433 Kayıt Bulundu.
Bize Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî, ona Davud Mescidi'nin imamı Mesleme b. Alkame el-Mâzinî, ona Şa'bî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Ebu Hureyre bu manadaki hadisin devamını zikretmiş, ancak hadisinde "onlar fitneler karşısında, insanların en güçlü duranı idi" demiş "Deccâl" ifadesini kullanmamıştır.
Açıklama: Hadisin tamamı için B004366 numaralı hadise bakınız.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Peygamber (sav) Maûne Kuyusu yanında sahabîlerini öldüren kimseler aleyhine otuz sabah beddua etti. O zaman Peygamber (sav) Allah'a ve Rasulü'ne isyan eden Rı'l, Lıhyân ve Usayya kabilelerine beddua ederdi. Enes der ki: Yüce Allah, Peygamberi için, Maûne Kuyusunda öldürülen sahabîler hakkında ayet indirdi ve daha sonra lafzı Kur'an'dan kaldırılıncaya kadar biz "kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuştuk, Rabbimiz bizden hoşnut olmuş, biz de O'ndan hoşnut olmuşuzdur" ayetini okurduk.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir: Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman bana bildir" buyurdu. Ben hurma mahsulünü kaldırdığımda Rasulullah'a (sav) gelip haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti sonra "alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, on üç vesk hurma arttı. Rasulullah'a (sav) olanları anlattım, gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler.
Bize Müsedde, ona Abdülvâris, ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz.Peygamber (sav) beni bağrına bastı ve "Allah'ım, ona hikmeti öğret" diye bana dua etti. Bize Ebu Ma'mer, ona da Abdülvâris bu hadisi "Allah'ım, ona Kitabı öğret" şeklinde rivayet etmiştir. Bize Musa, ona Vuheyb, ona da Hâlid el-Hazzâ bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Kureyş İslam'a girmekte ağır davranınca Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Bunun üzerine onları her şeyi kökünden silip gideren öyle bir kıtlık vurdu ki kemik yemek zorunda bile kaldılar. Hatta kişi göğe bakar ve kendisiyle gök arasında duman gibi bir şey görmeğe başlardı. Allah "O hâlde semanın aşikâr bir duman getireceği günü gözetle" buyurdu. Yine Allah: "Biz bu azabı biraz kaldıracağız. Fakat siz hiç şüphe yok ki, tekrar (şirke geri) döneceksiniz" (Duhân, 10-16) buyurdu. İbn Mesud der ki: Azap, Kıyamet günü (olsaydı eğer) onlardan hiç kaldırılır mıydı? Duhân (الدُّخَانُ) da Batşe (الْبَطْشَةُ) de (bu dünyada) olmuş bitmiştir
Bize Müsedded, ona Abdülvâris, ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz.Peygamber (sav) beni bağrına bastı ve "Allah'ım, ona hikmeti öğret" diye bana dua etti. Bize Ebu Ma'mer, ona da Abdülvâris bu hadisi "Allah'ım, ona Kitabı öğret" şeklinde rivayet etmiştir. Bize Musa, ona Vuheyb, ona da Hâlid el-Hazzâ bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti. Mescide girdiğinde “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “Sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ, Ebu Huzeyfe'yi kast ederek “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Alkame der ki: Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ, Ammâr'ı kast ederek “Allah'ın Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde (şeytandan) kurtardığı kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “Evet” dedim. Ebu Derdâ “Peygamber'in (sav) misvakını taşıyan veya mahremine muttali olan kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ “Abdullah b. Mes'ûd "ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Ben “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okuyor” dedim. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten caydıracaklardı” dedi .
Bize Müsedded, ona Abdülvâris, ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz.Peygamber (sav) beni bağrına bastı ve "Allah'ım, ona hikmeti öğret" diye bana dua etti. Bize Ebu Ma'mer, ona da Abdülvâris bu hadisi "Allah'ım, ona Kitabı öğret" şeklinde rivayet etmiştir. Bize Musa, ona Vuheyb, ona da Hâlid el-Hazzâ bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ يَسِّرْ لِى