Öneri Formu
Hadis Id, No:
36002, MU000786
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ أَنَّهُ مَرَّ بِهِ قَوْمٌ مُحْرِمُونَ بِالرَّبَذَةِ فَاسْتَفْتَوْهُ فِى لَحْمِ صَيْدٍ وَجَدُوا نَاسًا أَحِلَّةً يَأْكُلُونَهُ فَأَفْتَاهُمْ بِأَكْلِهِ قَالَ ثُمَّ قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَسَأَلْتُهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ بِمَ أَفْتَيْتَهُمْ قَالَ فَقُلْتُ أَفْتَيْتُهُمْ بِأَكْلِهِ . قَالَ فَقَالَ عُمَرُ لَوْ أَفْتَيْتَهُمْ بِغَيْرِ ذَلِكَ لأَوْجَعْتُكَ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’i Abdullah b. Ömer’e şu hadisi rivayet ederken dinlemiştir: Kendisi Rebeze’de ihrama girmiş bir topluluğun yanından geçerken, bir av hayvanı etini yemekte olduklarını gördükleri ihramsız kimseler hakkındaki durumuna dair ona fetva sordular. O da kendilerine o av hayvanı etinden yiyebileceklerine dair fetva verdi. (Ebu Hureyre) dedi ki: Sonra Medine’ye Ömer b. el-Hattâb’ın yanına gittim, ona bunun hükmünü sordum. (Ömer): Peki, sen onlara nasıl fetva verdin? dedi. Ebu Hureyre dedi ki: Ben onlara ondan yiyebileceklerinin fetvasını verdim, dedi. Bu sefer Ömer: Eğer onlara başka bir fetva vermiş olsaydın, mutlaka senin canını yakacak bir ceza verirdim, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 786, 1/126
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36482, MU000937
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَضَى فِى الضَّبُعِ بِكَبْشٍ وَفِى الْغَزَالِ بِعَنْزٍ وَفِى الأَرْنَبِ بِعَنَاقٍ وَفِى الْيَرْبُوعِ بِجَفْرَةٍ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Ebu’z-Zübeyr’in rivayet etiğine göre Ömer b. el-Hattâb, (ihramlı iken) sırtlanı öldürenin bir koç, ceylan öldürenin bir keçi, tavşan öldürenin bir oğlak ve tarla faresi öldürenin de dört aylık bir oğlak fidye vereceğine hükmetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 937, 1/151
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36483, MU000938
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ قُرَيْرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ إِنِّى أَجْرَيْتُ أَنَا وَصَاحِبٌ لِى فَرَسَيْنِ نَسْتَبِقُ إِلَى ثُغْرَةِ ثَنِيَّةٍ فَأَصَبْنَا ظَبْيًا وَنَحْنُ مُحْرِمَانِ فَمَاذَا تَرَى فَقَالَ عُمَرُ لِرَجُلٍ إِلَى جَنْبِهِ تَعَالَ حَتَّى أَحْكُمَ أَنَا وَأَنْتَ . قَالَ فَحَكَمَا عَلَيْهِ بِعَنْزٍ فَوَلَّى الرَّجُلُ وَهُوَ يَقُولُ هَذَا أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ لاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَحْكُمَ فِى ظَبْىٍ حَتَّى دَعَا رَجُلاً يَحْكُمُ مَعَهُ . فَسَمِعَ عُمَرُ قَوْلَ الرَّجُلِ فَدَعَاهُ فَسَأَلَهُ هَلْ تَقْرَأُ سُورَةَ الْمَائِدَةِ قَالَ لاَ . قَالَ فَهَلْ تَعْرِفُ هَذَا الرَّجُلَ الَّذِى حَكَمَ مَعِى فَقَالَ لاَ . فَقَالَ لَوْ أَخْبَرْتَنِى أَنَّكَ تَقْرَأُ سُورَةَ الْمَائِدَةِ لأَوْجَعْتُكَ ضَرْبًا ثُمَّ قَالَ إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ فِى كِتَابِهِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ وَهَذَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Abdülmelik b. Kurayr, ona Muhammed b. Sîrîn’in rivayet ettiğine göre, bir adam Ömer b. el-Hattâb’a gelerek: Bir arkadaşım ile birlikte bir tepedeki dar bir yola kadar yarışmak maksadıyla atlarımızı koşturduk, ikimiz de ihramlı olmakla birlikte bir ceylan avladık. Bu hususta ne dersin? dedi. Ömer yanındaki birisine: Gel, ben ve sen bu hususta hüküm verelim, dedi. (Muhammed b. Sîrîn) dedi ki: Her ikisi de o kişi hakkında bir keçi fidye vermesine hükmettiler. Adam: Bir de müminlerin emiri olacak! Bir ceylan hakkında tek başına hüküm veremediği için kalktı, onunla birlikte hüküm versin diye bir adam daha çağırdı, diyerek arkasını dönüp gitti. Ömer adamın söylediklerini işitince onu çağırdı ve ona: Sen Mâide suresini biliyor musun? dedi. Adam: Hayır, dedi. Ömer: Peki benimle beraber bu hükmü veren bu adamın kim olduğunu biliyor musun? dedi. Adam yine: Hayır, dedi. Ömer: Eğer bana Mâide suresini bildiğini haber vermiş olsaydın, canını acıtacak kadar seni döverdim, dedikten sonra şunları söyledi: Şanı yüce ve mübarek Allah, Kitab-ı Kerim’inde: “… cezası: sizden iki adaletli kimsenin hükmü ile öldürdüğü hayvanın benzeri Kâbe’ye ulaştırılacak bir hayvan kurban etmektir” (Maide, 5/95) buyurmaktadır. Bu kişi de Abdurrahman b. Avf’dır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 938, 1/151
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36484, MU000939
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ أَنَّ أَبَاهُ كَانَ يَقُولُ فِى الْبَقَرَةِ مِنَ الْوَحْشِ بَقَرَةٌ وَفِى الشَّاةِ مِنَ الظِّبَاءِ شَاةٌ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Hişâm b. Urve’nin rivayet ettiğine göre babası yaban sığırı(nın ihramlı tarafından öldürülmesinin cezası) hususunda bir (evcil) sığır, ceylan (öldüren) hakkında da bir koyun fidye verir, dermiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 939, 1/151
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36485, MU000940
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ فِى حَمَامِ مَكَّةَ إِذَا قُتِلَ شَاةٌ . وَقَالَ مَالِكٌ فِى الرَّجُلِ مِنْ أَهْلِ مَكَّةَ يُحْرِمُ بِالْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ وَفِى بَيْتِهِ فِرَاخٌ مِنْ حَمَامِ مَكَّةَ فَيُغْلَقُ عَلَيْهَا فَتَمُوتُ فَقَالَ أَرَى بِأَنْ يَفْدِىَ ذَلِكَ عَنْ كُلِّ فَرْخٍ بِشَاةٍ . قَالَ مَالِكٌ لَمْ أَزَلْ أَسْمَعُ أَنَّ فِى النَّعَامَةِ إِذَا قَتَلَهَا الْمُحْرِمُ بَدَنَةً . قَالَ مَالِكٌ أَرَى أَنَّ فِى بَيْضَةِ النَّعَامَةِ عُشْرَ ثَمَنِ الْبَدَنَةِ كَمَا يَكُونُ فِى جَنِينِ الْحُرَّةِ غُرَّةٌ عَبْدٌ أَوْ وَلِيدَةٌ وَقِيمَةُ الْغُرَّةِ خَمْسُونَ دِينَارًا وَذَلِكَ عُشْرُ دِيَةِ أُمِّهِ وَكُلُّ شَىْءٍ مِنَ النُّسُورِ أَوِ الْعِقْبَانِ أَوِ الْبُزَاةِ أَوِ الرَّخَمِ فَإِنَّهُ صَيْدٌ يُودَى كَمَا يُودَى الصَّيْدُ إِذَا قَتَلَهُ الْمُحْرِمُ وَكُلُّ شَىْءٍ فُدِىَ فَفِى صِغَارِهِ مِثْلُ مَا يَكُونُ فِى كِبَارِهِ وَإِنَّمَا مَثَلُ ذَلِكَ مَثَلُ دِيَةِ الْحُرِّ الصَّغِيرِ وَالْكَبِيرِ فَهُمَا بِمَنْزِلَةٍ وَاحِدَةٍ سَوَاءٌ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in rivayet ettiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb, Mekke güvercinlerinin öldürülmesi halinde: Bir koyun (fidye düşer), dermiş.
Mâlik dedi ki: Mekke halkından olup, hac yahut umre yapmak niyetiyle ihrama giren bir kimsenin eğer evinde Mekke güvercinlerinin yavruları bulunuyorsa, üzerlerine kapıları kapattığı için bu güvercinler ölürse, benim görüşüme göre, böyle bir kişi o güvercin yavrularının her birisi için fidye olarak bir koyun kurban eder.
Mâlik dedi ki: Ben, ihramlı bir kimsenin öldürdüğü deve kuşu hakkında hep bir büyük baş fidye vermesi gerektiğini işitip durmuşumdur.
Mâlik dedi ki: Benim görüşüme göre, deve kuşu yumurtası hakkında bir büyük baş hayvan bedelinin onda biri fidye verilir. Tıpkı hür bir kadının cenini hakkında elli dinar değerinde (küçük yaşta bir) erkek köle ya da küçük yaşta bir kız kölenin verilmesi gerektiği gibi. Böyle birisinin değeri ise elli dinardır. Bu da ceninin annesinin kıymetinin onda biridir. Kartal, doğan, şahin yahut da akbaba gibi bütün yırtıcı hayvanlar bir av hayvanı olup, bunların da fidyesi ihramlı bir kimsenin av hayvanını öldürmesi halinde fidyesinin ödendiği gibi ödenir. Fidyesi verilen her bir şeyin küçüklerinin fidyesi tıpkı büyüklerinin fidyesi gibidir. Bunun misali ise küçük ve büyük yaşlardaki hür kimsenin diyetidir. Her ikisi de aynı değerdedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 940, 1/151
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36486, MU000941
Hadis:
حدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ إِنِّى أَصَبْتُ جَرَادَاتٍ بِسَوْطِى وَأَنَا مُحْرِمٌ . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ أَطْعِمْ قَبْضَةً مِنْ طَعَامٍ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem’in rivayet ettiğine göre, bir adam Ömer b. el-Hattâb’a gelerek: Ey müminleri emiri, ihramlı olduğum halde kamçım ile çekirgelere vurarak onları öldürdüm, dedi. Ömer ona: Sen de (fidye olarak) bir avuç yiyecek (buğday) ver, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 941, 1/152
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36487, MU000942
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَسَأَلَهُ عَنْ جَرَادَاتٍ قَتَلَهَا وَهُوَ مُحْرِمٌ فَقَالَ عُمَرُ لِكَعْبٍ تَعَالَ حَتَّى نَحْكُمَ . فَقَالَ كَعْبٌ دِرْهَمٌ . فَقَالَ عُمَرُ لِكَعْبٍ إِنَّكَ لَتَجِدُ الدَّرَاهِمَ لَتَمْرَةٌ خَيْرٌ مِنْ جَرَادَةٍ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in rivayet ettiğine göre, bir adam Ömer b. el-Hattâb’ a gelerek ona ihramlı olduğu halde öldürdüğü birkaç çekirgeye dair soru sordu. Ömer, Ka‘b’a: Gel de, hüküm verelim, dedi. Ka‘b: Bir dirhem (versin), dedi. Ömer Ka‘b’a: Senin galiba dirhemlerin çoktur. Hâlbuki bir tek hurma tanesi bile bir çekirgeden çok daha değerlidir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 942, 1/152
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43348, DM001984
Hadis:
- أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَمَّارٍ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ الضَّبُعِ ، فَقَالَ :« هُوَ صَيْدٌ وَفِيهِ كَبْشٌ إِذَا أَصَابَهُ الْمُحْرِمُ ».
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Cerir b. Hâzim’in şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr’in kendisine Abdurrahman b. Ebu Ammâr, ona da Câbir’in şöyle dediğini rivayet ederken dinledim: Rasulullah’a (sav) sırtlana dair soru sorulunca, O: “O bir av hayvanıdır ve ihramlı bir kişi onu avlayacak olursa bir koç kurban etmesi gerekir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 90, 2/1235
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. İbn Ebu Ammar Abdurrahman b. Abdullah el-Kus (Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Ammar)
3. Abdullah b. Ubeyd el-Leysi (Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr b. Katade b. Sad b. Amir)
4. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
Hac, ihramlı iken avlanma,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14845, T000849
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ الصَّعْبَ بْنَ جَثَّامَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِهِ بِالأَبْوَاءِ أَوْ بِوَدَّانَ فَأَهْدَى لَهُ حِمَارًا وَحْشِيًّا فَرَدَّهُ عَلَيْهِ فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا فِى وَجْهِهِ مِنَ الْكَرَاهِيَةِ قَالَ « إِنَّهُ لَيْسَ بِنَا رَدٌّ عَلَيْكَ وَلَكِنَّا حُرُمٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ ذَهَبَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ إِلَى هَذَا الْحَدِيثِ وَكَرِهُوا أَكْلَ الصَّيْدِ لِلْمُحْرِمِ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا وَجْهُ هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَنَا إِنَّمَا رَدَّهُ عَلَيْهِ لَمَّا ظَنَّ أَنَّهُ صِيدَ مِنْ أَجْلِهِ وَتَرَكَهُ عَلَى التَّنَزُّهِ . وَقَدْ رَوَى بَعْضُ أَصْحَابِ الزُّهْرِىِّ عَنِ الزُّهْرِىِّ هَذَا الْحَدِيثَ وَقَالَ أَهْدَى لَهُ لَحْمَ حِمَارِ وَحْشٍ . وَهُوَ غَيْرُ مَحْفُوظٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَزَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre İbn Abbas kendisine şunu haber vermiştir: es-Sa‘b b. Cessâme’nin kendisine haber verdiğine göre Rasulullah (sav) Ebvâ’da ya da Veddân’da iken yanından geçmiş, kendisine yabani bir eşek eti hediye ettiği halde hediyesini geri çevirmişti. Rasulullah (sav), yüzünden onun hoşlanmadığının ifadelerini görünce: “Biz seni(n hediyeni) reddetmiş değiliz, ama biz ihramlıyız” buyurmuştu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Nebi’nin (sav) ashabı arasından ve diğerleri arasından ilim ehli bir topluluk, bu hadis doğrultusunda kanaat sahibi olmuş olup, ihramlı kimsenin av hayvanı etini yemesini mekruh görmüşlerdir. Şâfiî ise şöyle açıklamıştır: Bize göre bu hadisin açıklaması şudur: Ona bu hediyeyi geri vermesi, o yaban eşeğinin kendisi için avlanmış olduğunu zannetmesi dolayısıyla olmuş ve bunu tenezzühen (böyle bir ihtimalden sakınmak amacıyla) terk etmiş (yememiş) idi.
Ez-Zührî’nin arkadaşlarından birisi ise ez-Zührî yoluyla bu hadisi rivayet etmiş ve: Ona bir yaban eşeği eti hediye edilmişti, demiştir; ama bu mahfuz bir rivayet değildir.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Ali ve Zeyd b. Erkam tarafından da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 26, 3/206
Senetler:
()
Konular:
Avlanma, avlanmayla ilgili hükümler
Hac, ihramlı iken avlanma,
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Yiyecekler, yaban eşeğinin eti
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ كَعْبَ الأَحْبَارِ أَقْبَلَ مِنَ الشَّامِ فِى رَكْبٍ حَتَّى إِذَا كَانُوا بِبَعْضِ الطَّرِيقِ وَجَدُوا لَحْمَ صَيْدٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ بِأَكْلِهِ قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بِالْمَدِينَةِ ذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ مَنْ أَفْتَاكُمْ بِهَذَا قَالُوا كَعْبٌ . قَالَ فَإِنِّى قَدْ أَمَّرْتُهُ عَلَيْكُمْ حَتَّى تَرْجِعُوا ثُمَّ لَمَّا كَانُوا بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ مَرَّتْ بِهِمْ رِجْلٌ مِنْ جَرَادٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ أَنْ يَأْخُذُوهُ فَيَأْكُلُوهُ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ذَكَرُوا لَهُ ذَلِكَ فَقَالَ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ تُفْتِيَهُمْ بِهَذَا قَالَ هُوَ مِنْ صَيْدِ الْبَحْرِ . قَالَ وَمَا يُدْرِيكَ قَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ هِىَ إِلاَّ نَثْرَةُ حُوتٍ يَنْثُرُهُ فِى كُلِّ عَامٍ مَرَّتَيِْن . و سئل مالك عما يوجد من لحوم الصيد على الطريق هل يبتاعُه المحرم فقال أما ما كان من ذلك يُعتَرَضُ به الحاج و من أجلهم صيد فإني أكرهه و أنهى عنه فأما أن يكون عند رجل لم يرد به المحرمِين وجده مُحرِمٌ فابتاعه فلا بأس به قال مالك فيمن أحرم عنده صيد قد صاده أو إبتاعه فليس عليه أن يُرسِله و لا بأس أن يَجعله عند أهله قال مالك فى صيد الحيتان فى البحر والأنهار والبِرَك وما أشبه ذلك إنه حلال للمحرم أن يَصطاده.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36003, MU000787
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ كَعْبَ الأَحْبَارِ أَقْبَلَ مِنَ الشَّامِ فِى رَكْبٍ حَتَّى إِذَا كَانُوا بِبَعْضِ الطَّرِيقِ وَجَدُوا لَحْمَ صَيْدٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ بِأَكْلِهِ قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ بِالْمَدِينَةِ ذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ مَنْ أَفْتَاكُمْ بِهَذَا قَالُوا كَعْبٌ . قَالَ فَإِنِّى قَدْ أَمَّرْتُهُ عَلَيْكُمْ حَتَّى تَرْجِعُوا ثُمَّ لَمَّا كَانُوا بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ مَرَّتْ بِهِمْ رِجْلٌ مِنْ جَرَادٍ فَأَفْتَاهُمْ كَعْبٌ أَنْ يَأْخُذُوهُ فَيَأْكُلُوهُ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ذَكَرُوا لَهُ ذَلِكَ فَقَالَ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ تُفْتِيَهُمْ بِهَذَا قَالَ هُوَ مِنْ صَيْدِ الْبَحْرِ . قَالَ وَمَا يُدْرِيكَ قَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ هِىَ إِلاَّ نَثْرَةُ حُوتٍ يَنْثُرُهُ فِى كُلِّ عَامٍ مَرَّتَيِْن . و سئل مالك عما يوجد من لحوم الصيد على الطريق هل يبتاعُه المحرم فقال أما ما كان من ذلك يُعتَرَضُ به الحاج و من أجلهم صيد فإني أكرهه و أنهى عنه فأما أن يكون عند رجل لم يرد به المحرمِين وجده مُحرِمٌ فابتاعه فلا بأس به قال مالك فيمن أحرم عنده صيد قد صاده أو إبتاعه فليس عليه أن يُرسِله و لا بأس أن يَجعله عند أهله قال مالك فى صيد الحيتان فى البحر والأنهار والبِرَك وما أشبه ذلك إنه حلال للمحرم أن يَصطاده.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar’ın rivayet ettiğine göre Ka’b el-Ahbar bir kafileyle birlikte Şam’dan geldi. Yolun bir yerinde iken bir av eti buldular. Ka’b onlara onu yiyebileceklerine dair fetva verdi. Medine’de Ömer b. el-Hattâb’ın huzuruna vardıklarında bu durumu ona da söylediler. Ömer: Buna dair fetvayı size kim verdi? diye sordu. Onlar Ka’b dediler. Ömer: Ben onu başınıza geri dönünceye kadar emir tayin etmiştim, dedi. Daha sonra Mekke’ye giden yolun bir yerinde bir çekirge sürüsü ile karşılaştılar. Yine Ka’b onlara, onları yakalayıp yiyebileceklerine dair fetva verdi. Tekrar Ömer b. el-Hattâb’ın yanına geri döndüklerinde bunu ona anlattılar. Ömer: Seni onlara bu şekilde fetva vermene iten nedir? dedi. Ka’b: O deniz avındandır, dedi. Ömer: Nereden biliyorsun? dedi. Ka’b: Ey müminlerin emiri, nefsim elinde olana yemin olsun ki çekirgeler ancak balığın her yıl iki defa hapşırmasından saçtıklarıdır, dedi.
Mâlik’e, yolda bulunan av hayvanlarının etlerini ihramlı kişi satın alabilir mi diye sorulması üzerine o şöyle demiştir: Hacının karşısına çıkartılan ve kendileri için avlanılanları yemelerini hoş görmüyorum ve yenilmemesini söylüyorum. Şayet bu av hayvanı eti ihrama girmiş olanları kast etmeyen bir adamın yanında olup, ihramlı bir kişi de onu, o kimsede bulduktan sonra satın alırsa bunda bir sakınca yoktur.
Mâlik, yanında önceden avlamış olduğu yahut satın almış olduğu bir av hayvanı bulunup da ihrama giren kimse için onu salıvermesinde bir sakınca olmadığı gibi ailesi yanında alıkoymasında da bir sakınca yoktur.
Mâlik, deniz, ırmak, havuz ve benzeri yerlerdeki balıkların avlanması hususunda: Bunları avlamak ihramlı için helâldir, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 787, 1/126
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramlı iken avlanma,
Yiyecekler, Çekirgenin yenilmesi