine İbn Abbas “Sizin bu ayetle ne alakanız var? Bu ayet Ehli Kitap hakkında indirilmiştir.” dedi sonra "Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacak, gizlemeyeceksiniz diye söz almıştı." Âl-i İmrân, 3/187 ayetini, ardından da "Yaptıklarıyla sevinen ve yapmadıklarıyla övülmek isteyenleri sakın azaptan kurtulmuş sanma." Âl-i İmrân, 3/188 ayetini okudu, daha sonra da şöyle dedi: Peygamber (sav), onlara (Ehli Kitap’tan bazılarına) bir şey sordu, onlar da, (sorduğu) o şeyi kendisinden gizleyerek farklı bir cevap verip (Hz. Peygamber'in (sav) huzurundan) çıktılar. Böylece onlar hem Hz. Peygamber (sav) tarafından övülmeyi istediler, hem de gizledikleri bilgiden dolayı içten içe sevinç duydular.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyüb, ona da Ebu Kılabe rivayet etmiştir: "Ömer b. Hattab, kitap okuyan bir adama uğradı. Onu bir saat kadar dinledi de okuduğu şeyden hoşlandı. Bunun üzerine adama 'bu kitaptan yazıyor musun?' diye sordu. Adam 'evet' diyerek cevap verdi. Kendisi için bir deri satın aldı ve onu adama verdi. Adam, derinin içine ve dışına kitabı istinsah etti. Ömer sonra onu Nebi'ye (sav) getirdi ve okumaya başladı. Hz. Peygamber'in yüzünün rengi değişmeye başladı. Ensardan bir adam eliyle kitaba vurdu ve 'Allah canını alsın' Ey Hattab'ın oğlu! Sen kitabı okuyorsun. Okumaya başladığından beri Rasulullah'ın yüzüne bakmıyor musun? Bunun üzerine Allah Rasulü şöyle buyurdu: "Ben fetheden ve Peygamberlerin sonuncusu olarak gönderildim. Bana cevamiu'l-kelim verildi. Söz benim için özetlendi. Aklı karışık olanlar sakın sizi helaka sürüklemesin!"