116 Kayıt Bulundu.
Bize Amhed b. Menî, ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Musa, ona Malik b. Yuhâmir es-Seksekî, ona da Muâz b. Cebel, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim samimi olarak Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, (şehit olarak ölmese bile) Allah o kimseye şehit mükafatı verir." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Açıklama: Malik b. Yuhâmir ile Süleyman b. Musa arasında inkıtâ vardır.
Bize Haramî b. Hafs, ona Abdulvâhid, ona Umâra, ona Ebu Zür’a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye ‘Onu evinden çıkaran şey yalnız bana iman ve elçilerimi tasdik ise, nail olacağı ecir ve ganimetle (sağ salim yurduna) geri getireceğim veya cennete koyacağım' diye taahhütte bulunmuştur. Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, hiçbir cihad müfrezesinin arkasından geri kalmazdım. Yemin olsun ki Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, ondan sonra öldürülüp diriltilmek, ondan sonra da öldürülmek isterdim!"
Bize Muhammed b. es-Sabbâh, ona İsmail b. Zekeriya, ona Muhammed b. Sûka, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut'im ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) 'Bir ordu Kabe'yi işgal etmek üzere yola çıkar, ancak Beydâ mevkiine geldiklerinde en başından sonuna kadar hepsi yerin dibine geçirilir' buyurdu. Bunun üzerine Âişe der ki: Ben 'ey Allah'ın Rasulü, aralarında ticaret için yola çıkanlar ve onlardan olmayanlar da varken, baştan sona onların hepsi nasıl yerin dibine geçirilir ki?' diye sordum, dedi. Hz. Peygamber şöyle 'Baştan sona onların hepsi yerin dibine geçirilir, sonra kıyamet gününde niyetlerine göre yeniden diriltilirler' buyurdu."
Bize Muhammed b. Müsennâ ve (Muhammed) b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be (b. Haccâc), ona Amr b. Mürre, ona Ebu Vâil (Şakik b. Seleme), ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: "Bir bedevi Rasulullah'a (sav) gelip şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bir yerde ganimet için savaşan bir kimse, bir yerde iyi savaştı desinler diye savaşan bir kimse, bir tarafta da konumu görünsün diye gösteriş için savaşan bir kimse var. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?' Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Kim i'lây-ı kelimetullah (Allah'ın kelimesi olan tevhidin ve dinin en yüce olması) için savaşırsa, işte o Allah yolundadır'."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmân, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "At bazısı için sevap kapısıdır. Bazısı için bir örtüdür. Bazısı için de günahtır. At, kendisi için sevap olan kimseye gelince, o kimse atını Allah yolunda kullanır. O kimse atın yularını da uzun tutup çayıra veya bahçeye salmıştır. At uzun yularıyla bu çayırda veya bahçede otlarken onun yediği her ot sahibi için bir sevap olarak yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek tepede koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibine sevap kazandırır. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap olur. İşte bu at sahibi için sevap vesilesidir. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için besleyen, ancak Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için de at bir örtüdür. Atını övünmek, gösteriş yapmak, Müslümanları ezmek için bağlayan kimse için ise bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir' [Zilzal, 7-8] ayetini okudu."
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî, ona Kasım b. Kesîr el-Mısrî, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Sehl b. Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası (Ebu Ümâme Es'ad b. Sehl) ona da dedesi (Sehl b. Huneyf el-Ensârî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim kalben samimi bir şekilde Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, Allah (cc) onu yatağında ölse bile şehitler mertebesine ulaştırır." [Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Sehl b. Huneyf rivayeti hasen-garib bir hadistir. Zira bu hadisi sadece Abdurrahman b. Şurayh rivayetiyle biliyoruz. Bu hadisi Abdullah b. Salih, Abdurrahman b. Şurayh'tan rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Şurayh'in künyesi Ebu Şurayh'tır ve İskenderiyelidir. Bu konuda Muaz b. Cebel'den de rivayet mevcuttur.]