336 Kayıt Bulundu.
Bize Hennad b. Seriyy, ona Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Haris, ona Ali (r.a.) şunu nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Müslümanın müslüman üzerinde örfe uygun altı hakkı vardır: Ona rastladığı zaman selam verir. Davet ettiği zaman davetine icabet eder. Aksırdığı zaman ona rahmet diler. Hastalandığı zaman onu ziyaret eder. Öldüğü zaman cenazesi ardında gider. Kendisi için arzuladığını onun için de arzular.”
Açıklama: Aver Hâris b. Abdullah el-Aver - Müttehem bi'l- kezib olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Yahya b. Cafer, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivaet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah, Adem’i kendi sureti üzere yarattı. Boyu altmış zira‘ idi. Onu yarattığında kendisine; 'Git, şu oturmakta olan melek gurubuna selam ver. Sana nasıl karşılık vereceklerini dinle. O selam, senin ve zürriyetinin selamı olacaktır' buyurdu. Bunun üzerine Adem gidip; 'es-Selâmu aleyküm' diye selam verdi. Melekler, 'es-Selâmu aleyke ve rahmetullâh' dediler. Selamlarında 've rahmetullâh' ifadesini eklediler. Cennete giren herkes, Adem'in suretinde olacaktır. İnsanlar o günden bu yana kısalarak geldiler."
Açıklama: Güvenlik ve esenlik manasına gelen, rahmet ve bereket duası olan selam, insanlarla kurulacak olan güzel ilişkinin ilk adımıdır. Cenâb-ı Hakk'ın Âdem'i yarattığında ilk olarak ona âdâbı muaşeret ve insanlarla güzel ilişki kurmanın ilk adımını öğretmiş olması önemli görülmelidir. 'Kendi sureti' ifadesindeki zamirin mercii konusunda iki görüş vardır: 1- Zamir Allah'a râcididr, dolayısıyla cümle, Âdem'i Allah kendi sûretinde yarattı manasına gelir. Bu durumda buradaki "sûret" lafzını sıfat diye anlamak gerekir; yani Allah Âdemi, hayat, ilim, semi, basar gibi kendisinde kâmil manada bulunan bazı sıfatları nâkıs manada olmak üzere Âdem'e de verdi demektir. Bu ibare teşrîf manasına da gelir; yani Allah Âdem'i mahlukatın en şereflisi olarak yaratmış ve onu üstün niteliklerle donatmıştır. 2- Zamir Âdem'e râcidir, buna göre de Allah Adem'i Adem sûretinde, insanların dünyada yaşadıkları sûrette yarattı demektir.Yani Âdem'i yaşayıp vefat ettiği sûrette yaratmıştır, dünyada şekil değiştirmemiştir. Cennetteki sûreti ile dünyadaki sûreti aynıdır. Onun nesli de boy-pos ve güzellik itibariyle aslî sûretlerinde cennete gireceklerdir. Bu hadîsin vurûd sebebi olarak İbn Hamza, el-Beyan ve't-ta'rîf adlı eserinde şöyle bir rivayet kaydeder: "Bir adam kölesini dövüyordu, Hz. Peygamber onu görünce, kendisini azarladı ve; 'Allah Âdem'i de onun sûretinde yarattı' buyurdu." Yani Allah Âdem'i de, senin dövdüğün köle sûretinde yarattı, buyurmuştur. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini bildirmiştir: "Beş şey Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarındandır. Selama karşılık vermek. Davete icabet etmek. Cenazede hazır bulunmak. Hastayı ziyaret etmek. Aksırana Allah'a hamd ederse (yerhamukallah= Allah sana rahmet etsin)demek."
Bize Ali b. Hucr, ona Kurran b. Temmam el-Esedi, ona Ebu Ferve er-Rehâvi Yezid b. Sinan, ona Süleym b. Amir, ona Ebu Ümame şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e "Ey Allah’ın Rasulü! İki adam karşılaştığında bunlardan hangisi önce selam vermelidir?" denildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O ikidinden Allah’a en yakın olanı." [Ebu İsa şöyle demiştir: 'Bu hadis hasendir. Muhammed (İmam Buhari): 'Ebu Ferve er-Rehâvî sikaya yakın bir ravidir. Ancak oğlu Muhammed b. Yezîd kendisinden münker hadisler rivayet eder.']
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclan, ona Said el-Makburi, ona Ebu Hureyre (ra) Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Sizden biriniz bir meclise ulaştığında selam versin ve oturmayı uygun görürse otursun. Kalktığı zaman selam verip ayrılsın. Çünkü önceki selamı sonrakinden daha iyi değildir." [Ebu İsa -Tirmizi- şöyle demiştir: "Bu hadis hasendir. Aynı zamanda bu hadisi İbn Aclan, Saîd el-Makburî’den, o babasından, o da Ebû Hureyre’den (ra), o da Peygamber'den (sav) rivâyet etmiştir.]
Bize Muhammed b. Mukâtil Ebu Hasan, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Küçükler büyüklere, yoldan geçenler oturmakta olanlara, sayıca az olanlar kendilerinden kalabalık olanlara selam verirler."
Bize Muhammed, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azadlı kölesi Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resulullah şöyle buyurdu: "Binek üzerindeki yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar, kendilerinden sayıca çok olanlara selam vermelidir."
Bize İshak b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azatlısı Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Binek üzerindekiler yürüyenlere; yürüyenler oturanlara; sayıca az olanlar kendilerinden kalabalık olanlara selam verirler."
Bize İbrahim, ona Musa b. Ukbe, ona Safvân b. Süleym, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Küçük büyüğe, yoldan geçen oturana, sayıca az olanlar kendilerinden kalabalık olanlara selam verirler."
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma’mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah Âdem’i yarattı. Boyu atmış arşın idi. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’e, ‘Git! Şu meleklere selam ver! Senin selamına nasıl karşılık vereceklerine iyice kulak ver. Bu selam, senin ve neslinin selam şekli olacak’ dedi. Âdem (as) onlara ‘es-selâmu aleyküm’ dedi. Onlar da ‘es-selâmu aleyke ve rahmetüllâhi’ dediler. ‘ve rahmetüllâhi’ kelimesini ilave ettiler. Cennete giren herkes Âdem’in suretindedir. Ancak yaratılmışların boyu şu ana kadar hep kısalmaya devam etti.