433 Kayıt Bulundu.
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk. Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk. Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı. Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Halîfe b. Hayyât arasında inkıta vardır. Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Bize Hasan b. Ali, ona İbn Nümeyr, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, -ki, A'meş, ancak Ebû Salih'ten işittiğimi zannediyorum demiştir- ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) benzeri bir rivayette bulunmuştur.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ya'lâ b. Ubeyd, ona İsmail b. Ebu Hâlid, ona da Abdullah b. Ebu Efvâ şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), (Hendek savaşında düşman) topluluğuna karşı şöyle dua etti: "Ey Kitâb'ı indiren, hesabı hızlı gören Allah'ım! Bu topluluğu hezimete uğrat! Allah'ım! Onları hezimete uğrat ve iradelerini sars"
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Şebib b. Ğarkade, ona da (Urve el-Bârkînin kabilesinden) bir topluluk şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) kendisi için bir koyun satın almak üzere Urve'ye bir dinar verdi. O da Hz. Peygamber için o bir dinarla iki koyun satın aldı. Sonra koyunlardan birini bir dinara sattı ve Peygamber'e (sav) bir koyun ile bir dinar getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) işlerinin bereketli olması için ona dua etti. bundan böyle Urve toprak satın alsa, ondan bile kazanç elde ederdi. Sufyân der ki: Hasan b. Umâre, Şebib'in Urve'den rivayet işittiği ifade edilen bu hadis ile geldi, ben de onu Şebîb'e gidip (sordum). O da bu hadisi doğrudan Urve'den değil onun kabilesinden bir topluluğun Urve'den rivayeti ile aldığını söyledi.
Bize Ebu'l-Velid Hişam b. Abdülmelik, ona İkrime b. Ammar, ona Ebu Kesir es-Sühaymî, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir: "Beni dinleyen, Yahudi veya Hıristiyan, kim olursa olsun, muhakkak beni sevmiştir. Zira ben (henüz İslâm'ı kabul etmemiş olan) annemin müslüman olmasını çok istiyordum, ancak o kabul etmiyordu. Ben ona, İslâm'ı kabul et, dedim; o kaçındı. Bunun üzerine Peygamber'e 'Annem için Allah'a dua et' dedim. O da dua etti. Sonra anneme döndüm. Kapıyı üzerine kilitlemişti; 'Ey Ebû Hüreyre! Ben müslüman oldum' diyerek beni karşıladı. Ben de (olanı) Peygamber'e haber verdim ve 'Benim ve annem için Allah'a dua et' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dua etti: "Allah'ım! Kulun Ebû Hüreyre'yi ve annesini insanlara sevdir."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Şebib b. Ğarkade, ona da (Urve el-Bârkînin kabilesinden) bir topluluk şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) kendisi için bir koyun satın almak üzere Urve'ye bir dinar verdi. O da Hz. Peygamber için o bir dinarla iki koyun satın aldı. Sonra koyunlardan birini bir dinara sattı ve Peygamber'e (sav) bir koyun ile bir dinar getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) işlerinin bereketli olması için ona dua etti. bundan böyle Urve toprak satın alsa, ondan bile kazanç elde ederdi. Sufyân der ki: Hasan b. Umâre, Şebib'in Urve'den rivayet işittiği ifade edilen bu hadis ile geldi, ben de onu Şebîb'e gidip (sordum). O da bu hadisi doğrudan Urve'den değil onun kabilesinden bir topluluğun Urve'den rivayeti ile aldığını söyledi.