337 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Şebâbe b. Sevvâr el-Fezârî, ona İsrail, ona da Ebu İshak, Berâ'nın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Demir maskeli bir adam, Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Önce savaşayım, sonra İslam'a girerim' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Önce Müslüman ol, sonra savaş' buyurdu. Adam Müslüman oldu ve savaşa girişti, savaşta da öldü. Hz. Peygamber (sav) o kişi hakkında 'Az amel işledi, fakat çok sevap kazandı' buyurdu.
Bize Amr b. Osman, ona Bakiyye, ona Bahîr, ona Halid, ona İbn Ebu Bilal, ona da İrbâz b. Sâriye, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehitler ve yataklarında ölenler, vebadan dolayı ölenlere (onların ahiretteki durumuna) dair Rablerinin huzurunda çekişirler. Şehitler 'Vebadan ölen kardeşlerimiz, tıpkı bizim öldürüldüğümüz gibi öldürülmüşlerdir' derken, yataklarında ölenler 'Vebadan ölen kardeşlerimiz, tıpkı bizim öldüğümüz gibi yataklarında ölmüşlerdir' diye iddia ederler. Bunun üzerine Rabbimiz, 'Vebadan ölenlerin yaralarına bir bakın. Şayet yaraları şehitlerin yaralarına benziyorsa, onlar da şehitlerden sayılır ve onlarla birliktedirler' buyurur. Bakarlar ki, vebadan ölenlerin yaraları, şehitlerin yaralarına benziyor."
Açıklama: Bu tartışmanın cennette mi yoksa cennete girmeden hemen önce mi meydana geldiği hususunda ihtilaf edilmiştir (Vellevî, Zehîratü'l-'Ukbâ, XXVI, 264). Bu diyaloğun, yaşanması gereken gerçek bir olay olmayacağını düşünmek de makul olup hadisi, şehitlik mertebesinin faziletine işaret eden bir teşvik olarak anlamak da muhtemeldir. Öyle ki, şehitliğe erişmek, ahirette; hatta cennette dahi müslümanların hâlâ arzuladığı bir mertebe konumundadır.
Bize Amr b. Osman, ona Bakiyye, ona Bahîr b. Sa'd, ona Hâlid b. Ma'dân, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da İbn Ebu Amîra, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehit hariç, Rabbinin mülüman olarak canını aldığı hiçbir kimse, dünya ve içindekiler kendisinin olsa bile sizin yanınıza (dünyaya) geri dönmeyi arzulamaz." İbn Ebu Amîra ayrıca Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu da söylemiştir: "Allah yolunda öldürülmem bana, bedevilerin ve şehirlilerin sahip oldukları şeylerin benim olmasından daha hoş gelir."
Bize Harun b. Muhammed b. Bekkâr, ona Muhammed b. İsa b. Kâsım b. Sümey, ona Zeyd b. Vâkid, ona Kesîr b. Mürre, ona da Ubâde b. Sâmit, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yeryüzünde, şehit olanlar dışında, Allah nezdinde hayra nâil olan hiçbir kimse, dünyadaki her şeye sahip olacak olsa bile sizin yanınıza dönmeyi istemez. Şehit ise dünyaya dönüp Allah yolunda bir kez daha öldürülmeyi arzular."
Bize Yunus b. Abdüla'lâ, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Abdullah b. Sa'lebe el-Hadramî, ona İbn Huceyre, ona da Ukbe b. Âmir, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şu beş şeyden biri sebebiyle ölenler şehittir: Allah yolunda öldürülen kimse şehittir. Allah yolunda boğularak ölen kimse şehittir. Allah yolunda karın hastalığına tutulup ölen kimse şehittir. Allah yolunda vebaya yakalanıp ölen kimse şehittir. Allah yolunda lohusa iken ölen kadın da şehittir."
Bize Hişâm b. Ammâr, ona Süfyan, ona Zührî, ona Talha b. Abdullah b. Avf, ona da Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl, Nebî'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Malı uğrunda öldürülen kimse şehittir."
Bize Halil b. Amr, ona Mervan b. Muâviye, ona Yezid b. Sinan el-Cezerî, ona Meymûn b. Mihrân, ona da İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kimin yanına gelinip malı elinden alınmak üzere onunla savaşılır, o da (vermemek için) mücadele eder ve o uğurda öldürülürse, o kimse şehittir."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehitler hariç, Allah nezdinde (ahirette) hayırlı bir konumda bulunup da dünya ve içindekiler kendisinin olacak olsa bile dünyaya dönmeyi hiç kimse istemez. Şehit edilmenin faziletini gördüğü için, şehitler dünyaya dönüp bir kez daha öldürülmeyi arzu eder."
Bize Sadaka b. Fadl, ona (Süfyan) b. Uyeyne, ona da Muhammed b. Münkedir, Câbir b. Abdullah)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Uhud Savaşı'nda şehit olan) babam, organları tahrip edilmiş bir vaziyette getirilip Rasulullah'ın (sav) önüne bırakıldı. Yüzünü açmaya yeltendim, amam kavmim buna engel oldu. Derken Rasulullah (sav), bir kadının çığlığını duydu. (Çığlığı atanın) Amr'ın kızı ya da Amr'ın kız kardeşi olduğu söylenildiğinde, Rasulullah (sav) 'Niçin ağlıyor ki?' ya da 'Ağlamasın! Zira melekler, kanatlarıyla onu gölgelemeye devam etmektedirler' buyurdu." [Buhari, Sadaka b. Fadl'e 'Bu rivayette 'Cenazesi kaldırılıncaya kadar (onu gölgeliyorlar)' ifadesi yok muydu?' diye sorduğunda, Sadaka 'Râvi o ifadeyi de zikretmiş olabilir' diye cevap verdi.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehitler hariç cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olacak olsa dahi dünyaya geri dönmeyi istemez. Şehitler ise (şehit olurken) gördüğü değerden dolayı, dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi arzular."