Giriş

Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, oona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) Necâşî’nin vefat ettiği gün (Necâşî’nin) vefat haberi verildi. Rasulullah (sav), insanlarla birlikte namazgâha çıktı, (cenaze namazı için) saf tuttu ve (cenaze namazında) dört defa tekbir getirdi."


Açıklama: İslam tarihi boyunca hayırla yâd edilen Necâşî’nin ölüm haberini bizzat Müslümanlara Hz. Peygamber (sav), vermiş ve onun gıyabında cenaze namazını kıldırmıştır. Allah Resûlü (sav) ashâbıyla saf tutmuş ve kılınan bu giyabî cenaze namazında dört tekbir getirmiştir.

    Öneri Formu
9555 B001245 Buhari, Cenaiz, 4

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine İbn Fudayl, ona da Umare hadisi bu isnadla, Ebu Zür'a'dan, o da Ebu Hureyre'den, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, kendi yolunda (gazaya) çıkana kefil olmuş ve şöyle buyurmuştur: Onu sadece benim yolunda cihad etmesi, bana iman etmesi ve peygamberlerimi tasdik etmesi gazaya çıkarmıştır. Bu sebeple onu cennete sokmak veya çıktığı yere elde ettiği sevap yahut ganimetle döndürmek bana aittir. Muhammed'in canını kudret elinde bulundurana yemin olsun ki, Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet günü yaralandığı haliyle gelir; rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusudur. Muhammed'in canını kudret elinde bulundurana yemin olsun ki, müslümanlara zor gelmese Allah yolunda gaza eden hiçbir seriyyeden geri kalmazdım. Ancak bir imkan bulamıyorum ki onlara binek temin edeyim. Onlar da buna imkan bulamıyorlar ki (kendileri çıksınlar). Gazaya gelmeyip ardımda kalmaları da onlara ağır gelecektir. Muhammed'in canını kudret elinde bulundurana yemin olsun ki, Allah yolunda gaza edip öldürülmeyi, sonra yine gaza edip öldürülmeyi, ardından tekrar gaza edip öldürülmeyi isterdim."


    Öneri Formu
3007 M004860 Müslim, İmare, 103

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (b. Sa'd), ona Yezid b. Ebu Habib, ona da Ebu Hayr, Ukbe b. Amir'in şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bir gün dışarı çıktı. Uhud şehitlerine ölüye namaz kılar gibi (gıyabî) cenaze namazı kıldı. Sonra minbere çıktı ve şöyle buyurdu: "Ben, (Kevser Havuzu'nun başına) sizden önce varanım. Ben sizin üzerinizde bir şahidim. Vallahi şu anda Havuzumu görmekteyim. Bana yeryüzü hazinelerinin anahtarları verildi. Vallahi, benden sonra sizin Allah’a ortak koşacağınızdan korkmuyorum. Fakat dünya (malı) konusunda birbirinizle yarışa girmenizden korkuyorum.”


    Öneri Formu
6857 M005976 Müslim, Fadâil, 30

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Vehb b. Cerir, ona babası (Cerir), ona Yahya b. Eyyub, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Mersed, ona da Ukbe b. Âmir şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Uhud şehitlerinin üze­rine cenaze namazı kıldı. Sonra minbere çıktı. Dirilerle ölülere veda eden gibi şunları söyledi: "Ben havzun başına sizden önce varacağım. Gerçekten onun genişliği Eyle ile Cuhfe arası gibidir. Ben sizin benden sonra şirk koşacağınızdan endişe ediyor değilim. Ancak ben sizin dünya hakkında yarışa girişeceğinizden ve birbirinizle çarpışıp sizden öncekilerin helak olduğu gibi helak olaca­ğınızdan korkuyorum." [Ukbe der ki: Bu benim Rasulullah'ı (sav) minber üze­rinde son görüşüm oldu.]


    Öneri Formu
6858 M005977 Müslim, Fadâil, 31

Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî ve Amr en-Nakıd, onlara Süfyan, ona Ubeydullah, ona Süfyan b. Uyeyne, ona da İbn Münkedir, Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Uhud gününde babamı, kendisine müsle yapılmış (uzuvları kesilip işkence edilmiş) bir halde, bir elbiseye sarılı olarak getirdiler. Üzerindeki örtüyü kaldırmak istediğimde, kavmim bana engel oldu. Sonra tekrar örtüyü kaldırmak istedim, kavmim yine engel oldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) elbiseyi kaldırdı veya kaldırılmasını istedi. Örtü açıldığında Hz. Peygamber (sav), ağlayan veya feryat eden bir kadın sesi işitti ve "kim bu ağlayan" diye sordu. Amr'ın kızıdır veya Amr'ın kız kardeşidir dediklerinde, "niye ağlıyor ki! İşte melekler, ruhu semaya çıkıncaya dek onu kanatlarıyla göl­gelemeye devam ediyorlar" buyurdu.


    Öneri Formu
7542 M006354 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 129

Bize Said b. Âmir, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Abdullah b. Mürre, ona da Mesrûk şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah (b. Mesud)'a şehitlerin ruhları hakkında sorduk. Abdullah olmasaydı kimse bize bu hadisi rivayet etmezdi. Dedi ki: Şehitlerin ruhları, kıyamet gününde Allah katında, Arş'a asılı kandilleri olan yeşil kuşların kursaklarında olacaktır. O kuşlar, cennette diledikleri gibi gezip dolaşır, ardından kandillerine geri dönerler. Rableri onları gözetleyip 'Karşılanmasını istediğiniz bir ihtiyacınız var mı?' buyurur, onlar da 'Hayır, sadece dünyaya dönüp bir kez daha şehit edilmeyi isteriz' derler."


    Öneri Formu
43823 DM002454 Darimi, Cihad, 19


    Öneri Formu
7360 M006247 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 50


    Öneri Formu
7361 M006248 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 50


    Öneri Formu
7543 M006355 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 130


    Öneri Formu
7544 M006356 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 130