433 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nadr, ona İkrime, ona İyâs b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Hayber günü amcam teke tek çarpışmak için Yahudi Merhab’ın karşına çıktı. Merhab "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Amcam da "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış düşmanın içine dalan gözü pek bir kahramanım" dedi. Sonra birbirlerine karşılıklı iki darbe vurdular. Merhab’ın kılıcı Âmir’in kalkanına isabet etti. Âmir de ona alttan hamle yaptı ama kılıcı ters dönüp kendi atardamarını kesti ve böylece kendisini öldürmüş oldu. Seleme b. Ekvâ der ki: Hz. Peygamber’in sahabesinden "Âmir’in ameli boşa gitti. Kendi kendini öldürdü" diyen birtakım insanlarla karşılaştım, ağlayarak Hz. Peygamber’e (sav) geldim ve "ey Allah’ın Rasulü! Âmir’in ameli boşa gitmiş" dedim. "Bunu kim söyledi" dedi. "Ashâbından insanlar!" dedim. "Bunu diyen yanılmıştır! Aksine ona iki sevap vardır!" buyurdu. Âmir Hayber seferine çıktığında aralarında Hz. Peygamber’in bulunduğu sahabe gurubunda bir yandan süvarileri yönlendiriyor bir yandan da savaş ezgileri söylüyor ve şöyle diyordu: "Vallahi! Allah olmasaydı ne doğru yolda olurduk, ne de sadaka verip namaz kılardık. Bize zulmedenler fitne çıkarmak istediklerinde biz onlara karşı koyduk. Biz Sen'in ikram ve ihsanına muhtacız. Düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı sabit kıl! Üzerimize huzur ve sükunet indir." Allah Rasulü (sav) "Kim o?" buyurdu. Âmir de "Âmir, ey Allah’ın Rasulü!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Rabbin seni bağışlasın" buyurdu. Allah Rasulü (sav) biri için özellikle istiğfarda bulundu mu o, şehit düşerdi! Ömer b. Hattâb bu duayı işitince "Ey Allah'ın Rasulü! Keşke Âmir'den biraz daha istifaede etseydik!" dedi. Seleme der ki: Sonra Allah Rasulü (sav) "bugün sancağı Allah ve Rasulü'nü seven ya da Allah ve Rasulü'nün sevdiği birisine vereceğim" diyerek beni, Ali'ye gönderdi. Ali'nin yanına geldim. gözünden derdi olduğu halde onu Allah Rasulü'ne (sav) getirdim. Nebî (sav) onun gözüne tükürüğü sürdü. Sonra sancağı kendisine verdi. Merhab meydana çıkıp "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Ali de, "Ben, anamın Haydar ismini verdiği kişiyim! Hallaç pamuğu gibi yere serip geçtiğim düşmanın dehşet ve irkinti ile baktığı ormanların aslanı gibiyim!" dedi. Ardından Merhab'ın başına bir darbe indirdi de onu öldürdü ve onun eliyle fetih, nasip oldu.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre isnadı sahihtir.
Bize yakub (b. İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona İbn İshak, Hârise oğullarının kardeşi Abdullah b. Sehl b. Abdurrahman b. Sehl, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir. Yahudi Merhab silahını kuşanmış bir şekilde Savaş ezgileri söyleyerek (Yahudilerin) kalesinden çıktı. "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım. Kah mızrağımı saplarım, kah kılıcımı çalarım. Aslanların öfkesi kızışmağa başladığında benim kızgın öfkemin yanına yaklaşılmaz" diyerek "kim benim karşıma çıkacak?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Buna karşı kim çıkacak?" diye sordu. Muhammed b. Mesleme "Onun karşına ben çıkarım ey Allah'ın Elçisi! Vallahi ben öç almak istiyorum. Bunlar dün benim kardeşimi öldürdü." dedi. Hz. Peygamber "Onun karşına çık" dedi. ardından "(Merhab'a) karşı ona yardım et Allah'ım" diye dua etti. İki rakip birbirine yaklaştığında aralarına Uşer ağaçlarından yaşlı bir ağaç girdi. İkisi de birbirinden korunmak için ağacı kalkan olarak kullandı. Her biri diğerinin sığındığı dalı kılıcıyla kesti. Nihayet her iki rakip de açığa çıktı, ağaç da aralarında ayakta dikilen bir adam gibi dalsız budaksız kaldı. Sonra Merhab Muhammed'e hamle yapıp kılıç çaldı. (Muhammed) kalkanı ile bu hamleden korundu. (Merhab'ın) Kılıcı (Muhammed'in) kalkanına denk geldi ve saplanıp kaldı. Muhammed b. Mesleme ona kılıç çaldı ve öldürdü.
Açıklama: Hadis sahih isnad ise Muhammed b. Amr dolayısıyla hasendir.