Giriş

Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî ona da Ebu Seleme'nin rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) onlara farz kılmaksızın, onları Ramazan ayını ibadetle geçirmeye teşvik eder ve şöyle buyururdu: "Kim (mükâfatına) inanarak ve (ecrini) umarak Ramazan gecelerini ibadetle geçirirse onun geçmiş günahları bağışlanır." [(Zührî dedi ki:) Hz. Peygamber (sav) vefat edene kadar durum böyle devam etti. Sonra da Ebu Bekir'in halifeliği ile Ömer'in halifeliğinin ilk zamanları böylece sürmüştür.]


    Öneri Formu
6498 M001780 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 174

Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Amr b. el-Haris, ona İbn Şihab, ona da Urve b. Zübeyr, Nebi'nin (sav) eşi Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yatsı namazını bitirdikten sonra –ki insanlar bu namaza ateme de derler- sabah namazına kadar on bir rekât namaz kılardı. İki rekâtta bir selam verirdi. Bir rekâtı da vitir olarak kılardı. Müezzin sabah ezanını okuyup bitirdiği ve şafak söktüğü zaman kalkar hafif iki rekât namaz kılar ve sonra müezzin kamet için gelene kadar sağ yanına uzanırdı."


    Öneri Formu
6063 M001718 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 122

Bize İbn Numeyr, ona babası, ona Hanzala, ona da Kasım b. Muhammed, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) gece namazı on rekât idi. Ayrıca bir rekât (vitir), ve sabah namazının da iki rekâtını kılardı. Bütün bunlar on üç rekât etmektedir."


    Öneri Formu
6111 M001727 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 128

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muaz b. Hişam (Destevâî), ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah Destevâî), ona Katade (b. Di'âme es-Sedusî), ona Zürâre b. Evfâ, ona da Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etmiştir: Sa'd b. Hişam hanımını boşadı sonra arazisini satmak için Medine'ye gitti...(6148 nolu) hadisi mana ile rivayette bulundu. [Sa'd b. Hişam b. Amir, Allah yolunda gazaya niyet ederek Medine'ye geldi ve Medine'de kendine ait bulunan bir arsayı satarak, bedeli ile silah ve at satın almak, böylece ölün­ceye kadar Bizanslılara karşı cihatta bulunmak istedi. Medine'ye gelin­ce, Medinelilerden bazı kimselerle karşılaştı. Onlar kendisini bu işten nehy ettiler ve ona Nebi'nin (sav) hayatında altı kişilik bir cemaatin bunu yapmak istediğini fakat Hz. Peygamber'in (sav), onları bundan nehyettiğini ve kendilerine; "Benim şahsımda sizin için güzel bir örnek yok mudur?" buyurdu. Onlar, bunu söyleyince Sa'd evvelce boşadığı karısına ric'at etmiş ve ric'at ettiğine şahit de getirdi. Peşinden İbn Abbas'a (ra) gelerek, ona Rasulullah'ın (sav) vitir namazını sordu. İbn Abbas; sana Rasulullah'ın (sav) vitrini yeryü­zünde en iyi bileni göstereyim mi? dedi. Sa'd; o kimdir? diye sordu. İbn Abbas; Aişe'dir. Hemen ona git de sor. Sonra gel de sana verdiği cevabı bana haber ver!, dedi. (Sa'd diyor ki): Bunun üzerine ben, Aişe'ye gitmek üzere yola çıktım ve Hakim b. Eflah'a vararak Aişe'ye beraber gitmek üzere, onu yanıma almak istedim. Hakim; ben ona yaklaşmam. Çünkü ben, onu şu iki fırka hakkında bir şey söylemekten nehyettim de o, buna razı olmayarak bildiğini işledi dedi. Ben, Hakim'e yeminle ısrar ettim. Bunun üzerine (Benimle) geldi. Be­raberce Aişe'ye gittik. Ve yanına girmek için izin istedik. Aişe bize izin verdi. Yanına girdik. Hakim'i (görünce onu) tanıyarak sen, Hakim misin? dedi. Hakim; evet cevabını verdi. Aişe; yanındaki kimdir? dedi. Hakim; Sa'd b. Hişam'dır cevabını verdi. Aişe; hangi Hişam? dedi. Hakim; Amir'in oğlu dedi. Bunun üzerine Aişe, ona rahmet okudu ve hayırdır inşallah! dedi. (Ravi Katade: Hişam, Uhud harbinde yaralanmıştı demiştir.) (Sa'd diyor ki :) Ey Mü'minlerin annesi! Bana, Resulullah'ın (sav) ahlâkını anlat dedim. Aişe; sen, Kur'an okuyorsun değil mi? dedi. Evet okuyorum dedim. İşte Nebiyyullah'ın (sav) ahlâkı Kur'an'dı dedi. Bunun üzerine ben kalkmaya davrandım. Ve (bundan sonra) ölün­ceye kadar kimseye bir şey sormamaya niyet ettim. Sonra aklıma geldi de bana, Rasulullah'ın (sav) gece namazını an­lat dedim. Aişe; sen Müzemmil sûresini okuyorsun değil mi? dedi. Evet okurum cevabını verdim. Aişe; işte Allah (ac) bu surenin başında gece namazını farz kıldı. Bunun üzerine Nebiyyullah (sav) ile ashabı bir sene gece namazına kalktılar. Allah, bu surenin sonunu on iki ay semada tuttu. Nihayet bu surenin sonunda tahfifi indirdi de artık gece namazı farzdan sonra kılınan bir nafile oldu dedi. Ben; ey Mü'minlerin annesi! Bana Rasulullah'ın (sav) vitrinden haber ver dedim. Aişe; biz, onun misvakını ve abdest suyunu hazırlardık. Allah da onu geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse uyandırırdı. Bunu müteâkib mis­vak tutunur; abdest alır ve dokuz rekât namaz kılardı. Bu rekâtların yal­nız sekizincisinde oturur da Allah'ı zikreder; ona hamd eyler ve duada bulunurdu. Sonra selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtı da kılardı. Sonra oturarak Allah'ı zikreder, ona hamd eyler ve duada bulu­nurdu. Sonra bize işittirecek derecede selâm verirdi. Selam verdikten sonra oturduğu yerden iki rekât namaz kılardı. İşte evladım bu namaz on bir rekâttır. Nebiyyullah (sav) yaşlanıp biraz kilo alınca vitri yedi rekât kılmaya başladı. Bu iki rekâtı yine eskiden kıldığı gibi kıldı. Böylece bu da dokuz rekât oldu yavrucuğum! Nebiyyullah (sav) bir namazı kıldı mı, artık ona devam etmeyi severdi. Şa­yet kendisine uyku veya bir ağrı galebe çalar da gece namazını kılamazsa (onun yerine) gündüz on iki rekât namaz kılardı Nebiyyullah'ın (sav) bütün Kur'an'ı bir gecede okuduğunu, bütün bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve Ramazandan başka tam bir ay oruç tuttuğunu bilmiyorum dedi. Bunun üzerine ben, İbn Abbas'a giderek Aişe'nin söylediklerini ona anlattım. İbn Abbas; Aişe doğru söylemiş! Onun yakınına gidebilsem yahut yanına girip çıkabilsem mutlaka onun yanma gider, bunları onun ağzından dinlerdim dedi. Ben; senin onun yanına girmediğini bilseydim, onun hadisini sana aktarmazdım dedim.]


    Öneri Formu
6149 M001740 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 139

Bize Halef b. Hişam ve Ebu Kâmil, o ikisine de Hammad b. Zeyd, Enes b. Sirin'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'İbn Ömer'e sabah namazının farzından önce kılınan iki rekât hakkındaki görüşün nedir? Bu iki rekâtta kıraati uzun tutayım mı?' diye sordum. İbn Ömer: "Rasulullah (sav) geceleyin (teheccüdü) ikişer rekât olarak kılar ve bir rekât da vitir kılardı." cevabını verdi. -İbn Sirin anlatmaya devam ederek- Ben: 'Ben sana bunu sormuyorum' deyince, İbn Ömer: 'Sen hakikaten kalın kafalı birisiymişsin. Ne diye sana hadisi tamamen nakletmeme izin vermiyorsun?' (Hadisin tamamı şöyledir:) "Rasulullah (sav) geceleyin (teheccüdü) ikişer rekât olarak kılar ve bir rekât da vitir yapardı (kılardı). Sabah namazından önceki iki rekâtı da ezan onun kulağında okunuyormuş gibi (çabuk) kılardı." [Halef rivayetinde; 'sabahtan önceki iki rekât hakkında ne dersin?' derken, 'namaz' lafzını zikretmemiştir.]


    Öneri Formu
6226 M001761 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 157

Bize İbnü’l-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhammed b. Cafer, ona da Şu'be, Enes b. Sirin'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'İbn Ömer'e sordum... (diye başlayıp) hadisi benzer şekilde rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette 'gecenin sonunda bir rekât vitir kılar' ibaresini eklemiştir. Yine bu rivayette, 'Vay be! 'Sen hakikaten kalın kafalı birisiymişsin' ilavesi de vardır.


    Öneri Formu
6229 M001762 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 158

Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye b. Esma, ona da Nafi', İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), yolculuk esnasında farz namazları hariç gece namazını devesi üzerinde, kendisini hangi yöne döndürürse döndürsün, ima ederek kılardı. Vitir namazını da bineği üzerinde kılardı."


    Öneri Formu
6774 B001000 Buhari, Vitir, 6

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said, İbn Ebu Adî, Abdulvehhab ve Muhammed b. Cafer, onlara Avf b. Ebu Cemile ona da Zürâre b. Evfâ, Abdullah b. Selâm'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, insanlar hızla ona doğru koşturdular ve "Rasulullah (sav) geldi" (diye) seslenildi. İnsanların arasında onu görmek için ben de geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde yüzünün bir yalancı yüzü olmadığını anladım. Konuştuğu ilk şey şu sözleri oldu; "Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz ve insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız ki emân içerisinde cennete giresiniz."


    Öneri Formu
13922 İM001334 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 174

Bize Seleme b. Şebîb ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da İbn Abbâs'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rabbim, bana bu gece [İbn Abbâs der ki: sanırım] uyku aleminde, en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler aleminde) ne tartışılır bilir misin?' buyurdu. Ben 'Bilmiyorum' dedim. Bunun üzerine elini iki omuzum arasına koydu, onların soğukluğunu göğsümde hissetim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Sonra 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler âleminde) ne tartışılır biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Evet' dedim. (Rabbim) 'Kefaretler hakkında tartışıyorlar. Kefaretler şunlardır: Namazdan sonra mescitlerde (bir sonraki namazı) beklemek, yürüyerek (camiye) cemaate gitmek ve zorlukta abdesti dosdoğru almaktır. Herkim bunları yaparsa, hayırla yaşar hayırla ölür ve anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur' buyurdu, sonra da 'Ey Muhammed! Namazını kıldığın zaman şöyle de' buyurdu: Allah’ım senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları sevmeyi istiyorum. Eğer kullarına bir sıkıntı verip denemek istersen beni bu fitneye uğratmadan yanına al. Dereceler ise selamı yaymak, yemek yedirmek ve geceleyin insanlar uyurken namaz kılmaktır." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle der ki: Bu hadiste Ebu Kılâbe ile İbn Abbas arasında bir kişiyi daha zikretmişlerdir. Yine bu hadisi, Katâde, ona Ebu Kılâbe, ona Hâlid b. Leclâc, ona da İbn Abbâs rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
19199 T003233 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 38


    Öneri Formu
19418 B005919 Buhari, Libâs, 71