337 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mansûr, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd,ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (cc), biri diğerini öldürüp de ardından ikisi de cennete giren şu iki kişinin durumuna hayret eder. (Bir başka defasında Hz. Peygamber (sav) 'Allah (cc) bu duruma sevinir' buyurmuştur."
Açıklama: Hadiste, kâfir birinin müslümanı öldürüp müslümanın cennete girdiği, ardından kafirin müslüman olup öldürdüğü müslüman gibi cenette girdiği anlatılmak istenmiştir. Hadislerde Allah'a nisbet edilen "hayret etmek" ve "sevinmek" fiilleri, teşbihe kaçmamak için "rahmetiyle tecelli eder, memnun olur" şeklinde anlaşılmalıdır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âmir, ona Abdülaziz b. Muttalib, ona Abdullah b. Hasen, ona Abdurrahman el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Malı elinden zulüm yoluyla haksız olarak alınmak istenip de bu uğurda öldürülen kimse, şehittir."
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?" diye ashâbına sorduğunda, onlar 'Ya Rasulallah! Kim Allah yolunda öldürülürse onlar şehittir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O halde ümmetimin şehitleri pek azdır" buyurdu. Ashâb 'Ya Rasulallah! Öyleyse kimler şehittir?' diye sorduklarında ise şöyle cevap verdi: 'Allah yolunda öldürülen kimse şehittir. Allah yolunda ölen kimse de şehittir. Vebadan ölen kimseler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir'." [İbn Mıksem 'Baban bu hadisi naklederken şunu da ilave ettiğine ben şahidimdir' demiştir: 'Boğularak ölen kimseler de şehittir'.]
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Vekî, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah Teala, (savaşta) biri diğerini öldürüp, ikisi de cennete girmeyi hak eden iki kuluna tebessüm eder (onlardan razı olur). Şöyle ki, onlardan biri Allah yolunda çarpışarak şehid düşer. Sonra Allah onu öldüren kimseye hidayet verir, o da Müslüman olur. Sonra o da Allah yolunda cihad eder ve neticede o da şehid olur."
Bize Abdulhamid b. Beyân el-Vâsıtî, ona Halid, ona da Süheyl, bu hadisi babasından, o Ebu Hureyre'den o da Rasulullah'tan (sav) bu isnadla (önceki) hadisin benzeri şekilde rivayet etmiştir. Buna göre: "Hz. Peygamber (sav) ashâbına 'Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?' diye sorduğunda, onlar 'Ya Rasulallah! Kim Allah yolunda öldürülürse onlar şehittir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O halde ümmetimin şehitleri pek azdır" buyurdu. Ashâb 'Ya Rasulallah! Öyleyse kimler şehittir?' diye sorduklarında ise şöyle cevap verdi: 'Allah yolunda öldürülenler şehittir. Allah yolunda ölenler de şehittir. Vebadan ölen kimseler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir'." [Ancak bu isnadla gelen hadiste, Süheyl, Abdullah b. Mıksem'in kendisine 'Ben şahidim ki baban bu hadisi naklederken şu lafızları da ilave etmiştir: 'Boğularak ölen kimseler de şehittir' demiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübârek, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Âmir el-Ukaylî, ona babası (Ukbe el-Ukaylî), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cennete girecek üç sınıf insan bana gösterildi: Şehit, iffetli ve kanaatkâr kimse ile Allah'a güzelce ibadet edip efendilerinin hakkını gözeten köle." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Behz, ona Vüheyb, ona da Süheyl, hadisi bu isnadla Ebu Hureyre'den şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) 'Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?' diye ashâbına sorduğunda, onlar 'Ya Rasulallah! Kim Allah yolunda öldürülürse, o şehittir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O zaman ümmetimin şehitleri pek az olur' buyurdu. Ashâb 'Ya Rasulallah! Öyleyse kimler şehittir?' diye sorduklarında ise şöyle cevap verdi: 'Allah yolunda öldürülen kimse şehittir. Allah yolunda ölen kimse de şehittir. Vebadan ölen kimseler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir'." [İbn Mıksem 'Ben babanın bu hadisi naklederken şunu da ilave ettiğine şahidim' demiştir: 'Boğularak ölen kimse de şehittir.' Ubeydullah b. Miksem, bu hadisi ayrıca Ebu Salih'ten rivayet etmiş ve rivayetinde 'Boğularak ölen kimse şehittir" ilavesinde bulunmuştur.]
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Ahmed b. Nasr en-Neysâbûrî ve daha pek çok kimse, onlara Safvân b. İsa, ona Muhammed b. Aclân, ona Ka'kâ b. Hakîm, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehidin öldürülürken duyduğu acı, sizden birinin ancak sinek ısırmasından duyduğu acı kadardır." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir.]
Bize İmrân b. Yezid, ona Hâtim b. İsmail, ona Muhammed b. Aclân, ona Ka'kâ b. Hakîm, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şehit, ölümün acısını, sizden birinin kendisini ısıran sineğin tattığı acı kadar hisseder."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fadl, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah kendi yolunda gazaya çıkan için (mükafatını) hazırlayıp şöyle buyurmuştur: 'Onu yurdundan, sadece benim yolumda cihad etmek, bana iman edip peygamberlerimi tasdik etmek çıkarmıştır. Bu sebeple onu cennete koymak ya da çıktığı evine onu sevabını yahut ganimeti elde etmiş vaziyette döndürmek benim üzerimdedir.' Ardından Hz. Peygamber (sav) 'Canım kudret elinde olan Allah'a (cc) yemin olsun ki, müslümanlara zor gelmeyecek olsaydı, Allah yolunda gazaya çıkan hiçbir bir müfrezeden asla geri kalmazdım. Ancak ne ben onları bindireceğim bir binek bulabilirim ne de onlar beni takip edecek maddi imkana sahipler. Zira (benim cihada çıkıp da) onların arkamda geri kalmaları, onları memnun etmeyecektir. Muhammed'in canını kudret elinde bulunduran Allah'a (cc) yemin olsun ki, Allah yolunda gazaya çıkıp öldürülmeyi, sonra yine gazaya çıkıp öldürülmeyi, ardından tekrar gazaya çıkıp öldürülmeyi isterim' buyurdu.