335 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, Leys, ona Cafer b. Rabia, ona el-A'rec, ona İbn Abbas'ın azatlısı Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ben ve Rasulullah'ın (sav) eşi Meymûne’nin azatlısı Abdullah b. Yesâr gittik, Ebu Cüheym b. Hâris b. Sımt el-Ensârî’nin huzuruna vardık. Ebu Cüheym şöyle dedi: "Rasulullah (sav), Cemel kuyusu tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastladı, adam selam verdi fakat Rasulullah (sav) selamını almadı, hemen bir duvarın yanına gitti, (ellerini duvara vurarak) yüzünü ve kollarını mesh etti, sonra adamın selamını aldı."
Açıklama: Cemel kuyusu tarafından gelen Hz. Peygamber, tuvalet ihtiyacını gidermiş dolayısıyla abdesti bozulmuştur. Kendisine verilen selamı, teyemmüm yaptıktan sonra alması, bazı rivayetlerde Allah'ın adını abdestsiz ağzıma almak istemedim diye şahsa açıklama yapması onun nezaketini ve her an abdestli olma noktasındaki hassasiyetini göstermektedir.
Bize Seleme b. Şebîb, ona Abdürrazzak, ona Mamer, ona Katade veya başka biri, ona İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Biz cahiliye zamanında birbirimize Allah seninle gözü aydın etsin, sabahın hayırlı olsun derdik. İslam gelince bu bize yasaklandı." [Abdürrezzak'ın rivayetine göre Ma'mer şöyle demiştir: Kişinin Allah seninle gözü aydın etsin demesi mekruhtur ama Allah gözünü aydın etsin demesinde bir sakınca yoktur.]
Açıklama: Katade b. Diame ile İmran b. Husayn arasında inkıta' vardır.
Bize İshak b. Süveyd er-Remlî, ona Nafi b. Yezid’'den işittiğimi zannediyorum diyerek İbn Ebu Meryem, ona Ebu Merhum, ona Sehl b. Muaz b. Enes, ona da babası, Rasulullah'tan (sav) bu mana ile (bir önceki hadisi) rivayet etti, sonra şunları ekledi; Sonra bir başkası geldi ve es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu ve mağfiretuhu diye selam verdi. Rasulullah (sav); Kırk (sevap)" dedi ve şöyle buyurdu: "İşte faziletler bu şekilde (eklenen her kelime ile) artar."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ebu Ğıfar, ona Ebu Temime el-Hüceymî - Ebu Temime'nin adı Tarif b. Mücalid'dir- ona Ebu Cürey Cabir b. Süleym şöyle demiştir: Halkın görüşüne başvurduğu bir adam gördüm. Onun her söylediğini, insanlar kabul ediyorlardı. Bu (zat)kimdir? diye sordum. Resulullah'tır (sav) cevabını verdiler. Aleyke's-selam ey Allah'ın Rasulü diyerek iki defa selam verdim. Hz. Peygamber şöyle karşılık verdi: "Aleykesselam diye selam verme. Çünkü aleykesselam ölülerin selamıdır. Es-selamu aleyke diye selam ver." Sen Allah'ın Resulü müsün? dedim. "Ben Allah'ın Resulüyüm. O Allah ki, sana bir zarar gelse, kendisine dua ettiğinde o zararı senden giderir. Bir kıtlık yılına maruz kalıp, ona dua ettiğinde o yılı senin için verimli hale getirir. Eğer çölde veya geniş bir sahada iken bineğin kaybolursa Allah'a dua etsen onu sana geri getirir" buyurdu. Bana tavsiyede bulun, dedim. "Kimseye sövme" buyurdu. Ondan sonra ben hiçbir hür insana, köleye, deveye ve koyuna sövmedim. (Sonra) şöyle buyurdu: "Hiçbir iyiliği küçümseme. (Müslüman) Kardeşinle güler yüzle konuşmanı dahi küçümseme. (Çünkü) bu da bir iyiliktir. Elbiseni bacağının yarısına kadar (yukarı) kaldır. Eğer bu hoşuna gitmez ise topuklarına kadar (kaldır). (Fakat) eteği (ni daha aşağıya) salıvermekten sakın. Çünkü bu büyüklenme alametidir. Allah büyüklenmeyi sevmez. Eğer biri sende olduğunu bildiği kusurundan dolayı hakaret edip seni ayıplayacak olursa; sen de onda olduğunu bildiğin kusurdan dolayı onu ayıplama. Çünkü bunun vebali onadır."
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris ez-Zühli, ona Ebu Âsım, ona Ebu Halid Vehb, ona Ebu Süfyan el-Hımsi, ona Ebu da Ümame, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanlar arasında Allah'a en yakın olan, onlara selamı önce verendir."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Küçük olan, büyüğe; yürüyen, oturana; sayıca az olanlar, kendilerinden daha çok olanlara selam verir."
Bize Yahya b. Habib b. Arabi, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azadlı kölesi Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini işittim demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Binek üzerinde olan yürüyene selam verir." Sonra hadisin geri kalanını nakletmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmar, ona Ebu Ğıfar, ona Ebu Temime el-Hüceymî, Ona Ebu Cürey el-Hüceymi şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) aleyke's-selam ey Allah'ın Rasulü diye selâm verdim. "Aleyke's-selam deme, çünkü aleyke's-selam ölülerin selamıdır" buyurdu.
Bize Hasan b. Ali, ona Abdulmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Said b. Halid Huzai, ona Abdullah b. el-Fadl, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', o da Ali b. Ebu Talib'ten şunu nakletmiştir: -Ebu Davud dedi ki: Hasan b. Ali bu sözü Peygamber'e (sav) atfetmiştir.- "Bir yerden geçen bir topluluğun adına içlerinden birisinin selam vermesi yeterlidir ve oturanlar adına onlardan birisinin de bu selamı alması yeterlidir."