336 Kayıt Bulundu.
Bize Yusuf b. Yakub es-Saffâr, ona İsmail b. Uleyye, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Enes b. Mâlik, şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe verip "Sancağı Zeyd aldı ve şehit düştü. Sonra onu Cafer aldı ve şehit düştü. Daha sonra Abdullah b. Revâha aldı ve şehit düştü. Ardından emredilmediği halde onu Hâlid b. Velid aldı ve fetih, onunla müyesser oldu. (Şehit düşen kardeşlerimizin) bizim yanımızda olması beni mutlu etmez" buyurdu. Eyyûb der ki: Yahut da Hz. Peygamber (sav), "Yanımızda olmaları onları sevindirmez" buyurdu. Hz. Peygamber bunları söylerken gözlerinden yaş süzülüyordu.
Bize Süreyc, ona el-Mu'âfâ, ona Muğîra b. Ziyâd, ona Ubâde b. Nüsiyy, ona Esved b. Sa'lebe, Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), Ensar'dan bazı kimselerle beni hastayken ziyaret etmek üzere yanıma geldi. 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye sordu. Herkes sustu. Tekrar 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye sordu. Yine kimse cevap vermedi. Tekrar 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye (üçüncü kez) sordu. Eşime (sırtımın arkasına bir şey koyarak) beni doğrult dedim. O da beni doğrulttu. Sonra "Müslüman olup, hicret etmiş ve sonra Allah yolunda öldürülmüş kişi şehittir" dedim. Resulullah (sav) "O halde ümmetimden şehit olanların sayısı azdır" buyurdu (ve şöyle devam etti): "Allah yolunda öldürülmek şehadettir. Karın ağrısından ölmek şehadettir, boğulma şehadettir, lohusanın ölümü şehadettir."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona Saîd b. İbrahim, ona babası İbrahim şöyle rivayet etmiştir: Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir kaftan ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize verilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.
Bize Müsedded, ona Yezîd b. Zürey', ona Avf, ona da Hasna bt. Muaviye es-Suraymiyye dedi ki: Amcam bize şunları söyledi: Ben Hz. Peygamber'e (sav.) kimler cennettedir? diye sordum, O da "peygamberler cennettedir, şehitler cennettedir, çocuklar cennettedir, diri diri toprağa gömülen kız çocukları cennettedir" buyurdu.
Bize Musa, ona Cerîr, ona Ebu Recâ, ona da Semüra, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Bu gece (rüyamda) bana iki adamın gelip beni ağaca çıkarttıklarını gördüm. (Derken) beni en güzel ve en faziletli bir eve soktular. Ondan daha güzeli görmemiştim! (Bana), "Bu ev var ya, şehitlerin evidir!" dediler.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Harise, genç bir delikanlı iken Bedir harbinde vurulup şehit oldu. Annesi Hz. Peygamber'e (sav) gelip “ey Allah'ın Rasulü, Hârise'nin benim yanımdaki konumunu biliyorsun. Eğer o cennette ise, onun acısına sabreder ve sevabını Allah'tan umarım. Eğer başka bir yerde ise, gör o zaman sen bendeki feryadı figanı” dedi. Rasulullah (sav) "yazıklar olsun sana, -aklını mı kaçırdın sen?- Cennet bir tane mi ki? birçok cennet var ve senin oğlun elbette Firdevs Cennetindedir" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyân, ona Amr, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Uhud savaşının yapılacağı gün bir adam Peygamber Efendimizin yanına gelerek, “savaşta öldürülürsem nereye giderim?” diye sordu. Efendimiz "cennete" diye cevapladı. Adam elindeki hurmaları atarak, savaşa koştu ve şehit olana dek savaştı.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona babası İbrahim, şöyle rivayet etmiştir: Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir elbise ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize verilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.
Bana Amr b. Ali, ona Muâz b. Hişâm, ona babası (Hişâm ed-Destevâî), ona da Katâde şöyle demiştir: Ben Arap kabileleri içinde Ensâr'dan daha çok şehit vermiş ve kıyamet günü onlardan daha izzetli hiçbir kabile bilmiyorum. Katâde der ki: Enes b. Mâlik'in bize rivayet ettiğine göre Ensâr'dan, Uhud günü yetmiş, Bi'ru Maûne günü yetmiş ve Yemâme günü de yetmiş kişi şehit edilmiştir. Katâde der ki: Bi'ru Maûne hadisesi Rasulullah (sav) zamanında, Yemâme Savaşı da Ebu Bekir zamanında, Yalancı Museylime günüdür.