Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona da Abdurrahman b. Ka'b b. Mâlik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet demiştir: "Hz. Peygamber (sav), Uhud şehitlerinden iki kişiyi, bir örtünün içine sarıyor, ardından 'Hangisi Kur'an'ı daha çok biliyordu?' diye soruyordu. O iki şehitten biri kendisine gösterilince, mezara önce onu yerleştiriyor ve 'Ben, bu şehitler için kıyamet günü şahitlik yapacağım' diyordu. Hz. Peygamber (sav), şehitlerin kanlarıyla beraber, yıkanmadan ve cenaze namazları da kılınmadan defnedilmelerini istemiştir."


Açıklama: Ölen bir müslüman için kılınan cenaze namazı, onun müslüman olup hayırlı bir insan olduğuna namazını kılan müslüman cemaat tarafından bir şahitliktir. Hz. Peygamber'in (sav) 'Onlar için kıyamet günü ben şahit olacağım' buyurması, muhtemelen şehitlerin cenaze namazlarının kılınmadan defnedilmeleri sebebiyledir.

    Öneri Formu
10067 B001343 Buhari, Cenaiz, 72

Bize Muhammed b. Bekkâr el-Ayşî, ona Mervan; (T) Bize Abdülvehhab b. Abdürrahim el-Cevberî ed-Dımaşkî, ona Mervan, onlara Hilal b. Meymun er-Remlî, ona Ya'lâ b. Şeddâd, ona da Ümmü Harâm, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Denizde başı dönüp kusan kimseye bir şehid, denizde boğularak ölene de iki şehid sevabı vardır."


Açıklama: Hadiste geçen "Denizde başı dönüp kusan kimse..."den kasıt; cihad, hac veya ilim gibi Allah rızası için deniz aşırı yolculuğu çıkan kimselerdir.

    Öneri Formu
15507 D002493 Ebu Davud, Cihad, 9, +

Bize Yezid b. Halid er-Remlî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona da babası (Es'ad b. Sehl), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim samimi bir şekilde Allah'tan (cc) şehit olmayı isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehitler mertebesine ulaştırır."


    Öneri Formu
10378 D001520 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 26

Bize Hişâm b. Ammâr ve Sehl b. Ebu Sehl, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Esved b. Kays, ona da Nübeyh el-Anezî, Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Uhud şehitleri, Medine'nin merkezine getirilmişlerdi. Rasulullah (sav), onların (defnedilmeleri için) şehid edildikleri yerlere geri götürülmelerini emretti."


    Öneri Formu
15127 İM001516 İbn Mâce, Cenâiz, 28

Bize Abdurrahman b. Sellâm, ona Haccâc b. Muhammed, ona Ferac b. Fedâle, ona Abdülhabîr b. Sâbit b. Kays b. Şemmâs, ona babası Kays b. Sâbit, ona da dedesi (Sâbit b. Kays) şöyle rivayet etmiştir: "Kendisine Ümmü Hallâd denen bir kadın, peçeli bir şekilde Hz. Peygamber'e geldi ve savaşta öldürülen oğlunu sordu. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bazıları kadına 'Peçeli bir şekilde oğlunu sormaya mı geldin?' dediklerinde, kadın onlara 'Oğlumu kaybetmiş olsam da haya duygumu kaybetmedim' diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) kadının sorusuna 'Senin oğluna iki şehid sevabı vardır' diye cevap verdi. Kadın 'Neden yâ Rasulullah?' diye sorunca, 'Çünkü onu ehl-i kitaptan biri öldürmüştür' buyurdu."


    Öneri Formu
15495 D002488 Ebu Davud, Cihad, 8

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan (es-Sevrî), ona A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona da Ebu Vâil, Habbâb b. Eret'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Mus'ab b. Umeyr, Uhud günü şehid edilmişti. Üzerinde siyah-beyaz çizgileri olan bedevilerin giydiği bir elbiseden başka bir şey de yoktu. Başını örttüğümüz zaman ayakları açıkta kalıyor, ayaklarını örttüğümüzde de başı açıkta kalıyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "O örtüyü baş tarafından örtünüz. Ayak tarafına da izhir otu koyunuz."


    Öneri Formu
17578 D002876 Ebu Davud, Vesaya, 11

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. İdris, ona Muhammed b. İshak, ona İsmail b. Ümeyye, ona Ebu Zübeyr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kardeşleriniz Uhud'da şehit düşünce Allah, onların ruhlarını cennet nehirlerinde dolaşıp onun meyvelerinden yiyen ve Arş'ın gölgesinde asılı vaziyetteki altından kandillere geri dönen yeşil kuşların kursağına koydu. Şehidler yiyeceklerinin, içeceklerinin ve yattıkları yerlerin hoşluğunu gördüklerinde 'Bizim cennette diri olup rızıklandırıldığımız şu halimizi, cihattan geri durmamaları ve savaştan kaçmamaları için dünyadaki kardeşlerimize kim ulaştırır?' derler. Her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah (cc) 'Sizin durumunuzu onlara ben ulaştırırım' buyurdu ve (Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın...) ayetini sonuna kadar indirdi."


    Öneri Formu
15534 D002520 Ebu Davud, Cihad, 25

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona Amr b. Meymûn, ona Abdullah b. Rübeyyi'a, ona da Ubeyd b. Halid es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) iki kişiyi kardeş ilan etmişti. Biri savaşta öldürüldü, diğeri de yaklaşık bir hafta sonra vefat etti. Vefat edenin cenaze namazını kıldığımızda, Rasulullah (sav) 'Ne dediniz?' buyurdu. Biz de 'Onun için dua edip, Allah'ım onu bağışla ve ölen kardeşine yoldaş eyle' dedik. Hz. Peygamber (sav) de 'Vefat edenin namazı nere, şehidin namazı nere? Vefat edenin orucu nere, şehidin orucu nere? (Hadisin râvisi Şu'be, Hz. Peygamber'in burada orucu söyleyip söylemediği konusunda şüpheye düşmüştür) Vefat edenin ameli nere, şehidin ameli nere? İkisi arasında gök ile yeryüzü arasındaki kadar mesafe vardır' buyurdu."


    Öneri Formu
15538 D002524 Ebu Davud, Cihad, 27

Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Mâlik, ona da Seleme b. Evkâ şöyle rivayet etmiştir: "Hayber günü kardeşim kıyasıya savaşırken, birden kılıcı (yanlışlıkla) kendisine döndü ve onu öldürdü. Hz. Peygamber'in (sav) ashabı (onun şehadeti konusunda) şüpheye düşüp 'Kendi silahıyla ölen adam!' diye konuşmaya başladılar. Bunun üzerine Nebî (sav) 'O, cihad eden bir mücahid olarak ölmüştür' buyurdu." [İbn Şihâb şöyle demiştir: Sonraları Seleme b. Ekva'nın oğluna bu hadisi sorduğumda, bana hadisi babasından aynı şekilde nakletti. Farklı olarak sadece, Hz. Peygamber'in (sav) 'Yalan söylemişler! O, cihad eden bir mücahid olarak ölmüştür ve ona iki şehit sevabı vardır' buyurduğunu söyledi.]


    Öneri Formu
15552 D002538 Ebu Davud, Cihad, 38

Bize Hişam b. Halid ed-Dımaşkî, ona Velid (b. Müslim), ona Muaviye b. Ebu Sellâm, ona babası (Sellâm), ona da dedesi (Ebû Sellâm Mamtûr el-Habeşî), Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bir kişiden şöyle rivayet etmiştir: "Cuheyne kabilesinden bir mahalleye baskın düzenlemiştik. Müslümanlardan bir kişi, onlardan bir kişiyle çarpıştı. Kılıcıyla ona hamle yaptı ama kılıç düşmanını ıskalayıp kendisine isabet etti. Rasulullah (sav) 'Ey Müslümanlar! O, sizin kardeşinizdir (yardım etsenize)' buyurdu. Orada bulunanlar hemen yanına koştular ancak onun öldüğünü gördüler. Rasulullah (sav), onu kanlı elbiseleriyle birlikte sardı, cenaze namazını kıldı ve defnetti. İnsanlar 'Ya Rasulallah! O, şehit midir?' diye sorduklarında, 'Evet, ben de ona şahidim' buyurdu." [Ebu Davud 'Bu rivayeti Muâviye kardeşinden, kardeşi de dedesinden nakletmiştir. Râvinin tam adı, Muaviye b. Sellâm b. Ebu Sellâm'dır' açıklamasında bulunmuştur.]


    Öneri Formu
15553 D002539 Ebu Davud, Cihad, 38