336 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî, ona İbn Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Ebu Musa, ona Ebu Meryem, ona da Ebu Hureyre'den şunu nakletmektedir: "Biriniz (din) kardeşiyle karşılaştığı zaman ona selam versin. Eğer aralarına bir ağaç, duvar veya (büyükçe) bir taş girip de tekrar bir araya geldiklerinde yine ona selam versin." [(Ravi) Muaviye şöyle demektedir: Bu hadisin aynısını Abdülvehhab b. Buht, ona Ebu'z-Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan rivayet etmiştir.]
Açıklama: Bazı kaynaklarda isnad, Muaviye b. Ebu Süfyan an Ebû Meryem şeklinde zikredilmiştir. Buna göre arada Ebû Musa ismi yer almaz. Bu isnadın daha doğru olduğu kaydedilmiştir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, XIV, 71).
Bize Seleme b. Şebîb, ona Abdürrazzak, ona Mamer, ona Katade veya başka biri, ona İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Biz cahiliye zamanında birbirimize Allah seninle gözü aydın etsin, sabahın hayırlı olsun derdik. İslam gelince bu bize yasaklandı." [Abdürrezzak'ın rivayetine göre Ma'mer şöyle demiştir: Kişinin Allah seninle gözü aydın etsin demesi mekruhtur ama Allah gözünü aydın etsin demesinde bir sakınca yoktur.]
Açıklama: Katade b. Diame ile İmran b. Husayn arasında inkıta' vardır.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Müsedded, o ikisine Bişr -yani Bişr b. Mufaddal'ı kastetmişlerdir-, ona İbn Aclân, ona el-Makburî -Müsedded, Makburî'nin adının Said b. Ebu Said el-Makburi olduğunu da söylemiştir-ona Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz, bir meclise ulaştığında selam versin, kalkmak istediği zaman da selâm versin. Zira ilk selamı, son selamından sevap açısından daha iyi değildir."
Açıklama: Meclise katılım veya meclisten ayrılırken verilecek olan selamı, aynı zamanda bildirim olarak da değerlendirmek gerekmektedir. 'Ben geldim' ve 'ben ayrılıyorum' anlamında kullanılan selam, hem dua ve hem de durum bildirimi olarak işlev görmektedir.
Bana Muhammed b. Ebu Bekir, ona Amr b. Ali, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Âmir_şöyle demiştir: İbn Ömer (r.anhuma), İbn Ca'fer'e selâm verdiğinde “es-Selâmu aleyke ey iki kanatlı adamın oğlu” derdi.
Bize İshak b. Süveyd er-Remlî, ona Nafi b. Yezid’'den işittiğimi zannediyorum diyerek İbn Ebu Meryem, ona Ebu Merhum, ona Sehl b. Muaz b. Enes, ona da babası, Rasulullah'tan (sav) bu mana ile (bir önceki hadisi) rivayet etti, sonra şunları ekledi; Sonra bir başkası geldi ve es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu ve mağfiretuhu diye selam verdi. Rasulullah (sav); Kırk (sevap)" dedi ve şöyle buyurdu: "İşte faziletler bu şekilde (eklenen her kelime ile) artar."
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris ez-Zühli, ona Ebu Âsım, ona Ebu Halid Vehb, ona Ebu Süfyan el-Hımsi, ona Ebu da Ümame, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanlar arasında Allah'a en yakın olan, onlara selamı önce verendir."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Küçük olan, büyüğe; yürüyen, oturana; sayıca az olanlar, kendilerinden daha çok olanlara selam verir."
Bize Yahya b. Habib b. Arabi, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azadlı kölesi Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini işittim demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Binek üzerinde olan yürüyene selam verir." Sonra hadisin geri kalanını nakletmiştir.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Müsedded, o ikisine Bişr -yani Bişr b. Mufaddal'ı kastetmişlerdir-, ona İbn Aclân, ona el-Makburî -Müsedded, Makburî'nin adının Said b. Ebu Said el-Makburi olduğunu da söylemiştir-ona Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz, bir meclise ulaştığında selam versin, kalkmak istediği zaman da selâm versin. Zira ilk selamı, son selamından sevap açısından daha iyi değildir."
Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî, ona İbn Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Ebu Musa, ona Ebu Meryem, ona da Ebu Hureyre'den şunu nakletmektedir: "Biriniz (din) kardeşiyle karşılaştığı zaman ona selam versin. Eğer aralarına bir ağaç, duvar veya (büyükçe) bir taş girip de tekrar bir araya geldiklerinde yine ona selam versin." [(Ravi) Muaviye şöyle demektedir: Bu hadisin aynısını Abdülvehhab b. Buht, ona Ebu'z-Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan rivayet etmiştir.]