337 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyân, ona da Medine'de bir şeyh şöyle demiştir: Abdullah b. Ebu Evfâ Haruriler ile savaşma iradesinde olan Übeydullah'a bir mektup yazdırdı. Arkadaşım olan katibe "mektuptan bir kopya da bana yap" dedim o da yaptı. (mektupta yazdığına göre) Hz. Peygamber (sav) "düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan (ac) afiyet isteyiniz. Düşmanla karşılaştığınız zaman da sabrediniz ve biliniz ki cennet muhakkak kılıçların gölgeleri altındadır." buyurmuştur. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav), güneş batı tarafına doğru meyledene kadar bekler öyle düşmana hücum eder sonra da şu duayı ederdi: "Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Sen onları hezimete uğrat ve bizi muzaffer eyle."
Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnad hatalı olduğu için zayıftır. "لم يقمه أبو حيان". Ebu Hayyan'ın kendisinden naklettiği şeyhi mübhemdir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Kubâ'ya gittiği zamanlarda (teyzem) Ümmü Harâm bt. Milhân'ın evine gider, o da kendisine yemek ikram ederdi. O sırada Ümmü Harâm, Ubâde b. Sâmit ile evliydi. Yine bir gün Rasulullah (sav) (onu ziyarete gidip) evine girdi. Ümmü Harâm da kendisine yemek ikram etti. Yemekten sonra Allah Rasulü (sav), bir müddet uyudu. Sonra gülerek uyandı. Ümmü Harâm, olayın devamını şöyle anlattı: Rasulullah’a (sav) "Ey Allah’ın Rasulü! Seni güldüren nedir?" diye sordum. O (sav) da "Rüyamda bana ümmetimden birtakım insanlar şu deniz üstündeki gemilere binmiş –hükümdarların tahtları üzerinde kuruldukları gibi kurularak- ya da -tahtlar üzerindeki hükümdarlar gibi- Allah yolunda gaziler olarak gösterildiler" dedi. İfadedeki şüphe, ravi İshâk’a aittir. Ben (Ey Allah’ın Rasulü!) Beni de onlardan (deniz gazilerinden) kılması için Allah'a dua ediver!" dedim. Rasulullah (sav) da dua etti. Bundan sonra başını yastığa koyup bir süre daha uyudu. Sonra yine gülümseyerek uyandı. Ben yine "Ey Allah’ın Rasulü! Seni güldüren nedir?" diye sordum. Rasulullah (sav) Bu defa da bana "Rüyamda bana ümmetimden birtakım insanlar şu deniz üstündeki gemilere binmiş –hükümdarların tahtları üzerinde kuruldukları gibi kurularak- ya da -tahtlar üzerindeki hükümdarlar gibi- Allah yolunda gaziler olarak gösterildiler" dedi. Ben yine “Beni de onlardan kılması için Allah'a dua ediver!” dedim. Rasulullah (sav) "Sen birincilerdensin" buyurdu. Enes, dedi ki: Gerçekten Ümmü Harâm, Muaviye zamanında düzenlenen deniz gazasına katılmak üzere gemiye bindi. Denizden karaya çıktığı zaman bindiği hayvanından düşüp şehit oldu.”
Bize Affân, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona Ebu Musabbih veya İbn Musabbih –Şüphe eden Ebu Bekir'dir-, ona da İbnü’s-Simt, Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Abdullah b. Ravâha'yı hastayken ziyaret etti. (Resulullah (sav) içeri girdiğinde) Abdullah yatağından geri çekilerek ona oturacak bir yer bırakamadı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ümmetimin şehitleri kimlerdir biliyor musunuz?" diye sordu. Orada bulunanlar 'Müslümanın öldürülmesi şehadettir' dediler. Resulullah (sav) "Bu durumda ümmetimin şehitleri azdır" dedi ve (şöyle devam etti): "Vebadan ölüm şehadettir, çocuğu tarafından öldürülen (doğum yaparken ölen) kadın (dahil olmak üzere bu ölümlerin) tümü, şehadettir."
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî ve Amr en-Nakid, onlara Süfyan, ona Ubeydullah, ona Süfyan b. Uyeyne, ona da b. Münkedir, Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: Uhud gününde babamı (bir elbise ile) örtülü olarak getirdiler. Müsle yapılmıştı (uzuvları kesilmişti). Ben örtüyü kaldırmak istedim de, kavmim bana engel oldu. Sonra tekrar örtüyü kaldırmak istedim; kavmim bana yine engel oldu. Bu esnada Rasulullah (sav) elbiseyi kaldırdı veya emretti de kaldırıldı. (Bu sırada) ağlayan veya feryat eden bir kadın sesi işitti; 'Kim bu?' diye sordu. 'Amr'ın kızı veya Amr'ın kız kardeşidir', dediler. "Niye ağlıyor ki! işte melekler, (ruhu) yükseltilinceye kadar onu kanatlarıyla gölgelendirmeye devam edeceklerdir" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkita vardır.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren değişik lafızlı kısım şöyledir: البطن والحرق والغرق شهادة